18. Bölüm: Ateş Edecek Misin?

485 81 131
                                    

Multimedia: Yüzyüzeyken Konuşuruz~Ateş Edecek Misin?
_____________________

"Gitmezsem Defne çok gönül koyar bana, biliyorsunuz cimcimeyi."

Tam üç saat sonra, Arman amcamla yengemi karşımıza almış, durumu tam planladığımız gibi anlatıyordu. Beni göremedikleri için şanslıydım, çünkü bir çok defa gülmüştüm, berbat bir oyuncu olurdu benden.

"Bence gidebilirsin, hem güzel olur ne zamandır görüşmüyordunuz. Bir arayıp Funda'ya teşekkür edeyim ben, baba oğul konuşun siz." Yengem yanımızdan kalkarken onun yerine oturup Arman'a göz kırptım. Arman bana bakmasa bile gördüğünü işaret ederek göz devirdi.
"Oğlum..." Amcamın sesindeki tuhaflılık şaşkın bakışlarımı ona çevirdi. Hiç sesini böyle duymamıştım. Bir şeyi söylemek istiyor ama bir türlü söyleyemiyormuş gibi ağzını açıp açıp kapatıyordu. Bir süre daha sessizliğini korumayı sürdürdü.
"O senin kız kardeşin, göz kulak ol ona." Bu cümlede tek tuhaflık sezen ben olamam, değil mi? "Olacağım tabii ki baba." Daha çok soru sorar gibi çıkmıştı sesi. "İçimde ona zarar gelecekmiş gibi bir his var, sezi işte."

Çatılmış kaşlarım normale dönerken görmese bile "Canım amcam benim." dedim ve sarıldım. Arman'da da aynı gülümseme oluşmuştu, "Dikkat ederim ben ona baba." dedi gülümseyerek. 

''Ulaşamıyorum Funda'ya. Telefonu kapalı, şarjda falandır herhalde.'' Yengem amcamın yanına oturup Arman'a döndü. ''Sen teşekkürlerimizi iletirsin Defne'ye. Müsait olduğunda ben yine ararım.'' Arman onayladıktan sonra izin istedi yukarı çıkıp eşyalarını hazırlamak için. 

Birlikte odasına çıktıktan sonra Arman kapıyı kilitleyip yatağa oturdu. Canının sıkkın olduğunu çok kısa sürede fark edip ben de yanına bağdaş kurdum. "Ne oldu kuzen?"

"Babamın sezgileri ne kadar güçlü biliyorsun." Evet, çok iyi biliyordum. Çika için kötü bir şey hissettiğini söyledikten üç saat sonra kusmaya başlamış, veteriner sokaktan yediği bir şeyden zehirlenmiş olabilecdğini söylemişti. Çika bunu atlatsa bile, kötü günler geçirmişti.
"Bir şey olmaz bana, orası güvenli. Hem şuanda da korunuyoruz." İçime su serpen tek şeyin Atlas'ın burada olmasıydı, bunun için dönünce defalarca teşekkür edecektim. Arman derin bir iç çekip valizini hazırlamaya başladı. Bu sırada ben de küçük bir bileklik oluşturup içine güç aktardım. Ne olur ne olmaz, ihtiyacımız olacak.

"Arman, bana inandığın ve güvendiğin için teşekkür ederim." İçimden gelen bu teşekküre karşın gülümseyip sarıldı bana. "Sen Dünya'nın en mükemmel kuzenisin Defne. Tabii ki güveneceğim." Yanağımdan makas aldıktan sonra valizine son eşyalarını koymak için geri döndü.

👿👿👿👿👿

Yazarın Anlatımıyla

"Bu bilgi halka nereden sızdı? Kahretsin!" Burak sinirle elindeki kupayı duvara fırlattı. Toplantı odasındaki diğer kimse -kraliçeler de dahil- onu sakinleştirmeye yeltenemiyordu. Sessizce oturup Burak'ın sinirden kimi öldürmeye karar vereceğini bekliyorlardı. Aralarındaki en rahat isim, Gizem'di, viskisini yudumluyor ve oğlunu izliyordu. Ellerinden çıkan alevleri gördükçe onu bu kadar güzel yetiştirdiği için kendiyle gurur duyuyordu. Ona göre duygularını güce çevirmek hele ki baskı altında oldukça zor bir şeydi ve oğlunun bunu başarabilmesi muhteşemdi. Burak'ın elinde oluşmuş alev kütlesini duvara atacağını son saniyede fark eden Işık bir su kütlesi oluşturdu ve fırlatılan alevi nötrledi. O Gizem kadar sakin değildi ve yiğeni için endişeleniyordu.

YüzükWhere stories live. Discover now