Bölüm 45

413 32 11
                                    


  BU BÖLÜMÜ SANA İTHAF ETMEK İSTEDİM SAMİMİ YORUMLARIN İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM  :)

***********************************************


"Nerede kalmıştık Hayal hanım. Evett sizi odamıza götürüyordum." dedi ve odaya girdi. Yatağa girip üzerimizi örttükten sonra arkamdan sıkıca sarıldı. Bu gece sadece huzur istiyordum aslı yüzleşme için güç toplamam lazım ve güç şuan yanımda yatıyor. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. 

********************************

"Hayal seni gidi uykucu kalk artık kutup ayılarını geçtin kış uykusunda. Şuna bak hala yatıyor eğer ben gelene kadar kalkmazsan totoya şaplak gelecek benden söylemesi..." Evin içinde bas bas bağıran Demir yüzünden güzelim uykumdan kalkmak zorunda kaldım. Açıkçası şaplak istediğimden emin değilim. Buraya yaklaşan adım seslerini duyar duymaz panikle ayağa kalkmaya çalıştım ama sonuç felaket oldu. Ayağıma takılan yorganla birlikte ayağa kalkmak yerine yere yapıştım ve tam o sırada Demir içeri girdi.

"Ben sana yataktan kalk diyorum sen yataktan kalkıp yere yatıyorsun küçük bayan." Kollarını bağlayıp sırıtarak bana bakmaya başladı.

"O öyle olmadı bikere." diyerek somurtup mızmızlanmaya başladım. Sanırım bu halim Demir'in daha çok komiğine gitti ki kahkaha atmaya başladı.

"Tamam tamam bir şey demedim kalk hadi kahvaltı hazır içeride seni bekliyorum." Demir odadan çıkınca oflayarak ayağa kalktım ve banyoya gittim. Elimi yüzümü iyice yıkayıp ayılmaya çalıştım. Tabi ne kadar ayılabilirsem. Daha fazla oyalanmadan odadan çıkıp mutfağa gittim. Kızartma kokusu etrafımı sararken gülümsemeden edemedim. Nedense yemek yemek bana mutluluk veriyordu.

"Hadi bakalım Hayal hanım sizi masaya alalım. Bu gün bol gönüllülük yapıp kahvaltıyı ben hazırladım ama yarın hazırlayacağım anlamına gelmez baştan söyleyeyim bir gün ben bir gün sen. Öyle yan gelip yatmak yok." Aman be iyi ki bir kahvaltı hazırladı kendini övmese olmaz. Ama Allah var güzel kahvaltı hazırlamış. Patates ve biber kızartıp yumurta pişirmiş. Onun dışında kahvaltılıkları koyup ekmekleri kızartmış. Ama masada bir eksik var oda kahvem. Soran gözlerle Demir'e bakmaya başladım.

"Artık sabahları kahve yok ya çay içeceksin ya süt yada portakal suyu seç birini." somurtarak bakmaya devam ettim belki bana acır umuduyla ama bu numarayı yemediğini belirtmek için sırıtarak başını sağ sola salladı. Lanet olsun sana Demir Çağlar. Kollarımı bağlayıp masaya oturdum.

"E ne içeceğine karar verdin mi bakalım."

"Portakal suyu ama sıkılmış değil hazır varsa onu istiyorum eğer yoksa kahvemi alırım ona göre." Şeytan sırıtmasından anladığım kadarıyla baya hazırlıklı gelmiş. Dolaba yönelip hazır portakal suyunu çıkardı ve bardağıma doldurdu. Demir benim aksime çay içmeyi tercih etmişti. Oda masaya oturunca tabağıma salatalık domates kızartma zeytin peynir doldururken kahkaha sesiyle başımı kaldırdım.

"Ne gülüyorsun be komik bir şey mi var?" Başını olumsuz anlamda sallayıp sakinleşmeye çalıştı.

"Kıtlıktan mı çıktın kızım bu ne böyle sakince ye merak etme yemicem ben sana bıraktım. Hayır yani boğulursun mazallah sana bişey olmasını istemem." Mümkünmüş gibi daha fazla somurttum. Sonra tabağıma bakıp gerçekten de aç gözlülük yaptığımı fark ettim ama açım ne yapabilirim. Omuz silkip koyduklarımı yemeye başladım. Şuan Demir'i umursayamayacak kadar açım benim için önemli olanda bu. Kahvaltı faslını geçtikten sonra mutfağı toplayıp odama çekildim. Bugün okula gidip bir çok şeyle yüzleşmek istiyordum. Dalya'nın neden bana bunu yaptığını öğrenip karşılığında ne yapacağıma karar vermeliydim. O yüzden ne olursa olsun bugün okula gitmeliyim bunun içinde Demir'i ikna etmem gerekecek sanırım. Ve ben bunu nasıl yapacağımı iyi biliyorum.

ASİ VE MAVİWhere stories live. Discover now