Bölüm 22

1K 86 0
                                    


Bölüm şarkısı...

*********************

Ben Demir Çağlar'a aşıktım. Tüm benliğim ve ruhumla çocukluğumda ki saf ve temiz sevgiyle bağlıydık biribirize...

*********************

Bütün gece olmasa da geç saate kadar konuşup kahkahalar atmıştık. Babam Demir'le yaptığımız onca yaramazlığı anlatırken tebessüm yüzlerimizden eksik olmamıştı. Hele de çocuğun biriyle kavga ederken Demir'in onu dövmesi ve sırf dövdü diye onunla bir hafta küs kalmam. Acaba o sıralar neyin kafasını yaşıyordum. Benim için dövdü diye Demir'e küsmem şuan çok saçma gelse de yapmıştım bir kere. Sohbete ne kadar katılmaya çalışsam da bir süre sonra uykunun esiri olmuştum. Gözlerimi açıp etrafıma baktım. Gene kimse yok neden sürekli beni yalnız bırakıyorlar. Sözde Demir beni seviyor o zaman neden başımda beklemek yerine gözlerimi her kapattığımda gidiyor ki?

Yataktan doğrulup güzelce gerindikten sonra gözlerimi ovuşturdum. Şuan ne halde olduğuma bakmak için yataktan kalkıp odada bulunan lavaboya gittim. Gözlerimi aynaya çevirip yüzümü incelerken o kadar da kötü halde olmadığım için sevindim. Elimi yüzümü yıkayıp biraz da boynuma su sürdüm. Kış ayında olsak ta soğuk su iyi gelmişti. Nede olsa hastane odaları her zaman sıcak olur. Lavaboda işlerimi halledip tekrar yatağa ilerlerken bu sefer yalnız olmadığımı fark ettim. Oda da Dalya, Efe, Bora ve Demir vardı. Dalya yatağımın yanındaki sandalyede oturmuş erkekler ise odanın dört bir yanına dağılmıştı. Beni ilk gören Bora oldu. Hızla yanıma gelip sıkıca kucakladı.

"Beni çok korkuttun güzel gözlüm." Hopp! bu ne samimiyet ne ara seninle bu kadar yakın oldukta bana lakap taktın sen. Odadaki bu sessizlik iyice gerilmeme sebep oldu.

"Sorun yok Bora şuan iyiyim ve beni daha fazla sıkmaya devam edersen bundan sonra iyi olamayacağım. Çünkü nefes almamı engelliyorsun." sözlerime karşın Bora'nın elleri gevşeyip benden bir iki adım uzaklaştı. Ama bana göre hala çok yakın!

"Ahh şey ben özür dilerim ne kadar narin olduğunu unuttum." Dalya Bora'ya sertçe çarpıp bana sarıldı.

"Geçmiş olsun canım sen bu öküze bakma arada elinin ayarı kaçıyor." diyerek sinirle Bora'ya baktı. Bora biraz daha gerileyip duvara yaslandı. Mahcup gözlerle bana bakmaya devam ederken benim gözlerim Demir'e takıldı. Sert ifadesini bozmadan Bora'ya bakıyordu.

"Tamam artık sıra bende gel bakalım kollarıma kül kedisi." Efe de Dalya'yı ittirip bana sarıldı.

"Efe hani bu konuyu kapatmıştık. "

"Valla sen kapattın ben değil." bana sarılmaya devam ederken sertçe sırtına vurmaya başladım.

"Oha oha yavaş olsana kızın ciğerlerim düşecek. Biliyorsun ki onlar bana lazım. Eğer bana bişi olursa ağlarsın bak. Başını taşlara vurup Daleyyy Daleyyy ellerim kırılaydı da vurmasaydım derdin." Efe sözünü bitirir bitirmez Demir Efe'nin kafasına vurdu.

"Doğru konuş lan ne demek ellerim kırılaydı da."

"Ya abicim sende hiç şakadan anlamıyorsun ben şeettim"

"Ne ettim doğru konuşsana lan kızların yanında."

"Şakasına dedim sende hiç şakadan anlamıyorsun ya!" Demir ile Efe'nin konuşmasına gülmeden edemedim. Efe sürekli Demir'den dayak yiyor.

"Nasıl erkeksin sen tırstın hemen ağırlığını koysana." diyerek Efe'yi gaza getirmeye başladım. Efe yatağımın yanında duran masaya yumruğunu vurdu.

ASİ VE MAVİWhere stories live. Discover now