Dört genç kız vize haftasının son bulmasıyla rahatladıklarını hissetti. Bu rahatlamayı da bol dedikodulu bir geceyle sonlandırmaya karar verdiler. Çağla elindeki cips tabaklarını sehpalara yerleştirirken, Deniz kolaları bardaklara boşaltmakla, Buse film seçmekle, Defne ise Alex ile telefonda konuşmakla meşguldu.
Deniz kola bardaklarını cips tabaklarının yanına koyduktan sonra Buse'ye meraklı gözlerle bakmaya başladı. Buse, seçmiş olduğu filmi havaya kaldırıp zafer ile gülümserken Deniz ve Çağla koltukta ki yerlerini almış. Defne'nin Alex ile olan konuşmasının son bulmasını bekliyorlardı. Kızlar her ne kadar sabır gösterseler de bir zaman sonra sıkılmış vaziyette birbirlerine bakmaya başladılar.
-"Ya daha geçen gün birlikte değiller miydi? Bu kadar konuşacak şeyi nasıl buluyorlar anlamıyorum. Buğrayla 2 yıldır çıkıyorum. Bu kadar konuşmadık telefonda."
-"Sen Buse'sin o da Defne aranızdaki fark bu" diyen Çağla, arkadaşına göz kırptıktan sonra Defne'nin odasına doğru yol aldı. Deniz ve Buse ne olduğunu anlamaya çalışırcasına Çağla'nın arkasından bakarken Çağla'nın ne yapacağını kestirmeye çalışıyorlardı. 30 saniye sonra Defne kıpkırmızı bir yüzle içeri girerken Çağla şeytani bir gülümsemeyle kızların ortasına oturdu.
Deniz ve Buse merakla kızlara bakarken ortamdaki sessizlik insanı boğacak cinstendi.
-"Defne, neden utandığını sorabilir miyim?"
-"Utandığımı nerden çıkardın Deniz?"
-"Ev arkadaşımı iyi tanıyorum Defne. Sorun ne?"
-"Sorun yok... Yanındaki aptal sarışın ben Alex ile telefonda konuşurken 'sevgili Alex'ine selam söyle' diye bas bas bağırdı."
-"Ne var bunda?"
-"Ne mi var? Sana şöyle söyleyim. Alex duydu ve kim bilir..."
-"Defne, siz zaten Alex ile çıkıyor gibi bir şeysiniz. Hem eminim onunda hoşuna gitmiştir. Bunu sorun etmen çok saçma." Buse her zaman ki gibi Polyana rolünü üstlenmiş arkadaşını sakinleştirmeye çalışırken Deniz Buse'nin ilk defa bu kadar haklı olduğunu farketti.
-"Bunu bildiğim için ben de öyle seslendim. Hem konuşan Deniz olsa ona da aynısını yapardım. Sana özel birşey değil yani."
-"Alex ile niye konuşayım ki ben?" Düşüncesini sesli dile getiren Deniz Alex ile fazla muhabbetinin olmadığını farketti.
-"Seninki Alex değil ki zaten. Ben Dean'den bahsediyorum."
-"O zaman iş değişir tabi. -3 kız Deniz'in bağırıp çağıracağı anı beklerken, Deniz Çağla'nın tam olarak neyi ima ettiğini anlamaya çalışıyordu. Anladığı anda ise- Çağla iyice aptallaştın ne Dean'i, ne benimki. Mantıklı konuş biraz."
-"Seninki değil mi?" diyen Buse'ye şaşkınlıkla bakan Deniz
-"Kızlar nerden çıkardınız bunu?" Üç kız birbirine baktıktan sonra Defne
-"Ben üçümüzün yerine konuşmak istiyorum kızlar. Kabul edildi mi?"
-"Söz sen de Defne" diyen Buse'ye Çağla'da bakışlarıyla onay verdikten sonra Defne tekrar tüm dikkatini Deniz'e verdi.
-"En büyük aşklar nefretle başlar sendromu sende yüksek dozda mevcut. Çocuğun yüzüne pasta yapıştırdın. Sonra senden özür dilediği ilk gün anında affettin. Seni okula almaya geldiğinde hiç sesini çıkarmadan kabul ettin ve o gün fazlasıyla eğlendin. Bu konuda itiraz etme hakkın yok. Bunu bana kendin söyledin. Ve geçen gün seni aradığında tam 45 dakika aralıksız konuştunuz ve sen 25 dakika boyunca yüzünde tebessümle konuşmana devam ettin."
Üç kız şaşkınlıkla Defne'ye bakarken Defne tespitleriyle gurur duyuyordu.
-"Sen beni mi izliyorsun Defne?"
-"Daha çok gözlem yapıyorum diyelim."
-"Gözlemlerinde hatalar var ama benden özür dilediği ilk gün özrünü kabul ettim çünkü kinci biri değilim."
-"İtiraz ediyorum sayın yargıç! Deniz Öztürk 16.01.2014 tarihinde kendisiyle çıktığını iddia eden Ali Yalçın'ı günümüzde hala affetmemiştir. Gözlemlerime dayanarak söylüyorum ki çocuk tam 1 ay boyunca kendisinden defalarca özür dilemiştir."
-"Kabul edildi." Deniz kendi gibi hukuk okuyan Çağla ve Buse'ye kızgınlıkla bakarken haklı olduklarının da farkındaydı.
-"O durum farklı. Ali özür dilerken içten değildi ama Dean o çok içten ve samimiydi. O mavi gözleri..." Genç kız Dean'in yüzünü aklına getirdiği an hızlanan kalbine lanet etti bir kez daha. Buse tereddütte kalsa da Deniz'in iyiliği için yavaşça koluna dokundu. Deniz'in bakışlarındaki kararsızlıktan cesaret alan genç kız
-"Dean'e aşık olduğunu daha ne kadar inkar edeceksin. Biliyorum kabul etsen bile zor bir ilişki olacak ama inan bana imkansız değil. Farkında mısın bilmiyorum ama zaman aleyhine işliyor. Dean..."
-"3 gün sonra Amerika'ya dönüyorlar." Defne'nin bu cümlesiyle Deniz nefes alamadığını hissetti. Aynı cümle tekrar tekrar yankılanıp durdu kulaklarında...
Bir keresinden annesi 'sahip olmadığın birşeyi kaybedemezsin' demişti. O gün bu sözü çok mantıklı bulsa da şuan çok saçma geliyordu genç kıza. Çünkü kaybettiğini biliyordu genç kız. Onunlayken bulduğu huzuru, mutluluğu, en çok da kalbine girebilen ilk erkeği kazanamadan kaybettiğini...
XxxxxxxxxxxxxX
UMARIM BEĞENEREK OKUDUĞUNUZ BİR BÖLÜM OLMUŞTUR. HER ZAMANKİ GİBİ İYİ YADA KÖTÜ YORUMLARINIZI BEKLİYORUM
