ASİ VE MAVİ

Bölüm 43

SAMİMİ YORUMUN İÇİN BU BÖLÜMÜ SANA İTHAF ETMEK İSTEDİM :)

BUNU PAYLAŞMAMI İSTEYEN GİZLİ OKUYUCUM :) DİĞER BÖLÜMÜN ŞARKISINI SEN BELİRLEMEK İSTİYORSAN MESAJ ATMAN YADA YORUM YAZMAN YETER. İYİ OKUMALAR...

***************************************

"Hayal!" bu ses Efe'ye aitti. Onun burada ne işi var! Hızla gözlerimi açıp sesin geldiği yere doğru döndüm. Efe ve Demir arkamda durmuş beni seyrediyorlardı. Efe gördüğü şeyle şok olmuşcasına dururken Demir'in gözleri dolmuştu bile. Mavi gözlü olduğu için şimdiden kızarmaya başlamıştı. İçinde bulunduğum duruma lanet ederken içimden söylediğim tek şey işte şimdi bitti olmuştu. Topla bakalım Hayal bu durumu nasıl toplayacaksın görelim.

*********************************

Berkten iki adım uzaklaşıp Demir'e bakmaya başladım. Yaptığım hatanın büyüklüğü altında şimdiden ezilmeye başladım bile. Hadi bakalım Hayal temizle bunu temizleyebilirsen.

"Demir konuşalım mı?" dedim sesimin titremesini engellemeye çalışırken. Demir alt dudağını ısırıp bana bakmaya devam etti. Bunu ağlamamak için yaptığını biliyordum ve onun bu hali benimde gözlerimin dolmasına sebep oldu. Dudaklarını aralayıp derin bir nefes aldı. Bir süre yukarıya baktıktan sonra tekrar gözlerime baktı. Kendini toparlamaya çalıştığını görebiliyordum ve bu beni daha çok parçalıyor. Başını sallayıp arkasını dönüp yavaşça ilerlemeye başladı. Derin bir nefes alıp bende arkasından ilerledim. Efenin yanından geçerken gözlerini Berke kilitlediğini ve biz gittikten sonra kavga çıkacağını anladım.

Demir terasa doğru ilerledi tabi bende arkasından. Sakin bir köşeye geçip manzarayı seyretmeye başladı. Bende yanına gelip demirlerden tutunup onu izlemeye başladım. Ne söyleyeceğimi kendimi nasıl savunacağımı bilmiyordum sadece bunun bir hata olduğunun farkındaydım ama olmuştu bir kere ve bunu Demir gördü.

"Demir ben yapmamalıydım. Biliyorum yaptığım büyük bir hata istemeden oldu desem çok saçma olacak bununda farkındayım. Kendimi savunmaya çalışmıyorum yanlış anlama. Sadece ben.. Ahh konuştukça daha çok batıyorum." Demir hala manzarayı izlerken tek kelime bile etmedi. Ne dönüp bana baktı nede ağzını açıp bağırıp çağırdı. Onun yerinde ben olsam bir saniye bile dinlemeden giderdim ama o beni dinleme şansını bana verdi. Ve ben bu şansı değerlendiremiyorum bile.

"Bir şey söyle sana bekle demiştim de. Bağır çağır sen beni hak etmiyorsun de ama susma. Demir işindeki duyguları bastırma." Demir yavaşça dönüp gözlerime baktı. Bu sırada sağ gözünden tek bir damla yaş düştü yanaklarına. İşte o tek damlada boğuldum ben.

"Hepsi benim hatam. Eğer daha erken gelebilseydim sen onla yakınlaşmak zorunda kalmayacaktın. Bu yaşananlar yaptığım hataların bedeli sadece. O yüzden sana kızamıyorum ya." Demir'in söyledikleri şaşırmama sebep oldu. Berki öptüğümü gördüğüne emin olamadım şimdi çünkü kim olsa sinirlenir bağırır çağırır ama Demir bu yaşananlar için kendini suçluyor.

"Demir sen ne dediğinin farkında mısın ben az önce Berk'i öptüm biliyorsun demi ama sen kalkmış benim suçum diyorsun sen iyi olduğuna emin misin? Bu davranışların beni endişelendiriyor." kaşlarımı çatıp Demir'e bakmaya başladım. O ise hala hüzünle bana bakıyordu.

"Biliyorum kızmam gerekiyor ama yapamıyorum işte. Kızamıyorum sana ne yapmış olursan ol kızamıyorum sana eğer kızarsam kaybederim bunu da biliyorum. Yeterince yıpranmadın mı neden birde benim seni daha fazla yıpratmamı istiyorsun." Demirin gözlerindeki aşkı şimdi daha net görmeye başlamıştım. Sırf beni kaybetmemek için yaptığım hatayı görmezden geliyordu. Eğer Demir'i tanıyorsam gene bir şey oldu ve beni buna hazırlıyordu o yüzden bu hatamı görmezden gelmeye çalışıyordu ama biliyorum ki içi cayır cayır yanıyor.