7. Bölüm: Dünya Özlemi

1K 252 293
                                    

Bölüm Şarkı Önerisi Multimedia ♥
Pinhani~ Dön Bak Dünya'ya (cover)

___________

Ağlamayı bilmelisin. Yalnız kaldığın zamanlar da tutma kendini. Yalnızlığın ve sen varsın, utanma ağla. Ağlamak küçük düşürmez. İçini boşaltırsın sadece. Bu da seni daha da iyi yapar. Bırak ağla dök içini yalnızlığına, derdi kuzenim, babam beni terk ettiği ve yıkıldığım zamanlar. Tutmadım kendimi, nasılsa yalnızdım. Ağladım. Neden olduğunu bilmeden, hunharca ağladım. Bütün kötü günlerime, hepsini atlatmamı sağlayan insanların yanımdan gidişine ağladım belki de... Bilmiyordum.

Hıçkırıklarım dindiği ve nihayet sakinleşip kendime gelebildiğim zaman, minik bir şarkı kondurdum dudaklarıma.

"Herkes gitmişse
Sakince arkanı dön bir bak
Dostun kalmış mı?
Aşkın solmuş mu?
Dön bak dünyaya
Dön bak dünyaya..." (*)

Kesinlikle Dünya'yı ziyaret etmeliydim. Bunun bana şuan en iyi gelecek şey olduğundan adım kadar emindim.

Yerden kalktım ağır ağır. Üzerimi silkeledim, sarayın yolunu tuttum dudaklarımdaki melodiyi sürdürerek.
Kendimi daha güçlü hissediyordum tuhaf bir şekilde. Sanki az önce ilk defa yalnız olarak düşmüş, ve ayağa kalkmışım gibi... Hah, olan da bu değil miydi zaten? Bu düşünce beni gülümsetirken adımlarımı hızlandırdım. Hatta bir süreden sonra koştum, var gücümle, yorulana kadar koştum. Sonra da alamadım gazımı, uçtum hızla saraya doğru.

"Filiz ablaaaaa!" diye daldım mutfağın balkonundan. "Kız ödümü kopardın." dedi fırın eldivenini elinden çıkarırken. Gülümsedim ve kocaman sarıldım. "Filiz abla bugün ben yemek yapmak istiyorum!" dedim neşeyle. Az önceki harap halimden eser kalmamıştı.
"Kız olur mu öyle şey? Akşama toplantı var çeşit çeşit yemek lazım."
"Ya şimdi sen bana beceremezsin mi demek istiyorsun?" dedim dudak büzerek. Filiz ablanın sıcacık yüreği hemen de geliverdi oyuna. "Ay öyle olur mu güzelim gel beraber yapalım ben yetiştiremezsin diye şeyettiydim." dedi panikleyerek. Gülerek gidip öptüm yanağından "Oleeey!" diye ellerimi çırparken.

"Şimdi ne yapıyoruz?" dedim kendime bir önlük yaparken. Saçımı bağladım yukarıdan ve tam aşçı moduna girdim. "Şimdi kızım, şu dolapta bir yemek tarifi olucaktı. Sen bakıver ona, bir şeyler oluşur aklında."
"Tamamdır." Bahsettiği dolaptan kendi ağırlığımın iki katı olan yemek kitabını çıkardım. "Seçebilir miyim bir tanesini, lütfeeeen." Bugün tam 5 yaşındaki çocuk modumdaydım. Filiz abla halime gülerek başını salladı. Gözlerimi kapadım ve sihirle sayfaları çevirdim. İçimden durmak gelince durup tarifa baktım.

"Kömür kek mi?"
"Sen de elinin lezzetini biliyormuşsun." dedi gülerek. Tamamen diyara özgü malzemelerle hazırlanmış bir tatlıydı bu. İlk defa buradaki yemeklerden deneyecektim. "Filiz abla zehirlemek istediğimiz görevli varsa bir tek o yesin bu kekten." Naifçe güldü ve malzeme listesini kapıdaki muhafıza götürdü.
"Malzemeleri getirsin başlarız kuzum."
Bakalım bugün kimi zehirleyeceğim?

👿👿👿

Yazarın Anlatımıyla..

-Bu sırada-

Ece sahilde oturmuş, intikam aleviyle yanan yüreğine karışan acıyla savaşıyordu.
"Neden affetmek bu kadar zor?" Gözlerini sıkıca kapattı sanki göz yaşlarını tutacakmış gibi.

YüzükWhere stories live. Discover now