Yedi ~ "Sen? Quidditch?"

5.6K 417 206
                                    

Lily's pov:

Sirius'un olmadığını niye söylemediğimden emin değildim. Söyleseydim ve ceza alsaydı bile bana kızacak gibi değildi, pek umrunda olacağını sanmıyordum. Bir taraftan sadece satmak istemiyordum; karakterime uygun değildi. Başka bir gözden bakıldığında James için yapmış olabilirdim. Hem içimden bir his Profesör'ün haberdar olduğunu diyordu.

James sustuğumu görünce biraz şaşırdı. Örnek bir Öğrenciler Başkanı olduğumdan falan değildi, neredeyse James kadar beceriksizdim. Birinci sınıftayken yaşadığım rezillik yüzündendi. Bitkibilim dersinden şatoya döndüğümüz zaman Yasak Orman'dan gelen bir Böcürt beni görünce Profesör McGonagall'a çevrilmişti. İlk sınıfken ondan gerçekten çok korkardım. Biçim Değiştirme'de de hep biraz sorunluydum. Tabii, üçüncü sınıfta Böcürt'ü öğrendiğimiz zaman Böcürt'üm böcekler tarafından parçalanmış ailemin ölü bedenleriydi ama birkaç yıl için herkesin bana gülmesine yetmişti ilk sınıftaki olay.

"Bugün dersimiz gerçekten çok zor, çocuklar, bu yüzden dikkati derste olmayacak her kim şimdiden odayı terkedebilir." dedi McGonagall.

Black'in dikkati derste olmayacağı için önceden dersten çıkmış olabileceği gibi bir ironi geldi aklıma. Onun için endişeleniyor olmam, iyi biri olmamla mı, kütüphanede olanlarla mı, yoksa yavaş yavaş James'e dönüşüyor olmamla mı alakalıydı?

Ortak Salondaydık. Etraf insan kaynıyordu.

Kağıt uçağın kanatlarını sıkı olduğundan emin olmak için bir daha katladım. Uçağı yüzümden biraz aralayarak yüzümde gülümsemeyle şaheserime baktım. Mükemmel olmuştu.

"Ciddi ciddi onu Potter'a atacaksın?" dedi Psyche alayla yüzünü buruşturarak, "Kaç yaşın var, on iki mi?"

"Ve yarım." dedim ve asamı uçağa dokundurdum. Uçak kendiliğinden havalanarak James'e doğru uçtu. James ders çalışıyordu. FYBS'lere bu kadar önem verdiğini bilmiyordum açıkçası. Aslında her zaman 'Zaten geçerim.' yönelikli tavırlar sergilediğinden olabilirdi.

Ama benim merakıma sebep olan şey masaya yasladığı ve tuttuğu kitaba tüm dikkatini vererek ve eğilerek onu okurken ne kadar mükemmel gözüktüğüydü.

Uçak onun kafasına çarptı. Aniden tüm dikkati dağıldı ve dizlerinin üzerine düşen uçağa baktı. Uçağı eline alarak inceledikten sonra gözleri etrafı taradı. Bakışları beni bulduğunda kaşları çatıldı ve ona göz kırptığımda Eida iğrendiğini belirten sesler çıkarsa da umrumda değildi.

James hemen elinde tuttuğu uçağa dönerek onu açmaya başladı.

"Sormaya korkuyorum ama kağıta ne yazdın?" diye soran Mary'ye döndüm. Dudağımın kenarları muzipce kıvrıldı.

"Kalp çizdim." dediğim zaman hepisinden bir inleme çıktı. Mary hariç. O, hindi sesine benzettiğim bir şekilde gülüyordu.

"Tüyo istersen ben buradayım, Kızıl Lamba." dedi Psyche, "Cidden, bu çok saçma ve çocuksu."

Yüzümü James'e çevirdim. Kağıdı ya ters çevirip bakıyordu, ya da arkasına. Gülümsemek istediği belliydi ve bastırmaya çalıştığı da. Bana döndüğündeyse yüzünde katı bir ifade vardı. Gözlerimin içine bakarak kağıdı buruşturup bir kenara attıktan sonra dersine döndü.

Bana sökmez, efendim, bana sökmez.

"Daha büyük ve daha saçma planlarım var. Bu daha başlangıç bile değil."

Bu geceyi çok aptal bir hata yapmıştım. Üçüncü gece uyumamıştım.

Ama hey, James'i istiyordum.

Should Be Hard | Jily • ÇapulcularWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu