İKİ AY SONRA
Dean, tek dizinin üstüne çöküp elindeki kare şeklindeki kırmızı kutunun kapağı açtıktan sonra
-"Deniz, bitanem sonsuza kadar hayatımın anlamı olur musun?.. Benimle evlenir misin?"
-"Dean, ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
-"Aslında bu sorunun çok basit bir cevabı var... Evet gibi..."
-"Ah! Tabi ya. Haklısın. Heyecandan unuttum."
-"Ee cevabın nedir?"
-"Dean, ben... Üzgünüm yapamam."
-"Ne demek yapamam?.. Deniz bilmelisin ki kastettiğim cevap bu değildi."
-"Her zaman istediğin cevabı duyamazsın Dean Brown."
-"Ciddi ciddi hayır diyorsun. Öyle mi?"
-"Evet." Genç adam, gözlerini devirdikten sonra olduğu yerden kalkacakken açılan kapı ile birlikte kızgınlıkla
-"Şu kapıyı çalmadan girmeyin demedim mi?"
-"Neden oğlum? Yoksa Alex'e yaptığın evlilik teklifini görmemi istemiyor muydun?" Dean, duyduğu cümle ile gözlerini kızgınlıkla baktığı Alex'ten kapıda şaşkınlık ve alayla kendisine bakan babasına çevirdi. Bulunduğu durumu farkettiğinde ise hızla toparlanıp elindeki kutuyu da hızla cebine yerleştirdi.
-"Baba, inan bana yanlış anladın." Mr. Brown sakin bir şekilde eskiden kendisine ait olan koltuğa oturduktan sonra alayla
-"Umarım öyledir Dean. Gelecekteki gelinimin Alex olması isteyeceğim son şey bile değil çünkü."
-"Beni şuan gerçekten yaraladığını bilmeni istiyorum Jack... İnan bana oğlun benden iyisini bulamaz."
-"Öyle mi dersin?"
-"Kesinlikle. Benim kadar yakışıklı, çalışkan, eğlenceli birini nerden bulacak?" Mr, Brown düşünürmüşçesine bir ifade takındıktan sonra
-"Haklısın, aslında. Dean, eğer Alex olmadan yapamam dersen..." Dean'in
-"Saçmalamayı keser misiniz lütfen?" diye isyan etmesiyle Alex ve Mr. Brown'un aynı anda kahkaha atmaya başlaması bir oldu. Alex, kahkahaları eşliğinde Dean'in masasının yanındaki koltuklardan birine otururken Dean ayakta durmaya devam ediyordu. Birkaç dakika sonra ortam sessizleşirken Mr. Brown her zamanki ciddi duruşuyla
-"Duyduklarım doğru mu? diye sormaya gelmiştim ama gördüklerim doğru olduğunu kanıtladı." Dean, şaşkınlıkla babasına bakarken dilinin ucundaki soruyu Alex sordu.
-"Jack sen nasıl öğrendin?"
-"Jack Brown olmak kolay değil. Yüzüğü aldığın yer arkadaşıma ait. Kendisi haber verdi... Ee oğlum bana ne zaman söyleyecektin? Kızı istememize birgün kala mı?"
-"Ben söyleyecektim baba. Ama daha erken. Yüzüğü dün akşam aldım. Alex ile de prova yapıyorduk."
-"Keşke o kısma şahit olmasaydım." Mr. Brown'un yüzünü ekşiterek söylediği cümleyle Dean yüzüne yayılan gülümsemeye daha fazla engel olamadı. Rahatlamış bir şekilde Alex'in karşısındaki koltuğa oturdu. Çünkü babası bu yüz ifadesini mutlu olduğu ama belirtmek istemediği zamanlar kullanırdı.
-"Jack, aklıma birşey takıldı. Az önce 'bana ne zaman söyleyecektin? Kızı istememize birgün kala mı?' derken neyi kast ettin? Kız isteme tam olarak ne oluyor?" Mr. Brown, kendisine merakla bakan iki gence
-"Bana şaka yaptığınızı söyleyin... Yani Türk kızlarıyla çıkıyorsunuz ama adetlerini bilmiyorsunuz öyle mi?"
-"Bilmemiz mi gerekiyordu baba."
