Bölüm 37

17.9K 1.1K 76
                                    

Keyifli okumalar :)

BÖLÜM 37

Arabanın anahtarlarını alıp evden çıktım. Arabaya bineceğim vakit bizim yatak odasının penceresine baktım. Sonra arabaya binip Elmas'la buluşacağım yere doğru sürdüm.

Demir işten gelir gelmez yatmıştı. Hasta olup olmadığını sorduğumda ise sadece yorgunum demişti. Bu cevap beni tatmin etmemişti. Demir şu son iki haftadır farklı davranıyordu. Uzun uzun dalıyordu. Bazen saatlerce çalışma odasından çıkmıyordu. Ne zaman, neyin var desem, davalar deyip, kestirip atıyordu. Birkaç defa üstüne gittiğim de olmayan bir şey için canımızı sıkıyorsun deyip yanımdan gitmişti. Bende o günden sonra fazla üstüne gitmedim.

Demir'in en çok bu huyunu sevmiyordum. Çok ketumdu. Bir derdi veya başka bir şey varsa kimseyle paylaşmaz, kendisi çözmeye çalışırdı. Ama ben artık onun karısıydım. Bana her şeyi anlatması gerekiyordu. Biz nikah memuruna hastalıkta, sağlıkta, iyi günde, kötü günde hep beraber olacağız diye söz vermedik mi? Asıl o sözü birbirimize vermedik mi? Verdik ama benim Dağ Ayısı kocam bunu anlamıyordu. Demir sözünü her türlü tutuyordu ama ben tutamıyordum çünkü şapşal kocam izin vermiyordu. O evin direği ise bende temeliydim! Bunu o öküze de anlatmak lazım ama bizimki ısrarla anlamıyordu.

Tak! Tak!

Başımı hızla cama çevirdim. Elmas bana bakıyordu. Camı açtım.

"Kuzu, arabanın içinden bu gece mi çıkarsın yoksa sabaha mı?"

Camı kaldırıp arabadan çıktım ve kilitledim.

"Ne saçmalıyorsun, pardon da?"

"İki saattir arabanın içinden çıkmanı bekliyorum. Kaç defa cama vurdum ama duymadın. Allah'a şükür sonunda duydun."

"Ne çemkiriyorsun be dalmışım işte!"

"Nereye daldın?"

"Uzun hikaye birazdan anlatırım. Elmas hemen bir mekana oturmayalım. Biraz dolaşalım mı?"

"Olur. Hem yürürken şu uzun hikayeyi anlatırsın."

Elmas'a bütün olanları anlattım. O da Demir'in bu tavrını tuhaf bulmuştu. Sonra ikimizde Demir ne gibi derdi olur diye düşündük. Ama işin içinden çıkamadık.

"Ya kızım belki biz kuruntu yapıyoruz. Gerçekten de davalardan dolayı böyledir."

"Öyle mi diyorsun?"

"O kadar şey düşündük ama hepsini çürüttük. Bi geriye bu kaldı. Bence davalardan dolayı. Sen üstüne fazla gitme ama destek olduğunu da hissettir."

"Tamam. İyi ki varsın yoksa ben kafayı yerdim."

"Biliyorum. Şuraya girelim mi?"

Elmas'la takılmayı özlemişim. Yaşadığım şeylerden dolayı onu biraz ihmal etmiştim. Bu gece bir nevi telafi gecesiydi. Eski günlerdeki gibi sohbet edip duracaktık. Tabi, Elmas duyduğu dedikoduları bana aktaracaktı ve bende dinleyip çok sıkıcı yorumlar yapacaktım. Sonra Elmas bana 'Senle dedikodu yapılmaz' deyip konuyu kapacaktı. Nitekim öyle de oldu. Bu kadar uyumsuz iki arkadaştık ama birbirimiz olmadan da olmuyordu. Zıt kutuplar misali.

"İnci bazen seninle nasıl arkadaş olduğumu düşünüyorum? Kızım çok sıkıcısın ya! Sevda teyze bile senden daha eğlenceli."

"Bende aynı şeyi senin için düşünüyorum. Bu yarım akıllıyla nasıl arkadaş oldum diye!"

İNCİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin