AÇIKLAMA ZAMANI

6K 344 10
                                    

Genç kız, kendisini bekleyen ablasına ve eniştesine doğru ilerlerken aynı zamanda anne ve babasıyla nasıl bir konuşma yapacağını düşünüyordu. Normal de 'anne ben evleniyorum' deyip babasıyla konuşma işini annesine bırakırdı ama şuan ki durum bunun doğru olmadığını gösteriyordu. Sonuçta annesinin de kabul edip etmeyeceği tam bir muammaydı. Genç kız ablasının kendisine sımsıkı sarılmasıyla düşüncelerini bir kenara bırakıp kollarını ablasına sardı.

-"Tatlım, seni o kadar çok özledim ki."

-"Bende sizi çok özledim." Ablasının kendisinden hafifçe uzaklaşmasıyla eniştesine döndü.

-"Hoşgeldin baldız." Eniştesinin kendisine samimi bir şekilde söylediği cümle ile yüzüne istemsiz bir gülümseme yayıldı.

-"Hoşbuldum enişte... Bu arada ufaklık nasıl?" Sorduğu soruyla birlikte abla ve eniştesinin yüzünde aynı anda oluşan tebessüm ve heyecan belirtileriyle neşesinin yerine geldiğini hissetti.

-"Çok iyi. Ara sıra tekmeliyor. Hatta bu aralar daha da sıklaştı."

-"Neden? Bir sorun mu var?"

-"Sakin ol tatlım. Doğum yaklaştıkça sabırsızlanıyor herhalde."

-"Güzeller muhabbetinizi bölmek istemem ama yavaş yavaş gidelim mi?" Bunun üzerine iki kızkardeş kol kola girerek havaalanının çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladılar.

Arabanın oraya geldiklerinde Deniz yavaşça ablasının kolundan çıkacakken ablasının elini sımsıkı tutup kendisine çekmesi bir oldu.

-"Abla ne yapıyorsun?"

-"Ne yapıyormuş gibi gözüküyorum. Tabiki parmağındaki yüzüğü inceliyorum."

Deniz, şaşkınlıkla; Ufuk ise hayranlıkla Yaprak'ı izlerken Yaprak hayat ile bağlantısını koparmış bir şekilde yüzüğü incelemeye devam etti.

-"Baya zevkli... Çok da zarif... Bu çocuğu şimdiden sevmeye başladım."

-"Hayatım, sen Dean'i en başından beri seviyorsun zaten."

-"Tamam işte. Sevgim şuan ikiye katlandı." Deniz, elini ablasının elinden yavaşça çektikten sonra

-" Abla, ya annemler kabul etmezse?"

-"Ederler ederler rahat ol sen."

-"Olamıyorum maalesef. Ya Dean'den ayrılmak zorunda kalırsam?"

-"Bak aslında söylemeyecektim ama daha fazla stres yapmanı istemiyorum. Ben annemlere konudan azıcık bahsettim. Ve seni sabırsızlıkla bekliyorlar. Onları daha fazla bekletmek istemezsin değil mi?"

-"Bir dakika azıcık derken ne kadar azıcık?" Yaprak, kardeşinin kendisine sorduğu soru karşısında birkaç saniye sessiz kalsa da Deniz'i duymazdan gelip kocasının da yardımıyla yavaşça arabaya bindi.

XxxxxxX

Deniz, doğup büyüdüğü evin ilk defa bu kadar sessiz olduğunu fark edip daha fazla strese girerken aynı zamanda konuyu nasıl açacağını düşünüyordu.

Derin bir nefes alıp konuşmak için ağzını açtığı an

-"İkiz sana bir şey soracağım. İstanbul'da onca Türk erkeğinin arasında elin Amerikalısını bulmayı nasıl başardın?" Genç kız, ikizinin sorduğu soruyla şaşkınlıkla ablasına bakmaya başladığında ablası suçunu bilirmişçesine bir eli karnında

-"Affedersin, Deniz ama kendimi tutamadım." Ev yeniden sessizleştiğinde

-"Selma, siz dışarı çıkın. Ben Deniz ile yalnız konuşacağım." Babasının otoriter sesiyle birlikte bakışlarını ablasından babasına çevirdikten birkaç saniye sonra kapının kapanma sesini işitti.

Yabancı Damat - TAMAMLANDINơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