Bölüm 8

1.8K 118 7
                                    

Demek bana bu kadar yakınsın ona karanlık maviler diye hitap ettiğimi bilecek kadar. Kimsin sen...

**************
Kafamda bin bir soru vardı. Neden başkası değilde ben. Gerçi böyle bir şey ilk defa başıma geliyordu. Dolabın önünde dikilmiş boş boş nota bakıyordum.

"Hayal nasılsın?" sesi duymamla yerimden sıçramıştım. Ödüm yarıldı lan resmen.

"Sen miydin efe?" kaşlarını çatıp dikkatle bana baktı.

"Hayrola birini mi bekliyordun." ne cevap verecektim ben buna şimdi. Aman ne güzel!

"Yo..yok ben sadece şey..." efe beni daha dikkatle inceleyip

"Sen sadece ne hayal ne oldu. Renginde atmış hala iyileşemedin mi?" Elinin tersini alnıma koyup ateşime baktı.

"Ateşinde yok kül kedisi ne oldu söyle biri bir şey mi dedi?" efe ne ara beni bu kadar sahiplenir olmuştu ya.

"Şey yok biri bir şey demedi. Sadece kitabımı evde unutmuşum onun şaşkınlığı." efe bu söylediğim yalana hiç inanmamıştı.

"Peki sen ne zaman söylemek istersen o zaman dinlerim seni ama lütfen böyle bahanelerle gelme bana. Yardım edebilirim biliyorsun." ahh şimdi çok utandım işte.

"Beni düşünme efe iyim tamam mı üsteleme."

"Tamam asi kız nasıl istersen öyle olsun." asi mi kim ben mi neden herkes bu aralar asi diyordu bana.

"Neyse tamam sonra görüşürüz."
Efenin cevap vermesine fırsat vermeden sınıfa doğru ilerledim. Neden herkes üzerime geliyordu ki.

"Hayal?" ahh Turab hoca onu tamamen unutmuştum.

"Efendim hocam?" tam karşıma dikilip konuşmaya başladı.

"Hani senle geçen bir konu konuşuyorduk yarım kalmıştı. Şimdi dersin yoksa kafeteryaya gidip sana bir kahve ısmarlamak isterim." ne konuşacaktı ki. Bir yandan merak ediyordum diğer yandan uzak durmam gerektiğini hissediyordum.

"Tabi bir saatlik boşum var hocam." ahh ne yaptım ben gene tutamadım koca çenemi. Turab hoca gülümseyip ilerlemeye başladı. Neden onun yanında bu kadar huzursuzdum. Sıradan bir hoca işte. Arkasından ilerleyerek kafeteryaya gittik. Her zamanki boş masaya oturdum o sırada Turab hoca kahveleri alıp geliyordu.

Karşıma oturup kahvenin birini bana uzattı. Kahveden bir yudum almışken söylediği sözle kahvenin sıcaklığı boğazımı yaktı.

"Eeee o mavi gözlü genç ne istiyormuş?"

"Anlayamadım hocam?" ne saçmalıyordu bu hoca bozuntusu. Sonra bana asabi asi diyorlar.

"İsmi neydii hah demir değil mi işte onunla aranda baya bir yakınlık var gibi." bu imanın sonu neye dayanıyordu.

"Nasıl yani demirle ben mi iyide çok bir arada görmediniz bizi bunu nereden çıkardınız." Turab hoca biraz düşündü. Kanıt arıyor gibiydi.

"Bu söylesem mi bilemedim şimdi. Ama söylesem daha doğru olur." ne söyleyecekti offf bulmaca gibi konuşmasana be adam.

"Hocam söyler misiniz artık?"

"Bak hayal geçen gün sen arkadaşlarınla otururken demirin seni uzaktan izlediğini gördüm ve sana bakışı hiç iç açıcı değildi yani nasıl desem o mavi gözleri saldıgandı. Karanlık mavilerdi." karanlık maviler.
Bu tesadüftü değil mi o olamazdı. Şuan karşımdaki insan o notu gönderemezdi.

"Başka söylemek istediğiniz bir şey var mı hocam?"

"Birde ona dikkat et çünkü bu yaptığı ilk değil." sıkıldım artık bu gizemden neden açıkça konuşmuyor ki.

ASİ VE MAVİWhere stories live. Discover now