Bölüm 44

650 55 24
                                    


(Şarkıyı seçen okuyucum @@eyllprenses6)

***************************************

BÖLÜMÜ YAZARKEN SADECE BU ŞARKIYI DİNLEDİM VE SİZİNLE PAYLAŞMAK İSTEDİM. BU BÖLÜMÜN GEÇ GELME SEBEBİ İÇİN BİR BAHANEM YOK. SADECE YAZAMADIM İŞTE. YETMEDİ KELİMELERİM SANIRIM SONA DOĞRU YAKLAŞIYORUZ. RUHSAL ANLAMDA ÇOK ZOR BİR DÖNEM GEÇİRİYORUM VE BU YÜZDEN YAZAMIYORUM. BUNU DAHA FAZLA UZATMAYACAĞIM.

*********************

"Bence onları almaya gerek yok sana yeni kıyafetler alırız. Geçmişi hatırlatan şeyler yanında taşımanı istemiyorum." tamam anlamında başımı sallayıp arkama yaslandım ve yolu izlemeye başladım. Her ne kadar İstanbul'a dönmeye hazır olmasam da bir gün bunu yapmak zorundaydım ve o gün bu günmüş demek. Hadi bakalım Hayal gerçek oyun şimdi başlıyor.

*****************************************

Demir arabayı kullanmaya devam ederken gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım her ne kadar zor olsa da uyumak istiyordum sadece. Biraz gözlerim kapalı hareketsiz kaldım ama nafile. Gram uykum yok. En sonunda pes edip gözlerimi açtım ve doğruldum. Demir bir bana bakıp bir yola bakıyordu. Onu ne kadar kırdığımı düşündükçe kalbime hançerler saklanıyordu. İstemsizce gözlerim dolmaya başladı. Her ne kadar başımı çevirsem de Demir yanağımdan süzülen damlayı görmüştü. Elini kaldırıp elimin üzerine koydu.

"Güzelim sorun ne neden ağlıyorsun kötü bir rüya mı gördün yoksa?" sen bana uyuyabildin mi diye sorsana. Cevap vermek yerine başımı sağ sola salladım sadece. Demir arabayı yavaşlatıp sağ çekti ve tamamen bana döndü.

"Sorun ne söyle bana hadi." sorunu ben bilmiyorum sana nasıl söyleyeyim.

"Bilmiyorum Demir her şey ağır geliyor artık bana kaldıramıyorum çok yoruldum." Dalya ya nasıl davranacağımı bilmiyordum. Onun bana oyun oynadığı gibi karşılık veremem ama canının yanmasını istiyordum.

"Biliyorum anlıyorum emin ol seni çok iyi anlıyorum ama şunu bil sen yalnız değilsin ben varım ve sana hep destek olacağım. Bu yaşananları unutman için elimden gelenin fazlasını yapacağımdan şüphen olmasın Hayal." Aklım Demir'e inansa da kalbim pek onay vermiyordu buna. Yine bir şeyler olacak ve pamuk ipliğine bağlı olan mutluluğum yok olacak. Her zaman bu oldu ve her zaman bu olacak.

Dudağımı ısırıp kararsızca o mavilere bakmaya başladım. Anladı bakışlarımdan ne demek istediğimi ben konuşmadan. Hepte anlamaz mıydı zaten bakışlarımdan neler demek istediğimi. Çocukluk aşkımdı beni en iyi o tanır değil mi?

"O zaman bana ne yapmam gerektiğini söyle Demir kendimi boşlukta gibi hissediyorum." Demir sağ elini kaldırıp yanağımı okşamaya başladı. Gözlerindeki sevgi ve şevkati görebiliyordum.

"Oraya gideceğiz ve birlikte yüzleşeceğiz bu süreçte ise elini hiç bırakmayacağım şuan bırakmadığım gibi." gözlerinde her ne kadar bana olan sevgiyi görsem de kırgınlığı da görüyordum ve bu beni yıkıyordu. Göz yaşlarımı daha fazla tutamadım ve akmasına izin verdim.

"Hiştt ağlama lütfen her damlan da benim nefesim kesiliyor göz yaşlarında boğuluyorum. Gel buraya." dedi ve kollarını belime dolayarak beni kendine çekip sarıldı. Bende kollarımı boynuna dolayıp kokusunu içime çektim ve ağlamaya devam ettim.

"Özür dilerim.....Özür dilerim ben sana ihanet etmek istemedim.. Ben yapmak istemedim neden yaptım onuda bilmiyorum onu öpmek istemedim yemin ederim. Seni seviyorum Demir. Seni çok seviyorum." Demir'in belimde ki kolları daha da sıkılaştı. O an anladım ki oda ağlıyordu. Bir süre ne ben konuştum nede o. Sadece ağlayıp sarıldık. Biliyordum ki benim Berk'i öpüşüm gözlerinin önünden gitmeyecek ve her hatırladığında canı yanacak belki beni her gördüğünde o an gelecek gözünün önüne bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki her halukarda canı yanacak.

(@@Cemsakin73z şarkı senden armağan okuyucularımıza...)

O kadar bencil bir insanım ki canını yakacağını bile bile gidemiyorum ondan. Derin bir nefes alıp ayrıldı benden. Çaktırmadan gözlerini sildiğini düşünse de görmüştüm. Görmesem bile gözlerinin parlaklığı ele veriyordu kendini. Her ağladığında gözlerinin içi parlardı ve o okyanusu daha bir güzel gösterirdi.

"Evett bu kadar oyalanmak yeter gidelim biran önce." İstanbul'a dönerken yolda sadece bir kere durduk. Kısa bir yemek molası verdikten sonra ben arkaya geçip uyumaya başladım. Gözlerimi açtığımda İstanbul'un girişindeydik. Kafamı kaldırıp etrafa bakmaya başladım. O sırada Demir'le göz göze geldik.

"Seni evine mi bırakayım yoksa benim eve mi gelmek istersin." Başımı koltuğa yaslayıp tekrar gözlerimi kapattım.

"Anlaşılan benim eve gidiyoruz." diyip kıkırdadı. Beni bu kadar iyi tanımak zorunda mısın Demir. Sadece bakışlarımdan anlıyordu ne demek istediğimi o yüzden konuşmaya zorlamadım kendimi. Başımı tekrar koltuğa koyup kaldığım yerden devam ettim uykuma.

*********************

Demir'in beni kucaklamasından ve serin havadan anladığım kadarıyla eve gelmiştik. Gözlerimi açmayıp kokusunu içime çekmeye başladım. Onunla olmak bana huzur veriyordu. Eve girdiğimizde Demir direk merdivenlere yöneldi. Kollarımı boynuna dolayıp sıkı sıkı tutundum ona. Oda anladı tabi uyandığımı gülmeye başladı. Başını kulağıma yaklaştırıp fısıldamaya başladı.

"Erinenin çocuğu olmaz derler bizim orada seni küçük oyuncu." utandığım için başımı boynuna saklamayı tercih ettim.

"Hem eringeç hemde utangaç şuna bak ne yapacağım ben senle. Bu gidişle bel fıtığı olmazsam iyi." hemen başımı kaldırıp gözlerine baktım. Anladığım kadarıyla benimle dalga geçiyordu.

"Ne demek bel fıtığı o kadar ağır mıyım ben. Bırak beni inmek istiyorum." sözlerime karşın daha sıkı sardı beni ve başıma ufak bir öpücük bıraktı.

"Şaka yaptım güzelim ağır falan değilsin sadece ne kadar uykun açılmış onu ölçüyordum ve sen baya uyanıksın hımm ne yapsak ki seninle şimdi." gene fısıldayarak konuşuyordu ve bu tuhaf hissetmeme sebep oldu. Elimi boynundan çekip yanağına koydum. Aramızda ki sıcaklığın arttığını ikimiz de biliyorduk. Ve ben bu çekime daha fazla dayanamayıp dudaklarına yaklaşmaya başladım. Dudaklarımı yavaşça dudaklarına değdirip bekledim biraz. Neyi bekledim onuda bilmiyorum belkide onun ne tepki vereceğini bilmediğim için bekledim. Yada korktum desem daha doğru olacak. Onu öpmemi istememesinden korktum beni istememesinden korktum. Korktum işte. Ama beklediğim gibi olmadı dudaklarımı dudaklarını içine hapsedip yavaşça öpmeye başladı beni. Sanki hiçbir acelemiz yokmuş gibi onun izlerini her hücremden silmek istermiş gibi yavaşça öptü beni. Bense gözlerimi kapatıp beni yönlendirmesine izin verdim. Bir kaç dakika daha dudaklarını dudaklarımın üzerinde gezdirdikten sonra benden ayrıldı ve alnını alnıma yaslayıp gözlerini kapattı. Sert yutkunuşundan zor bir durumda olduğunu biliyordum. Ama aramızda ki ilişkinin ilerlemesine hazır olmadığını hissediyorum.

"Be..ben özür dilerim." diyip kucağından indim ve arkamı dönüp aşağı inmeye başlayacaktım ki kolumdan tutup beni kendine çevirdi ve sıkıca sarılmaya başladı. Başını saçlarımın arasına gömüp sakinleşmeye çalıştı. Bu durumun bir erkek olarak ne kadar zor olduğunun farkındayım. Keşke hiç öpmeseydim demeye başlayacakken Demir'in sesi durdurdu beni.

"Bu davranışımla seni asla üzmek istemezdim ama bana biraz zaman vermen lazım Hayal. Hem senin hemde benim toparlanmak için zamana ihtiyacımız var. Eğer seni kırdıysam özür dilerim. Amacım bu değildi sadece ben daha güzel bir zamanda ikimizin mutlu olduğu bir anda yaşamak istiyorum bunu. Umarım beni anlıyorsundur." Haklı olduğunu bildiğim için bunu daha fazla uzatmadım ve bende ona sarıldım. Benden ayrılıp bir elini belime diğerini de bacaklarıma koyup tekrar kucağına aldı.

"Nerede kalmıştık Hayal hanım. Evett sizi odamıza götürüyordum." dedi ve odaya girdi. Yatağa girip üzerimizi örttükten sonra arkamdan sıkıca sarıldı. Bu gece sadece huzur istiyordum aslı yüzleşme için güç toplamam lazım ve güç şuan yanımda yatıyor. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım.

**************************

BÖLÜM İÇİN SÖYLEYECEK BİR SÖZÜM YOK ÇOK ZOR YAZDIM SADECE GELEN YORUMLAR İÇİN ODA. O YÜZDEN ÇOK ÜZGÜNÜM. ŞARKI İSTEKLERİ DEVAM EDİYOR DİĞER BÖLÜM İÇİN ŞARKINIZ VARSA YORUMA YAZMANIZ YETERLİ.

ASİ VE MAVİWhere stories live. Discover now