Bölüm 14

33.2K 1.6K 124
                                    

Selam bu sefer bölüm erken geldi. :) Bu bölümü canım arkadaşım, feministim, geleceğin avukat adayı İrem KARACA' ya ithaf ediyorum( Ha bu arada kendisi Demir Karaca'nın kuzeni olur). Bu bölümün erken gelmesini ona borçluyuz. Feministim, kader ortağım seni çok seviyorum <3

OY VE YORUMLARINIZ BEKLİYORUM :*

Keyifli okumalar ...

14. BÖLÜM

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Bilin bakalım bugün günlerden hangi gün? Günlerden Pazar ve ben yine akşama kadar uyuyamayacağım ama bu sefer Kılıç ailesi sakinleri yüzünden değil. Bu sefer ki nedenim Demir Karaca! Bugün onunla buluşacağım. Afet teyzeye oynayacağımız oyun hakkında konuşacaktık.

İstemeye istemeye yatağımdan kalktım. Ev terliklerimi giyip banyoya gittim. Banyodaki rutin işlerimi bitirince odaya döndüm. Her sabah sorulan sorulardan birini kendime sordum. Bugün ne giysem? Dolabımı açıp birkaç kıyafetime baktım ama ne giyeceğime karar veremedim. Aslında nereye gideceğimizi bilseydim daha çabuk karar verebilirdim. Dün niye sormadıysam? Neyse. En iyisi havaya göre giyinmek. Bugün hava çok güzeldi. Nisan ayının başındaydık. Yavaş yavaş bahar geliyordu.

Elbise dolabımın önüne tekrar geçtim ve elbiselerime baktım. Bugün canım elbise giymek istiyordu. Havayı da göz önüne alarak siyah üstünde çiçek desenleri bulunan mini elbisemde karar kıldım.

Elbisemi giyip saçımı yapmaya başladım. Saçlarım zaten dalgalıydı. Maşayla biraz daha belirginleştirdim. Makyaj olarak da sadece göz kalemi ve dudak parlatıcısı sürdüm. Boy aynasından kendime inceledim.

Allah'ım ben ne yapıyorum? Elin dağ ayısı için süsleniyorum. Bir pantolon, gömlekte giyebilirdim. Ben şimdi böyle onun yanına gidersem onun için giyindiğimi düşünecek. Hemen üstümü değiştirmeliyim.

'İnci saatten haberin var mı? Şimdi çıksan anca yetişirsin. Hem halinde ne varmış. Sen kendine olan saygından böyle gidiyorsun. Şimdi o kasıntı kesin takım elbiseyle gelir. Yanında pantolon ve gömlekle mi duracaksın. Cık cık...'

İç sesim çok haklıydı. Ben onun için böyle giyinmedim ki? Kendime olan saygımdan dolayı giyindim. Allah bilir o şimdi jilet gibi bir takımla gelir. En iyisi böyle gitmekti.

Odadan çantamı alıp çıktım. Bizim Petek'in totoşunda hala pireler uçuşuyordu. Oda da o kadar ses çıkardım birine uyanmadı. Ev sessizdi. Demek ki kimse daha uyanmamıştı. Şuan hiçbiriyle uğraşamazdım. Parmak uçlarımda dış kapıya kadar geldim. Hemen ayakkabı dolabından siyah sandaletlerimi aldım. Vestiyerden de kot ceketimi aldım. Ne olur olmaz diye. Dış kapıyı sessizce açıp dışarı çıktım. Kendimi kapıya yasladım ve derin bir nefes aldım. Kaç yaşında kızım, liseli kızlar gibi evden gizlice çıkıyordum. Aslında söylerdim ama bir saat beni sorguya çekerlerdi ve burnumdan getirirlerdi. Şimdi onlarla hiç uğraşamazdım.

Hızlıca apartmandan çıktım ve durağa geldim. Durak hatırı sayılır derece de doluydu. Yahu bugün Pazar. Sabahın köründe nereye gidiyorsunuz? Gidin yatın evinizde yok olur mu illaki sabah yolculuğuna çıkacaklar. Neyse otobüs geldi, bindik. Tahmin edin otobüste hangi yaş grubu daha fazla. Yaşlılar. Çoğu 65 yaş üstü. Sakın burada yaşlıları hor görüyorum diye düşünmeyin. Canımı sıkan şu bu ninelerimiz ve dedelerimiz otobüs onlara bedava diye yolculuğa çıkıyor. Hatta bazıları ekmek almaya evlerinden kaç semt uzaktaki fırına gidiyor. Aslında onları da anlıyorum. Evde otur otur canları sıkılıyor ve böyle bir şeye başvuruyorlar ama bu bize haksızlık. Onlar saygımızdan ötürü yer veriyoruz. Onca yolu ayakta gidiyoruz. Ha yer vermedin mi? Senden kötüsü yok. Adama öldürecekmiş gibi bakıyorlar. Acaba ilerde bende mi böyle olacağım?

İNCİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now