Bölüm 7

4.2K 351 25
                                    

Tekrar bir şeyler düşünmeye başladı. Parmaklarını şıklattı ve üzerimde siyah, oldukça mini, straplez, sırt detayı olan güzel bir elbise oldu. Belden aşağısı bollaşıyor ve kat kat olup tatlı küçük kız elbisesi gibiydi. Birkez daha parmaklarını şıklattı ve saçlarım at kuruğu şeklinde oldu. Birkaç tutam kakül olarak bırakmıştı. Bir kez daha şıklattı. Siyah sade topuklu ayakkabılar ayaklarımda yer aldı. Anında birkaç santim uzamıştım. Bana hayran hayran baktı
"Muhteşemim. On ikiden vurmak diye buna derler. Gel bir fotoğraf çekinelim."dedi. Cevap vermemi beklemeden telefonunu çıkardı. Telefonu yukarı tuttu
"Yemeğe hazırlanırken biz."dedi. Hemen gülümsedim. Fotoğrafı çekti. Telefonu indirdi. Tekrar sarıldı. Bugün sarılma kotam dolmadı mı daha? Küçük bir sevinç çığlığı attı
"Ya bu gerçek olamaz. Deliricem."dedi. Zil çaldı. Hemen benden ayrıldı
"Geldiler. Hadi gidelim."dedi. Elimden tuttu kapıyı açtı. Nerdeyse koşarak beni götürmeye çalıştı. Topuklularla koşmak zordu ama bu ona alışmıştı ki hiç zorlanmıyordu. Merdivenlerden indik. Emir'in annesi kapıyı açtı. İlk Güney'i gördüm. Beni görünce direkt boynuma atladı. Bende ona sarıldım. Bu arada hem bizim grup gelmiş hem de Emir ve abisi de gelmişti. Hepsi içeri girdi. Kapıyı Emir kapatıp bir kenarda Güney'le beni izledi. Yüzü sinirli olduğunu söylüyordu. Bakışlarını bacaklarıma doğru kaydırdı. Kısa bir süre sonra bakışlarını çekti ve derin bir nefes aldı. Elini saçlarına atıp sertçe çekiştirdi. Ben Kader'e demiştim
"Mary seni çok özledim."dedi Güney. Bakışlarımı yere indirdim. Kısık bir sesle cevap verdim
"Ben daha çok."dedim. Tartışmaya açık kapı bırakmıştım
"Hayır ben. Bunu göstereceğim sana."dedi. Alaycı sesimle karşılık verdim
"Tabi canım. Bunlar hep boş kelimeler."dedim. Benden ayrıldı
"Sana bu sözlerini ödeticem. Belki bugün olamaz ama sonra benden özür dileyeceksin."dedi. Batın araya girdi
"Tamam kim kimden özür dileyecekse dilesin. Ama sarılma sırası da bana gelsin."dedi. Güldüm ve onun yanına gittim. Ona sarıldım. O da bana sarıldı. Kısık sesle konuştu
"Ben sana ne demiştim?"dedi. Anlamadım. Şaşırarak konuştum
"Ne?"dedim. Sesini biraz daha kıstı
"Belki birgün öpücük alırım demiştim. Şuan sarılmayla başladık bakalım gidişatta öpücük gelecek mi?"dedi. İnanamıyorum hala aynı Batın mı? Ama Seda. Seda Emir'in yanında gülerek bizi izliyordu. Ben de sesimi olabildiğince kıstım
"Hala değişmemişsin. Yine sapığın tekisin. Senin bir sevgilin var. Ona hiç acımıyor musun?"dedim. O da bıkkınlıkla karşılık verdi
"Sen de değişmemişsin. Hala aynı acıtasyon yapan Mary. Sana şaka yaptım. Ben Seda'yla mutluyum. Sadece nasıl bir tepki vereceğini merak ettim."dedi. Şaka ya da değil bu hiç hoş değildi. Ondan ayrıldım. Kocaman adımlarla Seda'nın yanına gittim. Ona sıkıca sarıldım. Seda'yla ilgili pek anımız olmamıştı ama arkadaşımdı. Bakışlarımı Emir'e çevirdim. Bana soğuk soğuk bakmaya devam ediyordu. Ona kızgın bir bakış attım. Bir kere kısa giyinsem ölmezdim ya. Kader'in dediği gibi burada art niyetli kimse yoktu ki. Seda konuştu
"İyi ki aramıza geri döndün. Senin sayende eskisi gibiyiz."dedi. Bir şey demedim. Ayrıldık. Emir'in annesi yüksek sesle konuştu
"Hadi bakalım herkes yemeğe."dedi. Herkes salona doğru gitmeye başladı. Bende onların arkasından gideceğim sıra kolumu Emir tuttu. Beni elbise konusunda sıkıştıracaktı. Bana bakmadan konuştu
"Benim odaya gidiyoruz."dedi ve götürmeye başladı. Hemen itiraz ettim
"Neden ya?"dedim. Bana ters ters baktı
"Üstüne bir şey giymeyi unutmuşsun. Benim kıyafetlerden sana olanları giydireceğim."dedi. Kaşlarımı çattım
"Ben giymek istemiyorum. Bir kere de böyle giyindiğim için bana kızmasan ne olur sanki?"dedim. Sakince nefesler almaya çalıştı
"Bu kızmak olmuyor kıskanmak oluyor..."
"Kimden kıskanacaksın?"diyerek sözünü kestim. Emin bir şekilde karşılık verdi
"Mesela Batın ya da abim."dedi. Gözlerimi irileştirdim
"Batın'nın sevgilisi var daha da önemlisi abinden nasıl kıskanıyorsun? O senin abin!"dedim. Alaycı şekilde konuştu
"Mavi gözlü, sarışın, çok yakışıklı ve birtakım insanların gözlerini üzerinden alamayan birinden bahsediyoruz burada. Abim olsa da olmasada bu elbiseyi giyemezsin."dedi. Hemen tehditkâr sesimi kullandım
"Bana bir şey yapamazsın hatta şimdi. Bütün herkes evde."dedim. Kaşlarını havaya kaldırdı
"Çok eminsin."dedi. Kafamı bilmiş bir tavırla salladım. Bir anda eğilip beni kucakladı. Çok hızlı olmuştu. Düşmeyim diye boynuna tutundum. Sesimi kıstım
"Saçmalama indir beni."dedim. Sinsi bir gülüş atıp merdivenlerden çıkmaya başladı. Merdivenleri çıktıktan sonra debelencektim. Yoksa buradan düşme tehlikesini göze alamam. Merdivenleri çıktık. Boynunu bıraktım ve aşağı inmeye çalıştım. Beni hemen bıraktı. Ondan kurtulup kaçmaya çalışacağım sıra beni belimden tuttu. Sonra da arkadan sarıldı. Onun ellerini açmaya çalışıyordum. Ama parmaklarını çok sıkı kenetlemişti. Geri geri götürmeye başladı. Kapıya gelince bir elini bıraktı ve kapıyı açtı. Bu arada kaçma çabalarımı daha da hızlandırdım. Yine başarısız oldum. Geri geri içeriye soktu. Kapıyı kapattı. Sonra beni bırakıp kapının önüne geçti. Ona nefretle baktım
"Emir gerçekten bu kadarı fazla. Kıskanılacak bir şey yok bunda. Altüstü bir geceliğine böyle olacağım."dedim. İnatçı tavrından taviz vermedi
"O elbiseyi ne zaman çıkarırsan o zaman aşağı ineriz."dedi. Ben de ki de inat değil mi kollarımı birbirine bağladım ve bekledim. Aşağıdan Emir'in annesi seslendi
"Çocuklar nerdesiniz? Sizi bekliyoruz."dedi. Ona zafer bakışları attım. Emir de yüksek sesle annesine cevap verdi
"Tamam birazdan geliyoruz."dedi. Kapının önünden çekildi. Soğuk sesini kullandı
"Bunun acısını senden çok iyi çıkaracağım."dedi. Ben de tabi tabi öyledir imâsıyla ona güldüm. Kesin ödetecekti. Ama şimdi bunu kabullenemezdim. Kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Bende onun arkasından gittim. Hiç konuşmadan salona gittik. Herkes cidden bizi bekliyormuş. Utanarak bizim için ayrılmış olan sandalyelere gittim. Kader bana sırıtıyordu. Kesin neler olduğunu biliyordu. Sandalyeye oturdum. Emir de deri ceketini çıkardı ve oturdu. Oturduktan sonra ceketi benim bacaklarımın üstüne koydu. Ceketi düzenlice yerleştirince bacağımdan bir ten bile gözükmüyordu. Şimdiden başlamıştı herhalde. Herkes başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi gözüküyordu ama dikkatler bizdeydi. Sessizce yemeğe başladık. Sessizliği bozan Çağrı abi oldu
"Bugün onlarla konuştuk, bu durumu düşüneceklermiş."dedi. Güney anlamayarak sordu
"Neyi sordunuz?"dedi. Çağrı abi cevap verdi
"Mary'nin tekrar dünyaya dönmesini sağlayan Markus'tu. Ona da dilek hakkı verilmiş. O da bu grubun insanlar alemine gönderilmesini istemiş."dedi. Güney ağzı açık bana baktı
"Bir dakika Markus güçlerini mi vermiş?"dedi. Bunu neden yaptığını ben de bilmiyordum. Dudağımı büzdüm
"Benim hiçbir fikrim yok."dedim. İnanamayarak konuştu
"Oğlum o çok güçlü bir varlık değil miydi? Egoist salak bunu nasıl yaptı?"dedi. Emir çatalını sertçe ete batırıp çıkarıyordu. Yine sinirlenmişti. Güney bunun farkında olmayarak konuştu
"Mary sizin aranızda neler oldu? Yanlış anlama yani bir insan için kimse böyle bir şey yapmaz."dedi. Emir yavaşça kafasını kaldırıp dik dik Güney'e baktı. Güney kafasını önüne eğdi. Ama ben cevap verdim
"O benim başka bir boyuttaki eşimdi. Aramızda bir şey de olamazdı zaten. Belki eşinin ölü olması gururuna yedirememiştir bu yüzden yapmıştır."dedi. Seda gülerek atıldı
"Saçmala ya apaçık seni seviyormuş işte. Bunu başka neden yapsın?"dedi. Emir sinirli bir nefes aldı. Seda Emir'i umursamayarak önündeki yemekle ilgileniyordu. Güney Emir'e küçük bir bakış attı. Sonra bana baktı. Dudağını ısırdı. Markus beni sevemez ki. Yani o ve ben başka kişileriz. Biyolojik aynı olsak bile kişiliklerimiz çok farklı. Ben egoist filan değilim ki. Ve durduk yere birilerini kesmeye çalışmak gibi sadistçe davranışlarım yok. Hem o beni küçük görüyor. Kim sevdiği kişiye bunu yapar ki. Bir de Emir buna sinirleniyor. Hiç mantığını kullanmıyor. Güney neşeli bir sesle konuştu
"İnsanlar alemi ha? Sonunda eğlenceli bir yere gidiyoruz."dedi. Güney üzülmek yerine sevinmişti. Kader de devam etti
"Evet ya başka varlıklar olacak. Seni öldürmeye çalışan vampir filan da olmayacak. Normal insanlar gibi bir hayatımız olacak."dedi. Batın söze atladı
"O değil de ben ne alakayım burada. Sizinle bir arkadaşlığım bile yokken ben niye sizinle geliyorum?"dedi. Ona kötücül bakışlarımı attım
"Ne oldu korktun mu yoksa insanlardan?"dedim. Birazda ben kendi ırkımı savunayım değil mi? Hep aşağılamak olmaz. Kaçamak cevaplar verdi
"Korkmak filan değil de yani benim orada ne işim var? Doğru düzgün kurtadam olamayacaksam niye ben özel bir varlığım?"dedi. Haklıydı yani. Güney konuştu
"Şimdiye kadar oldun da sanki dünyayı mı kurtardın? Birazda normal birileri gibi yaşamalıyız. Bu herkesin hayali ve bizim normal birisi olma şansımız var. Sen de utanmadan buna yakınıyorsun."dedi. Seda kızdı
"Tamam bu kadar üstüne gitmeyin."dedi. Güldüm. Bu Emir'e en iyi cevaptı. Bir de beni Batın'dan kıskanıyor. Masada tekrar bir sessizlik oldu. Yemekler bitince masayı toplamak için hareketlendim. Bacağımdaki ceketi katlayıp aldım ve Emir'e uzattım. Bana bakmayarak konuştu
"Giy üstüne."dedi. Bu sefer bir şey demeden giydim. Bu sessiz ortamda tartışmak olmazdı. Sandalyeden kalktım. Kader de kalktı
"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Geç otur.Daha dün ölüp dirildin bugün masa toplamaya çalışıyorsun."dedi. Mütevazi bir şekilde konuştum
"Ama size yardım etmek istiyorum."dedim. Güldü
"Canım unuttun herhalde biz cadıyız. Yani altüstü şunları mutfağa götürüceğiz sonra yıkanır onlar."dedi. Evet bu doğruydu. Üsteleyecek bir şey kalmayınca kafamı salladım. Emir de ayağa kalktı ve bir şey demeden gitti. Salondan çıktı. Çağrı abi o çıkar çıkmaz sordu
