Bölüm 47

281 25 7
                                    

İLK YORUM YAPAN KİŞİYE BÖLÜM İTHAF EDİLECEKTİR.

BİR SONRAKİ BÖLÜMÜN ŞARKISINI SEÇMEK İSTİYORSAN YORUMA YAZMAN YETERLİ OLACAKTIR.

İYİ OKUMALAR....

**************************************

"Birazdan geleceğim güzelim siz Efeyle takılıp bir şeyler için iki dakikaya buradayım." dedi ve arkasını dönüp çıkışa doğru ilerledi. Demin benden gizlisi saklısı yoktu değil mi? Sanırım varmış. Demir'in attığı her adım kalbime bıçak gibi saplanırken ben sadece yutkunmakla kaldım. Göz yaşlarımı içime akıtırken derin bir nefes alıp başımı kaldırıp Efe'ye baktım. Dikkatle beni izliyordu ve anlamıştı. Olumsuz anlamda başımı salladım sadece. İşte o an bizde susup gözlerimizin konuşmasına izin verdik.

*********************************************

Su Demir'e ne söyledi de Demir fikrini değiştirip gitmeye karar verdi bilmiyorum ama bu içimin huzursuz olmasına sebep oldu. Efe arada bir bana bakıp kahvesinden yudumluyordu onun bildiğini bilsem de üzerine gidip sıkıştırmanın bir anlamı yok çünkü ne yaparsam yapayım söylemeyeceğini istese bile söyleyemeyeceğini çok iyi biliyordum. Demir gideli neredeyse 5 dakika olmuştu bu kadar uzun ne konuşuyorlar acaba. Aklımda ki sorular içimi kemirmeye başlamadan susturmalıyım yoksa bu sorular arasında sıkışıp kalacağım. Bunları düşünmek yerine Dalya ile ne yapacağımı düşünmeliyim. Henüz kabataslak bir planım olsa bile ince eleyip sık dokumalıyım ne bir hata nede bir pürüz olmamalı. Ha birde Bora var. Bu hikayede çok fazla yanlışı olmasa da oda bundan nasibini alacak. Aslında Bora ile konuşup halledebileceğimi düşünüyorum ama Dalya ile konuşmanın yararı yok çünkü bana yalan söyleyip Demir den uzaklaşmama sebep oldu hayatımda ki tek gerçeğimden. Yapmam gereken ilk şey Dalya nın asıl amacının ne olduğu. Biraz korkutursam hemen ötecek kadar tanıdım onu. O yüzden ilk fırsatta Dalya yı sıkıştırmam lazım. Yanımda ki sandalyenin çekilmesiyle dikkatimi yanıma oturan Demir e çevirdim.

"Ee ne konuştunuz bu kadar uzun." Su ise Efenin yanında yerini almıştı hemen. Bir insan nasıl bu kadar itici olabilir bilmiyorum. Demir kurduğum cümlenin altında ki imayı gayet iyi anladığı için elimi tuttu.

"O kadar önemli değil." sinirle burnumdan solumaya başladım.

"Madem o kadar önemli değil neden masadan kalkıp gittiniz ve bu kadar uzun sürdü bu konuşma." sinirle Demir e bakmaya devam ederken o sakince karşılık verdi bana.

"Önemli değil dedim güzelim şuan gereksiz yere kıskançlık yapıyorsun lütfen şu çocukça davranışlara son ver." Su ya baktığımda sinsice güldüğünü gördüm. İşte bu ne kadar küçük düştüğümün kanıtıydı. Efe bu konuşma karşısında yudumladığı kahvesini masaya bırakıp şaşkınca Demir e bakıyordu. Anlaşılan oda bu tarz bir cümle beklemiyordu benim gibi. Derin bir nefes alıp sakince Demir e cevap verdim.

"Peki madem bu önemsiz konuşmalara daha fazla dahil olmak istemiyorum." Demir kaşlarını çatıp bakmaya başladı.

"Ne demek bu?" çantamı ve ceketimi alıp ayağa kalktım.

"Şu demek oluyor size iyi günler." Demir in konuşmasına fırsat vermeden arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Demir arkamdan adımı seslenip ayağa kalktı arkamı dönüp baktım ama o an pişman oldum gördüğüm şeyle. Su Demirin kolundan tutmuş gelmesine engel oluyordu. Demir ise bir bana bir Su ya baktı ve kalktığı sandalyeye geri oturdu. İşte bu boğazımda bir kat daha düğüm oluşturup beni boğmaya başladı. Gözlerimin dolmasına engel olamadan Demir in gözlerine baktım. Huzur bulduğum maviler boğuyordu şimdi beni. Bir damlanın düşmesi Demirin bakışlarını değiştirse de artık çok geçti kırılan kalbim için.

ASİ VE MAVİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin