BÖLÜM 34

18K 1K 88
                                    

MERHABA diyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum. 

Keyifli okumalar :)

BÖLÜM 34

34.BÖLÜM

Petek öleli 3 ay oldu. Bu 3 ayın ilk zamanları ölümü kabul etmekle geçti. Petek'le hiçbir zaman abla kardeş olamasak da o benim kardeşimdi. Hani bir laf vardır ya et tırnaktan ayrılır mı? Benim durumum buydu. Kardeşim ölmüştü. Hem de bebeği ile ölmüştü. Doktor düşüğe bağlı öldüğünü söylemişti. O durum ise çok farklı bir olaydı.

Petek evli bir adamdan hamile kalmıştı ve bu hamileliği öğrenen annem Petek'i hırpalamıştı. Bu hırpalama olayı yaşanırken talihsiz bir olay yaşanıyor ve kardeşim merdivenlerden yuvarlanıyor. Ama ölüm sebebi merdivenden düşmesi değildi. Petek'in içtiği ilaç önceden düşüğü başlatmıştı. Merdiven ise düşük için tuz biber olmuştu. Petek çocuğu doğurmamak için düşük ilacı içmişti. Güya bu şekilde hem bebeğin babasını kandıracak hem de bebekten kurtulacaktı. Ama biz planlar yaparken kaderde kendi planlarını yapardı. Petek'in durumu da buydu.

Ben bu olayları öğrendiğimde Petek'in kırkı yeni çıkmıştı. Petek ve bebeği için o kadar ağlayıp üzülmüştüm. Birde annemin akıl sağlığını yitirmesiyle ben de bitmiştim. Annem, Petek'in ölümünden kendini suçluyor. Petek'i mezara koyarlarken sinir krizi geçirdi. Hastaneye kaldırıldı. Doktorlar sakinleştirici verdiler. Ertesi gün annem uyandığında aslında her şeyin yeni başladığını anladım. Annem sürekli Petek'i sayıklıyor ve kendine katil diyordu. Bazen geceleri Petek'i elinde bir bebekle gördüğünü söylüyordu.

Bu cephede bunlar olurken babam ve Emre cephesinde ise durumlar daha karışıktı. Babam Petek'in hamile olduğunu öğrenince cenazesine bile gelmemişti. Annem sinir krizi geçirdiğinde doktorlar hastaneye yatması gerek dediğinde bir kez olsun üzülüp, ağlamamıştı. Hatta annem hastaneye yatırıldıktan bir hafta sonra Emre'yle kavga edip evi terk etmiş. Kime gittiği çok belliydi.

Bu üç ay içinde Demir'le benim hayatım rayından çıkmıştı. Ben ailevi sorunlarla uğraşıyordum Demir'de benimle uğraşıyordu. Benimle ilgilenmekten işlerini aksatmıştı. Birçok davayı kabul etmemişti. Bende onun için iyiymiş gibi görünmeye çalışıyorum. Görünmeye çalışıyorum çünkü iyi değildim. Hangi insan bunları yaşadıktan sonra iyi olabilir ki? Bana göre kimse! Ailem paramparça olmuştu. Petek öldü. Annem aklını kaybetti. Babam annemi bırakıp metresine gitti. Kardeşim Emre'den ise haber alamıyorum. Öyle sert bir şekilde yere çakıldım ki tekrar kalkacak dermanı kendimde bulamıyorum. Demir ve diğerleri sayesinde biraz olsun toparlanıyorum ama yine de olmuyordu. Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Bu yüzden Seda'ya istifa dilekçemi verdim. O bana itiraz etti ama şuan ona yararımdan çok zararım olacaktı. Demir bu duruma için bir şey demedi. Onun şuan tek amacı benim toparlanmamdı. Ve artık onu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordum. Evet, bir anda toparlanamam ama bir yerden başlamak gerekir.

Demir'e biraz olsun iyi olduğumu göstermek için bugün kahvaltıyı ben hazırladım. Açık hava da kahvaltı etmeyi sevdiğim için masayı bahçeye kurdum. Sonbaharda olduğumuz için hava kaç gündür yağmurluydu. Bugün ise yazdan kalma bir hava vardı. Sanki hava bana göre değişiyordu.

Kahvaltıyı hazırlayınca Demir'i uyandırmak için yatak odasına girdim. Demir sırt üstü yatıyordu. Yatağa doğru yaklaştım ve yanına uzandım. Onu seyretmeye başladım. Bu adam benim nefesimdi. Her şeyimdi. Bu zor günlerimde benim en büyük dayanağımdı. Başka biri olsa beni bu dertlerle baş başa bırakırdı. Umurunda bile olmazdım belki ama Demir... O onu terslediğim zamanlarda bile beni yalnız bırakmadı. Bu olaydan en az zararla çıkmam için hep yanımda oldu. Ben şuan daha iyi anlıyorum ki Demir bana Rabbimin bir lütfuydu. Ve ben bu lütfu değmeyecek insanlar için kırmayacaktım ve üzmeyecektim. Demir'in yüzünü öpmeye başladım. Bir süre sonra gözlerini açtı. Uykulu bir sesle ''İnci biraz daha uyuyayım.''

İNCİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now