6. Bölüm Pt1: Kördüğümdür Aşk

1.1K 297 233
                                    

Bölüm için (özellikle Burak sahneleri) Multimedia önerisi: Mert Şenel ~ Şaraplar ve Kadınlar ♥🔗

______________

Burak'ın Ağzından

Yüzükler elimde, geçiş sahiline doğru uçuyorum. Şimdi ne yapacağım? Bu kendi kendime verdiğim ani karar nereye varacak?

Defne, hayatı boyunca izlediğim o şirin kız... Onu orda, baş düşmanımın yanında bırakmıştım. Murat onu seviyor! Şuan benim kızıma dokunuyor, benim hakkımda ileri geri yanlış şeyler söylüyor olmalıydı. Lanet olsun! Onu orada bırakmak son çarem olmamalıydı.

Eğer Defne'yi peşimden getirseydim suçlu görünecek, ve eğer yakalanırsaydık göreceği işkencelere dayanacak kadar güçlü bir bedeni yoktu. O çok narin bir kız... Şuan düşman sahasında da olsa güvendeydi. Murat ona ne derse desin, benden ne kadar nefret ederse etsin... Güvendeydi.

Yüzükleri aldığım gibi Dünya'ya geçtim. Şuan bir otel odasında oturuyor ve ne yapacağımı düşünüyordum kara kara.

İki yüzüğü karşıma koydum. Doğru kararı vermem gerekiyordu, ama daha karar vereceğim seçenekleri bile bilmiyordum. Defne'ye götürebilir ve barışı sağlayabilir veya annemi kurtarabilir ve intikamımı almış olurdum. Sonunda hakimiyete kavuşurduk ve karanlık hüküm sürerdi... Peki gerçekten ne istiyordum?

Tek başıma karar vermem bir hayli kafa karıştırıcıydı. Metan geri gelmeli mi, karanlık sonsuz hüküm sürmeli mi... Bu soruların cevaplarını bilmiyordum ve yalnızken karar vermek zordu, tavsiye almalıydım. Odanın telefonunu aldım ve bildiğim tek numarayı çevirdim.
"Alo?" Tanıdık ses kulaklarıma dolduğu anda bunu yaptığıma pişman olmuştum. Şuan aradığım kişi, aramam gereken son kişiydi. Ben bir kaos canavarını arıyordum, kaosu durdurmak için.

"Dilini mi yuttun?"
"Kerem'in numarasını ver." sesimi elimden geldiğince değiştirmiştim. Ah, ama o Ece'ydi ve bir asır da geçse tanırdı sesimi.
"Burak?" Elimi yüzüme vururken neden bunu yaptığıma dair tek bir mantıklı sebep arıyordum.
"Ece uzatma."
"Beni aradığına inanamıyorum! Biliyordum geri döneceğini! Bugünün geleceğini biliyordum! Bebeğim bugünü nasıl beklediğimi bilemez-"
Telefonu kapadım.

Ece işte, her zamanki Ece.

Uzun bir birlikteliğimiz olmuştu Ece'yle. Defne'yi gözetmek için Diyar ve Dünya arasında sık sık gidip geldiğim günlerde birlikteydik. Yalan yok, beni çok severdi ama biz birbirimize ait değildik ve bazı yapmaması gereken hatalar yaptı. Ben çoktan başkasına teslim etmiştim kendimi... Bütün günümü gözetmekle harcadığım, her hareketine ayrı hayran kaldığım bir güzelliğe... Ece'yi bırakalı kaç yıl olmuştu, bilmiyorum. Kullandığı küpeleri orada bırakmış ve benimle yaşamak için Dünya'ya dönmüştü, çünkü ben Defne için buradaydım. Sonra da bir hiç uğruna bana ihanet etmişti. Onu atlatalı yıllar olmuştu, ama halâ dünyadaydı. Kendine yeni bir hayat kurduğunu düşünüyordum. Ama hayır, halâ yüzsüzce beni bekliyormuş. İnatçı keçi...

Telefonun çalışıyla geçmişten koptum. İnatçıydı işte, arıyan oydu.
"Ece sadece Kerem'e ihtiyacım var. Yardımcı olucak mısın?"
"Evet bebeğim." Görmemesine rağmen göz devirdim. "Numarasını söylüyorum, yaz." Numarayı verdikten sonra konuşmayı sürdürmeye çalıştı ama kısa kesip telefonu kapadım. Vakit kaybetmeden elimdeki numarayı çevirdim. Klasik Kerem, ilk çalışta açtı.

YüzükWhere stories live. Discover now