Beş ~ "Jamesie mi?"

6.1K 458 641
                                    

Lily's pov:

Yaptığım şeye tek kelimeyle inanamıyordum.

Hesaplamaları bitirmeden bunu yapmamalıydım!

Ama bir an onu görünce korktum. Bana benden vazgeçtiğini söylemek istiyor olabilir diye düşünmüştüm bir nedenden dolayı. Sanki, o minik an elimdeki son şansım, son fırsatımdı. Hayatım boyu çok seçim yapmak zorunda kalmıştım ama bu en zoru olmuştu; söylemek mi, söylememek mi?

Herhalde, iş işten geçmişti. Şimdi karşımda üç görev vardı. Bir; gururumu yenmek, iki; sevgimi kanıtlamak.

Üç; iki gündür uyumamış biri olarak bugün ayakta kalmayı başarabilmek.

Zor olacaktı.

"Ne?" dedi Psyche bugün yaptığımı koridorda giderken anlatınca, "Ne yani ben öylesine mi Potter'ı iki kez süpürgeden düşme tehlikesinde bıraktım?"

Mary sadece elini alnına vurdu. Eida'ysa alayla kaşlarını kaldırmıştı. Böyle-Olacağını-Biliyordum bakışlarını kullanıyordu.

Koridorda insanlar bizim yanımızdan hızla geçerken bunu konuşmaya nasıl fırsat buluyorduk, bilmiyordum.

"Şimdi ne olacak? Yani, ne yapacaksın?" diye sordu Psyche. Mary hala elini alnına koymuştu. Ve o an anladım ki, ne yapacağımı bilmiyordum. Elim istemsizce enseme gitti. Onun yaşadıklarını yaşamalıydım. O göze alabilirdise ben de göze almalıydım.

Ne yani, gidip ona yavşamalı mıydım?

"Emin değilim." dedim yere bakarak yürürken. Ne düşünüyordum ki, bunu ona söylerken? Ah tabii, düşünmüyordum.

Kızlar başlarını olumsuzca sallayınca yaptığıma azacık pişman olmuş olabilirdim. Böyle karışık durumlardaysa yalnızca bir şeye güvenebilirdim; zekama.

"Ben... Ben bir şeyler buldum galiba." dedim ve kızları arkamda bırakarak Gryffindor kulesinin olduğunu bildiğim merdivenlere doğru koşmaya başladım. Mary arkamdan adımı bağırsa da galiba beni durduramayacağını bildiğinden vazgeçti.

Bense yatakhaneye kalktım. İksir dersine kadar biraz vaktim vardı ve ben elime bir kağıt alarak liste yaptım. Beni çıldırtmak için yaptığı her şey. Tüyü elime aldım ve yumuşak kısmını çeneme sürdüm.

1. Her fırsatta ona aşık olacağımı söylemesi.

Bunu ona yapabilirdim, sorun değildi. Hatta hiç değildi. Zaten kısa sürede kırılacaktı, bunu biliyordum. Tek gereken hatırlatmaktı.

2. Takma isimler.

Ona James-Çiçeğim demeyecektim herhalde. Tatlı ama hoşuna gitmeyecek bir şey bulmalıydım. Ve bu da sorun değildi.

3. Aşırı kıskançlık.

Onu kıskanıyordum, kabul ediyorum. Sadece bunu içime atmamam ve birazcık abartmam gerekiyordu.

4. Olduğum her yerde ortaya çıkması. Beni izlemesi.

Sırf bunun için onu hayatından küstürebilirdim. Görünmezcesine beni izliyordu ve nerede olduğumu HEP biliyor üstelik benden hesap bile soruyordu. Nasıl nerede olduğumu hep bildiğini anlamıyordum.*

5. Yavşamalar.

Hey, bu problemdi. Hem de büyük. Onun yaptığı gibi ona yavşayamazdım.

Belki de yavşardım. Kendi yöntemlerimle.

Yüzüme bir gülümseme yerleştiği zaman gözlerim saate takıldı. Kızlar beni bekliyordular. Toparlanarak odadan fırladım.

Should Be Hard | Jily • ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin