AR/6

39.7K 1.8K 154
                                    

'Ne ben Aslı'yım , ne de sen Kerem.'

|Bir hafta sonra. |


"Evet!"

Yiğit bir anlığına yanında ki kadına baktı. Bunu neden yapıyordu ki? Ona merakla bakan onca göz arasından annesini aradı. Gözleri onun, telaşlı gözlerini bulduğunda gülümsemeye çalışarak boğazında ki kravatı düzeltti. Kravat takmayı sevmezdi ki!

"Siz Yiğit Ammar Karaer. Hiç kimsenin bakısı altında olmadan , Merve Aslankılıç'ı karılığa kabul ediyor musunuz?"

Genç adam yanı başında ki kadına döndü. Nefesi sıkışıyordu ve bunu neden yaptığı hakkında hiçbir fikri yoktu! Yapmasa sadece güven ve biraz sevgi kaybederdi. Eğer evlenmez ise Merve ondan daha kötü biriyle evlenecekti. O ise buradan gidecek bir daha kimsenin yüzünü görmeyecekti.

Yavaşça yutkunarak etrafa gülümsedi. Hayır dese ne olurdu acaba? Evlenmeye can atan da o değil miydi zaten?

"E...Evet!"

Etraftan güçlü bir alkış kopunca alt dudağını ısırarak yanına ki kadına döndü. Yüzünü örten duvaktan başka hiçbir şey göremiyordu. Gelinlik neredeyse beyaz bir çarşaf gibiydi. El bileklerine kadar örtülü, bir sineğin dahi konmak istemeyeceği kadar kötü gözüküyordu.

Alkış sesleri bitince ayağa kalkan nikah memuruna baktı Yiğit. Yanın da ki şahitleri onun bacağına yavaşça vurunca ayağa kalkması gerektiğini anladı.

"Bende , bu-"

"Alayım ben onu, uzatmaya gerek yok." derken nikah memurunun elinden kırmızı cüzdanı alarak bahçede ki insanlara göstermek amacıyla havaya kaldırıyordu ki , ayağına bir anda basılan topuklu ayakkabılar yüzüne gözlerini ölü bir kurbağa gibi açıp yanında ki kadına baktı.

"Bu da benden düğün hediyesi olsun kocacım."

Merve bu lafları söylerken kalın duvağın altından gülümsemiş ve Yiğit'in aralık kalan dudaklarının ardından elini onun eline atıp, kırmızı defteri almaya yeltenmişti. Evlilik cüzdanını alır almaz havaya kaldırıp kahkaha atmıştı. Mutlu olması gerekiyordu; En azından böyle hissettirmesi.

Yiğit birkaç saniye içinde girdiği anlamsız durumdan çıkarak boğazını temizledi. Gözlerini Merve'den çekip sabahtan beri binlerce kez yaptığı gibi annesine çevirdi. Ona el hareketleriyle bir şey anlatmaya çalışan annesine kafasını sallayarak cevap verdi. En sonunda Ceren Hanım ,yanına da bulunan kocasının kel anından öptüğünde Yiğit buna gülmek istese de gülmedi. Sadece gözlerini devirip omuzlarını düşürüp evlilik cüzdanını göğüs yakasından içeri sokan kıza hayretle baktı.

Aklına gelen fikir ile yavaş yavaş dudakları kıvrılırken hala onlara meraklıca bakan misafirlere baktı. Sonra ise Merve'yi seri bir hareketle belinden tutup kendine yapıştırdı.

Sağ elini kızın belinde tutarken yavaşça diğer eliyle kalın duvağı açtı.Merve'nin siyah gözlerine bakarken yavaşça yuktundu. Dudakları kızın alnına giderken gülümsedi ve yavaşça dudaklarını karşısında ki karısı olan kadının dudaklarına bastırdı.

Merve üzerinde ki baskıyla gözlerini açarken tek kaşını kaldırmış onu öpen adama baktı. Onu kendisinden yavaşça iterek gözlerini kırpıştırdı.

"Bu da , benim düğün hediyem." Derken gözünü kırpmış Merve'nin elini tutarak annesinin yanına yürümeye başlamıştı.

Merve kalbinin hızla çarpmasını düşünmemek istese de eli bir anlığına kalbine gitti. Daha önce Ilgın'da onu öpmüştü fakat böyle hissetmemişti. Elini tutan adama baktı bir an. Kel ve göbekli olsaydı daha iyi olurdu. Zamanla onu yavaş yavaş öldürür, tek başına saltanatını kurardı. Pardon , çocuğuyla.

KOYU KIRMIZI |Anlaşmalı Aşklar Serisi 2 • FİNAL| #Wattys2020Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα