6. Bölüm Pt2: Kördüğümdür Aşk

1K 272 229
                                    


Yazarın anlatımıyla...

"Bu sefer korku saldı, çok bunaldım... Bi' mucize olsun Tanrım...(*) Hıck!" Kerem zil zurna sarhoş arkadaşını balkondan düşmemesi için tutmaya çalışıyordu, ama zaten yapılıydı ve elindeki şişeyi sağa sola savurup şarkı söylerken hiç yardımcı olmuyordu. "Kanka anladım aşıksın da gel içeri gidelim üşüteceksin şimdi hava soğuk." Evet, burada annelik yapmak zorunda kalmak onun da hoşuna gitmiyordu. Burak'ı omuzlayıp içeri taşıdı zar zor da olsa. Durmasıyla yere yığılan prens, küçük bir çocuk gibi kahkahalar atmaya başladı.

"Benim gönlüm sarhooooştuuur yıldızların altındaaaa." Hayatında ilk defa şarkı söylüyordu Burak. Buna tanıklık edebilecek tek insan olmasının -ve tabii ki Burak'ın sarhoş halinin- onu güldürmesine engel olmadı. Hunharca gülerek bu anları hafızasına kaydetti. "Sesin de güzelmiş he. Müzikal mi işletsek ne dersin?" diye alay tuttu. Ama kafası Defne'den bile güzel olan Burak onu duymuyordu...

"Yıldızlar çok güzel Denfe'm. Getireyim mi sana bir tanesini?" Elini havaya uzatıp yıldız yakalamaya çalıştı. Kerem bir bira daha açtı kendine, zira arkadaşının bu hallerine eşlik etmek istiyordu. "Abi orası tavan. Sen kendine gel gideriz yıldızları yakalamaya." Bu sefer duymuştu onu alkölün yarattığı uğultuların arasından.
"Söz mü?"
"Lan saçmalama oğlum oldu bi' de Ay'ı getirelim kıza." Kerem birasını yudumlarken gülmemeye çalışıyordu.
"Bu gece birlikte izleyemememiz çok kötü." dedi Burak büyük bir hüzünle. "Her gece sen tavanında hapsolmuşken ardındaki yıldızları gösterirdim halbuki sana." Defne'nin geceye olan düşkünlüğü Burak'tan mı bulaşmıştı acaba, kim bilir?
Hafiften Kerem'in de beynine hücum etti zehir. Yeni şişeyi shot atarken, arkadaşının yanına oturdu. Bir melodiyi tutturdu yumuşak ıslığına. Burak'ın şarkıyı tanıyıp eşlik etmesi uzun sürmedi. İki arkadaş birlikte şen şakrak şarkı söylediler.
"Bunu daha sık yapmalıyız." dedi Burak şarkı söylemekten kısılmış sesiyle. Yamuk bir gülüşle başını sallamakla yetindi Kerem.

Tam yeni bir şarkıya gireceklerdi ki, otel odasının kapısı kırılırcasına açıldı. İki arkadaş bir anda açılan ışık karşısında yeryüzüne çıkmış köstebek misali kör olmamak için gözlerini kapatırken, Ece burnundan soluyarak içeri girdi. Beklediği son manzara bile değildi karşılaştığı. Ne abisini ne de halâ delicesine sevdiği eski sevgilisini sarhoş, zil zurna sarhoş, ŞARKI SÖYLEYECEK KADAR SARHOŞ beklemiyordu.
Işığı boşverip gözleri kapalı yeni bir şarkıya girdiklerinde kahkahalar içinde izledi onları. Burayı bulmak için inanılmaz illegal yöntemler kullanmış, oda kartını çalana kadar kendini yırtmıştı. Ama kesinlikle bu anlara şahit olmaya değerdi.
"Siz iki başbelası yok musunuz siz." dedi gülerken göz devirerek.

"Aa bu gölen cecee mii?" Kerem çoktan uyku moduna geçmiş, sersem sersem konuşamaz hale gelmişti.
"Kerem, kardeşim! Ölme lan!" Burak çocuksu bir endişeyle baktı Kerem'e. Çoktan rüyalar alemine geçiş yapmış arkadaşının hareketsiz bedenini izleyip telaşa kapıldı. "Hayır ölemezsin, hayır lan hayır!" Dönen başına ramen Kerem'in bedenini sarsmaya başladı deli gibi. Ama çocuk kış uykusuna yatmış mübarek, uyanmıyor! Korkuyla açılmış gözlerini Ece'ye dikip "Sen doktor musun?" dedi endişeyle. Ece ise kahkaha atmaktan kendinden geçmişti. "Sende ölüyora benziyorsun. Bir tek ben mi kaldım?" derken sıçradı yerinden korkuyla. "Uyan lan." dedi Kerem'i tekrar dürterken. "Oğlum daha ihtiyacım var sana, ölemezsin şuan uyansana!" Gözleri dolmuş, öldüğünü sandığı arkadaşını sarsıyordu. Ece her ne kadar kaçırılmaz bir senaryoyu izlemekten gurur duyuyor olsa da daha fazla dayanamadı ve gidip sarıldı Burak'a kocaman. "Hayır bebeğim, uyuyor o sadece."
"Doğruyu mu söylüyorsun? Kandırmıyorsun değil mi beni?" Minik bir çocuk gibi parlıyordu yaşlanmış gözleri. "Evet, söylemiyorum." dedi yüzünü avuçlarken. Öpmek için yaklaşırken ağır ağır, sonunda tekrar sevgilisine kavuşmanın verdiği mutlulukla doluydu içi. Ona göre sonunda eski günlerine döneceklerdi-

YüzükWhere stories live. Discover now