Genç kız, heyecanlı bir şekilde kampüsün her zamankinden daha da kalabalık olan bahçesini incelerken elinde tuttuğu telefondan arada sırada saate bakıyordu.
-"Sakin ol, Deniz. Az sonra burada olurlar."
-"Beş dakika önce benimle aynı durumdaydın Buğra."
-"Evet öyleydim ama bak şuan gayet sakinim."
-"Tabiki de sakin olacaksın. Sonuçta anne ve babanı az önce törenin yapılacağı alana gönderdin. Beklediğin kimse kalmadı." Buğra, bir süre sessizce düşündükten sonra
-"O konuda haklısın... Deniz, bugün baloya kesinlikle gidiyoruz değil mi?" Genç kız, konunun değişmesine şaşırsada
-"Elbette gidiyoruz. Ben nişanlımı sadece havaya atacağım kepimi görsün diye çağırmadım. Neden sordun?"
-"Emin olmak istedim." Genç kız, kapıya diktiği gözlerini yavaşça Buğra'ya çevirdikten sonra
-"Ne olduğunu anlatacak mısın?"
-"Birşey olduğu yok."
-"Buğra yüzünü görsen böyle demezsin. Resmen yanımda can çekişiyorsun. Ne oldu? Anlat çabuk." Deniz'in ısrarına daha fazla dayanamayan Buğra etrafı kolaçan ettikten sonra ceketinin cebinden kare şeklindeki küçük ve kırmızı kutuyu yavaş bir şekilde Deniz'e uzattı. Deniz, elindeki kutuyu hiç beklemeden açtığında gördüğü tektaş yüzükle birlikte Buğra'ya sarılıp
-"Tebrik ederim. Tebrik ederim. Çok sevindim. Buse de çok sevinecek eminim." Buğra, kendisine sarılan Deniz'in sarılışına karşılık verdikten sonra
-"Kabul eder mi sence?"
-"Tabiki de kabul edecek. Delirdin mi sen? Buse'nin seni ne kadar sevdiğini bilmiyor musun?"
-"Biliyorum. Yine de 'evet' cevabını alamamaktan korkuyorum." Deniz, elindeki yüzük kutusunu Buğra'nın avucuna yerleştirdikten sonra güven veren bir sesle
-"İnan bana Buğra istediğin cevabı alacaksın. Sen Buse'nin istediği herşeysin." dedikten sonra yanlarına yaklaşan arkadaşlarını gördüğünde "Kutuyu sakla bence. Geliyorlar." diyerek uyardı genç adamı.
-"Bizsiz ne konuşuyorsunuz bakalım?" diye soran Buse'ye Buğra
-"Ne konuşabiliriz ki hayatım. Deniz'in ailesi daha gelmedi ya onları bekliyoruz."
-"Aileni Dean ve Alex karşılayacak öyle değil mi?"
-"Hey, sakin ol. İstanbul trafiği denilen bir olay var bu şehirde yavaş yavaş geliyorlardır. Hem törenin başlamasına daha var zaten." Deniz, Defne'yi onaylar bir şekilde başını aşağı yukarı sallarken gördüğü araba ile rahatlamış bir şekilde fısıldadı
