16. Bölüm: Geçmişin Tozlu Sayfaları

561 102 161
                                    

MultimediaSuzan Hacigarip ~ Yağmur 🍂
___________________

"Hoşgeldin Defne, mükemmel zamanlama." Işık Hanım toplantı masasının başındaki sandalyede oturmuş, bana gülümsüyordu. Büyüyle yanındaki bir sandalyeyi açarak gelmem için işaret etti. Gizem Hanım'ın sırtı dönük olmasına rağmen homurtularını fark etmiştim. Masada yerimi aldığımda karanlık kraliçesinin karşısında oturuyordum.

"Bir an onlarla kalıp kıskançlık palavralarıyla uğraşacaksın diye korkmuştum." dedi gülümseyerek. Muzip bir gülüşle yetindim. Aklıma orayı getirmemek için gerçekten çok çabalıyordum.
"Görev icabı."

"Evet, şimdi gel gelelim mühim mevzularımıza." Kraliçe tek bir hareketle önümüzde kahvelerin ve atıştırmalıkların oluşmasını sağladı.
"Anlat bakalım Defne. Nedir senin hikayen?" Kraliçeler ne ara barışmıştı, ya da barışmış mıydı emin değildin. Ortamda hâlâ hafif bir gerginlik vardı. Aydınlık kraliçe gözlerini kaçırıyordu.

"Kerem vasıtasıyla yüzüğünüzü buldum, buraya geldim..." Biraz duraksayıp Işık hanıma baktım. Hikayenin bu kısmında onu öldürmem geliyordu. "Savaşta yer aldım." dedim çekinerek bakışlarımı kaçırırken. "Sonra ne olduğunu anlamadan Metan oldum. Ve ardından kaçırıldıktan sonra beni kurtardınız. Yeniden teşekkür ederim."

Kulağa fazlasıyla eksik geliyordu hikayem. Ve ben de tamamlamaya kararlıydım. Ama daha öncesinde, başka bir yarım kalan hikayeyi tamamlamam gerekiyordu. Diyar'ın hikayesini...

"Benden öncesi nasıldı?" Eğer buranın sırrını çözeceksem en derinine inmem gerekiyordu.

"Neden kavga ettiniz veya iki tarafa ayrılmayı seçtiniz?" Hesap soruyormuş gibi durmak istemediğimden küçük bir çocuk gibi konuşuyordum.
''Ben isteyerek karanlık kraliçe olmadım." Söze acıklı bir ses tonuyla giriş yapan karanlık kraliçeye döndürdüm. Bakışları dalgınlaşmıştı.

''Küçük yaşta babamı kaybettim. Annemle tanıştıkları yerde..." Gözlerindeki hüzün odaya yayılmıştı. "O vadiyi çok severlerdi. Orası nehirlerin sürekli aktığı, kuşların cıvıldadığı, tam bir masal şehriydi. Ve yine orada can verdi. Onu orada öldürdü. Babamı orads benden aldı." Yüzündeki hüzün yavaş yavaş yerini kine bırakıyordu. "İyi bir adamdı, tam şu filmlerdeki "herkes severdi" denilen biriydi. Eh, tabii ki bu sevgisini kıskanıp ona düşman olanların da sayısı bir hayli fazlaydı. Ama babam melek gibi, kimseden nefret etmez, elinden geldiğince barışçıl olmaya çalışırdı. Biri dışında." Şimdi sesi tehlikeli, bakışları ise nefret doluydu. "Babamın nefret ettiği biri vardı, annemden hoşlanıyordu. Kirli bir adamdı. Ruhu kirlenmiş... Babam ölünce annemi tehdit edip zorla birlikte oldu." Sesinden ve bakışlarından adeta alev fışkırıyordu. "O zaman saf kalbim kin ile doldu. Onu hiç sevmedim. Annem de sevmedi, mecbur kalıp nikah masasında 'evet' derken bile. Önce kendi hayatını, ardından benimkini mahveden adamla evlendi." Yumruğunu sıkıyordu. Bakışlarımı aydınlık kraliçesine çevirdiğimde ise olanları bilmiyor olduğunu anladım. Dolu gözlerini ellerinin arasına gömmüştü. Gizem Hanım derin devam etti.
"Bir gün kardeşim olacağını öğrendim. Yine o herif zorla annemle birlikte olmuştu. Ama o an böyle düşünememiştim. Annem benim için mutluymuş gibi davranıyordu. Hatta bir süre sonra buna ben de ikna olmuştum. Çocukluğumuz boyunca anneme sinirli olsamda, Işık için hep en iyisi olsun diye uğraştım. Ve yıllar sonra, bunun da rızasız bir birliktelik olduğunu öğrendim." Biraz daha durgunlaşmış bir ifadeyle kardeşine döndü. "Ve artık seni annemin kızı, kardeşim olarak değil o herifin kızı olarak görüyordum.  Öldürmeye ant içtiğim adamın kızı... " Derin bir iç çekip kahvesine uzandı. Bardak elinde bir viski bardağına dönerken kan kırmızısı dudaklarına götürdü.

YüzükWhere stories live. Discover now