Bölüm 24

928 82 2
                                    


BÖLÜM KISA GELEBİLİR ELİMDEN GELDİĞİNCE YAZMAYA ÇALIŞTIM. UMARIM SONRAKİ BÖLÜM DAHA UZUN VE ERKEN GELİR. :) İYİ OKUMALAR...

Gözlerimi tamamen açıp etrafıma baktım. Onu gördüğümde gözlerime inanmadım o kadar güzel ki.


"Ama bu nasıl olur biz yani o nasıl?" Kurduğum saçma cümlede ben bile ne sorduğumu anlamadım Demir nasıl anlasın.

"Bunu içeri girince anlatırım şimdi arabadan in ve DEHA ya merhaba de." Dediğini yapıp hızla arabadan indim. Ağaca yaklaşıp derin bir nefes çektim.

"Merhaba DEHA!"

************************

Demir'le DEHA'ya doğru ilerledik. Bu ağaç evi bizim yaptığımızı düşünmüyorum çocuktuk sonuçta. Demir DEHA'nın merdivenlerinde durup beni bekledi. Kendime biraz zaman tanımak için yavaşça ağacın etrafından dolaşmaya başladım. Santim santim her yeri inceleyip bir şeyler hatırlamaya çalıştım ama nafile. Birinci turumu tamamlayıp ikinci tura başlayacakken Demir bileğimden tutup beni durdurdu.

"Hayal korkma yanında olacağım eğer kendini kötü hissedersen hemen buradan gideriz sorun olmaz. Şimdi DEHA'nın içini görmek istediğinden emin misin?" Emin miyim bilmiyorum ama içimde ki hissi de bastıramıyorum. Demir'in karanlık mavilerine bakarak yavaşça başımı salladım. Demir elimi tutup dikkatle basamaklara yöneltti beni.

" Adımlarını dikkatli at üzerinden kaç yıl geçti tahtalar sağlam olmayabilir." Bastığım yere bakarak yukarı çıkmaya devam ettim. Her adımımda kalp atışlarımda hızlanıyordu. Titrek bir nefes alarak sakin olmaya çalıştım. Son basamağa çıktığımda gözlerimi bir kaç saniyeliğine kapattım. Ruhum ve bedenim hazır oluncaya kadar sessizce durdum. Gözlerim kapalı olduğundan Demir'in ne yaptığını göremiyordum ama sabırla beni beklediğini biliyordum. Oda benim hazır olmamı bekliyordu. Daha fazla durma gereği duymadan gözlerimi açıp son basamağı da çıktım. Kapının eşiğinde beklerken yavaşça odayı süzdüm. Dış renginin aksine burası gökkuşağı gibiydi.

Her yerde küçük el izleri ve saçma sapan resimler vardı. Anlaşılan bu Demir'le bana ait olan şaheserler. Odaya girip her çizginin üzerinde elimi gezdirdim. Kabartmaları elimin altında hissettikçe kendimden geçiyordum. Odanın köşesinde bulunan küçük dolap dikkatimi çekince oraya yöneldim. Dolabın üzerinde yamuk bir şekilde DEHA yazıyordu ve yazı çok çirkindi. İstemeden de olsa gülümsedim. Kesin bu yazı Demir'e ait. Benden yaşça büyük olduğuna göre yazmayı ilk o öğrenmişti.

" İçine bakmayacak mısın?" Demir çaprazımda durmuş dikkatle beni izliyordu. Bakışları ilk günlerde ki gibi değildi her ne kadar dikkatli olsa da artık daha yumuşak bakıyordu bana.

" İçinde ne var?" soruma cevap vermek yerine omuzlarını silkmekle yetindi. Anlaşılan iş bana kaldı. Yavaşça dolabın kapağını açıp içine baktım. Gördüklerim karşısında şoka uğradım ama bunlar... İnanmıyorum bunlar oyuncaklarımız! Demir yanıma gelip hangisinin onun hangisinin benim olduğunu anlatmaya başladı. Bebekler arabalar mutfak malzemeleri boyalar tek boynuzlu at bile vardı. Hepsini elime alıp tek tek inceledim. Demir'in anlattığına göre onu hep evcilik oynamaya zorlar istemeyince de bağra bağra ağlarmışım. Oda beni susturmak için mecbur kabul edermiş.

Oyuncakları incelerken bir yandan Demir'in anlattıkları içimi ısıtıyordu. O anıları hatırlamasam da Demir bana tekrar yaşatmak için elinden geleni yapıyordu. Boyaları alıp Demir'e baktım oda benim ne demek istediğimi anlamış olacak ki ayağa kalkıp benimde kalkmama yardım etti. O zamanlar küçük olduğumuz için sadece boyumuzun yettiği yere kadar boyamışız o yüzden tahta duvarların üst kısımları boştu. Fırçalardan birini alıp siyah boyaya batırdım. Gözlerimin önüne çizmem gereken bakışları getirip fırçamı duvarın üzerinde gezdirmeye başladım. Bakışların hatlarını çizerken bir yandan da Demir'e baktım oda siyah boya ile bir şeyler çizmeye başlamıştı. Çizgilere o kadar yoğunlaşmış ki burası yıkılsa haberi olmayacak. Onu izlemeyi bırakıp çizimime geri döndüm. Fırçamı tekrar boyaya batırıp göz hatlarını daha çok belirginleştirdim. Gözün içine geçmeden kaşı çizmeye başladım. Biraz kahverengi biraz siyah karıştırarak çizdikten sonra tekrar göze döndüm. Göz bebeğini çizerken ince uçlu fırçalar kullanarak istediğim ışığı vermiş oldum. Gözü bitirdikten sonra tekrar ince uçlu fırça ile kirpiklerini yaptım. Son olarak göz çevresine ten rengi ve pembemsi ton kullanarak çizimi bitirdim. Bir kaç adım gerileyerek uzaktan nasıl göründüğüne baktım. Oldukça hoştu. Demir'in ne yaptığını görmek için yanına gittim.

ASİ VE MAVİWhere stories live. Discover now