Bölüm 22

35.5K 1.4K 119
                                    

Arkadaşlar uzun bir bölüm oldu. İnşAllah beğenirsiniz.

Bu bölümü lise arkadaşım, kardeşim Sevda'ya armağan ediyorum. Sevda'm iyi ki varsın, iyi ki tanımışım seni, seni çok seviyorum. Arkadaşlar "Sevda" karakterinin doğmasına vesile olmuştur. Sevda teyzenin birçok huyu Sevda'mın huyudur.

Oy ve yorumlarınız bekliyorum...

Keyifli okumalar...

Bölüm 22

"Sen bana yosun mu dedin?"

"Evet."

Yanlış duymamıştım. Gerçekten, Yavuz bana yosun demişti. Bu demek oluyor ki: Yavuz beni hatırlıyor!

"Sen beni ha..."

"Gözlerin yeşil ya, ondan söyledim. Rahatsız mı oldun?"

Nasıl yani? Beni hatırlamamıştı. Gözlerim yeşil olduğu için yosun diye seslenmişti.  Onun beni hatırladığını düşünmüştüm. Ne kadar da aptalım. Aradan dokuz yıl geçmiş, seni mi hatırlayacak?

"Evet, rahatsız oldum. Bir daha söyleme!"

"Hey! Sakin ol. Tamam, bir daha demem."

Ses tonum biraz yüksek çıkmıştı. Kendimi frenlemem gerekiyordu. Durduk yere sinirlenmek şüphe çekerdi. Aslında durduk yere sinirlenmiyorum ama neyse.

"İyi geceler."

Cevap vermesini beklemeden, arabaya bindim. Hemen arabayı çalıştırdım ve oradan uzaklaştım. Of ya of! Hayatımda bir şey düzgün gitsin ya! Neden böyle şeyler beni buluyor? Neden?

İNCİ'den

Elmas gidince bende üstümü değiştirip mutfağa girdim. Dünden kalan yemekleri ısıttım. Salatayı yaparken Sevil teyze yanıma geldi.

"İnci ben yapardım. Kızım işten geldin. Yorgunsundur. Hem sabah kahvaltı yapmadan gitmişsin. Çok kızdım."

"Yok Sevil'im yorgun değilim. Hem ben sabah kahvaltımı kafede yaptım."

"İçime sinmedi ama."

"Sevil teyze iyiyim ben. Sen bana ver bir yanak."

Salatayı tabağa döküp masaya koydum. Sonra Sevil teyzemin yanaklarını öptüm. Sohbet ede ede yemeklerimizi yedik. Bulaşıkları iki elden halledip salona geçtik. Çayımızı, çekirdeğimizi hazır edip, televizyonu açtık. Hem gıybet yaptık hemde dizi hakkında konuştuk. Dizi bittiğinde Sevil teyze Elmas'ı aradı. Elmas bir saat sonra geleceğini söyledi. Sevil teyzeyle muhabbet ederken telefonum çaldı. Ben arayanı Demir sanıp, odaya doğru koştum. Arayan Demir değildi. İngiltere'de oturan teyzemdi. Telefonu açtım.

"İnci'mm"

"Teyzemm."

"Kuzum nasılsın?"

"İyiyim teyzem sen?"

"Sesin hiç öyle demiyor."

"Yok teyze iyiyim."

"İnci laptopın yanında mı?"

"Evet, ne oldu?"

"Laptopın başına geç. Görüntülü konuşalım."

"Tamam teyze."

Telefonu kapatıp yatağın üstüne koydum. Laptopı açtım. Birkaç aşamadan sonra teyzemle görüntülü konuşmaya başladık.

İNCİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now