"Noldu buna?"dedi. Kader benim yerime cevap verdi
"Olması gereken şey oldu. Mary böyle giyindi diye trip atıyor."dedi. Çağrı abi bana döndü
"Cidden mi?"dedi. Omzumu silktim
"Malesef."dedim. Alaycı şekilde konuştu
"Ergenlerin arasında mahsur kaldım."dedi. Herkes güldü. Kader ve Seda masayla ilgilendiler. Biz de kanepelere geçtik. Emir'in annesi tek koltukta çaprazımızda oturuyordu ve Güney'le konuşuyordu. Ben de Güney'in yanına geçtim. Batın ve Çağrı abi diğer koltuğa oturdular. Emir nereye gitti? Odasındadır. Ama onun yanına gitmem. Yoksa bana kendi kıyafetlerini giydirmeye çalışacak. Kader ve Seda kısa süre sonra döndüler. Ben Güney'den uzaklaştım ve koltuğun diğer ucuna oturdum. Seda da Batın'ın yanına geçti. Çağrı abi ise telefonuyla ilgileniyordu. Çok sıkıcı olmuştu. Kader yüksek sesle konuştu
"Hadi bir şey yapalım. Canım çok sıkıldı."dedi. Bunu sadece ben demiyormuşum. Emir'in annesi güldü
"Siz ne yapıyorsanız yapın beni araya katıştırmayın. Siz gençsiniz."dedi. Güney söze atladı
"Olur mu öyle şey siz..."
"Sus Güney yalanlara karnım tok benim."dedi. Güney güldü ve sustu. Kader bana hitaben konuştu
"Sen Emir'i getirsene biz o zaman kadar ne yapacağımıza karar veririz."dedi. İtiraz edemem. Umutsuzca ayağa kalktım. Emir bana küsemezdi bunlar için daha erkendi. Trip de atamazdı bu ona yakışmazdı. Emir'in şuan bana karşı tavrını anlayamıyordum. En mantıklısı o bana kızgın. Belki de haklıydı bu elbiseyi çıkarmalıydım. Ama Kader beni keser. Hayır bugün sonuna kadar savaşacağım. Bu elbiseyi çıkarmayacağım. Salondan çıktım ve merdivenleri çıkmaya başladım. Bu odada ne yapıyordu? Evine misafir gelmiş ama o odasından çıkmıyor. Ona kültürü öğretmeliyim. Korkuyorum. Odada bana karşı hazırlanmış bir suikast olabilirdi. Bu kadar abartmazdı bence. Merdivenleri çıktım. Emir'in odasına vardım. Hemen kapıyı açtım. Emir karşıdaki pencerenin kirişine oturmuş dışarıyı izliyordu. Tehlike yoktu. İçeriye girmeden konuştum
"Hadi gelsene aşağıda seni bekliyorlar."dedim. Bana baktı ve tekrar önüne döndü
"Buraya gelsene sana bir şey göstereceğim."dedi. Bu çok şüpheliydi. Yanına neden çağrıyordu? Onu bekletmeden kapıyı kapattım ve onun yanına yavaşça gittim.Arkasında durdum. Ayağa kalktı.Yanıma geçip eliyle dışardaki bir şeyi gösterdi
"Bak şuna."dedi. Eğilip bakmaya çalıştım. Hemen beni belimden tutup duvara yasladı. Sırtımı duvara sertçe çarpmıştım. Aramızdaki mesafeyi sıfırladı. Vücutlarımız birleşmişti. Bütün o kaslarını hissediyordum. Gözlerimin içine emin şekilde bakıyordu
"Bu elbiseyi çıkaracaksın."dedi. Kısık sesle karşı çıktım
"Hayır."dedim. Bu kadar inatlık bana fazlaydı sanki. Ve Emir'in gidişatı hiç iyi değil. Dudaklarında çarpık bir gülümseme yerleşti
"O zaman seni öperim."dedi. Bu haksızlıktı. Bana şantaj yapıyordu. Bana söz de vermişti. Bunu ona hatırlatmalıyım
"Sen bana bugün söz verdin. Bunu yapamazsın."dedim. Kahkaha attı
"Ben söz vermedim tamam dedim. Farklı şeyler."dedi. Tamam demekte söz sayılıyordu ama. İtiraz edecek bir şey bulmalıydım. Bu sefer onu ben tehdit ettim
"Bağırırım."dedi. Hemen karşılık verdi
"Ben de aşağıya tişörtü çıkarıp inerim. Sen bacak şov yaparsan ben de kas şov yaparım."dedi. Ne! Kas şov. Bunu yapamaz. Herkes ona bakacak. Kesin dille konuştum
"Yapamazsın."dedim. Tek kaşını kaldırdı
"Nedenmiş?"dedi. Kıskanmıyorum. Ama bunu bana söyletmeye çalışıyordu. Sesimi alçalttım
"Sen ortada yarıçıplak gezen bir adam gördün mü? Ama kızlardan dolu dolu var. Senin yapman saçma olur."dedi. Yavaşça konuştu
"Yani seni öpüyorum."dedi. Beni sıkıştırdı. Heyecanlandım. O da yavaş yavaş kafasını yaklaştırıyordu. Kafamı yan tarafa çevirdim. Güldü. Yine ilerlemeye devam etti. Belimdeki elini yukarı götürdü. Açıkta kalan sırtıma elini koydu. Ürperdim. Bugün fazla ileri gidiyordu. Bunu kaldıramıyordum. Kafasını boynuma götürdü. Gözlerim yaşardı. Duygusal biri olamam şu anlığına. Durdu. Kafasını çekti. Elini sırtımdan çekti. Nolur ağladığımın farkına varmasın. Elini çeneme götürdü. Yavaşça kafamı kendisine çevirdi. Bakışlarımı yere indirdim. Bu gereksiz gözyaşlarını saklamalıydım
"Mary?"dedi. Ona bakamazdım. Bir şey demedim.Elini yanağıma koydu. Baş parmağıyla yanağımı sildi. Gözyaşım parmağına bulaştı. Ağladığım için utandım. Bu şeyleri aşmam gerekiyordu. Ama ben ağlıyordum. Emir bana sarıldı
"Özür dilerim."dedi. Onun suçu yoktu. Ama açıklama yapmakta istemiyordum.Kekeleyerek devam etti
"Be-ben sadece..."durdu. Birkaç saniye sonra devam etti
"Şaka yapmak istemiştim. Bu kadar ileri gitmemeliydim."dedi. Gülmeye çalıştım
"Bence normal olanı oydu. Ben anormalim. Bu tür şeylerin nasıl olacağı hakkında bir şey bilmiyorum ve bunlar bana fazla geldi. Ben özür dilerim."
"Şşş asla benden özür dileme. Yapmamam gereken şeyleri yaptım. Anormal birisi olabilirsin ama benim hayatımdaki tek normal şeysin ve yapacağım şeyleri de buna göre ayarlamalıydım." dedi. Kendimi çabucak topladım. Ondan ayrıldım ve neşeyle konuştum
"Şu elbiseyi çıkarayım bari. Zaten rahatsız bir şeydi."dedim. Gözlerini kıstı
"Hayır izin vermiyorum. Madem böyle olmayı çok istiyordun ben sana engel olmayayım."
"Ama..."
"Aması filan yok. Bizi bekliyorlar hadi gidelim."dedi. Elimden tutup götürmeye başladı. Güldüm. Tekrar eskisi gibi arkadaş olabildik. Aşırı ileri gitmeden. Eninde sonunda bunlar olacaktı ama daha erkendi. Daha sevgili olduğumuz bile söylenemezken öpüşmek... Onu bir defa öpmüştüm ve ona öpücük borcum da vardı. Ona böyle davranamazdım. Ama o hala beni haklı görüyordu. Belki de beni tekrar kaybetmek istemiyordur. Bundan korkuyordur. Empati yaparken bile bu duygu beni ürpertiyorken ben ona bunu yaşatmıştım. Ona çok haksızlık yaptım. Beni karşılıksız çok sevmesine rağmen ona çok kötü davrandım. Ona hak ettiği değeri vermeliyim. Bugünden sonra bende kendimi aşsam iyi olur. Utanma filan yok. Bunlar olması gerekiyor ve bunu yapacağım.

BLOODY MARY 2Where stories live. Discover now