10. Bölüm Pt2: Mevsim Çınarı

810 203 211
                                    

Bugün doğumgünüm 🎉🎉 (Neden söyledim bende bilmiyorum dlmxlsmxpsmxlemdlsşd)

__________________________

Aklımda az buz bir plan vardı. Filiz ablaya teşekkür edip mutfaktan ayrıldım. Umutla Burak'ın odasının yolunu tuttum ama Siyah Atlı Prensim toplantıdan toplantıya koşmakla meşguldu. Yüzümde hafif bir hayal kırıklığıyla küçük bir not bıraktım masasına.

Kütüphanede olurum büyük ihtimalle sevgilim. Sevgilim yazarken içimde oluşan tatlı titreme yüzüme kocaman bir gülümseme olarak yansımıştı. Bir yol buldum, gelince üzerinde konuşuruz. Yarım yamalak bir kalp de çizdim içimdeki çocuğa engel olamayarak.

Adımlarımı kütüphaneye doğru yönelttim. Daha iyi araştıracak bir yer yoktu. Ama kitaplardan değil, hologramlı geçmiş görüntülerinden yararlanacaktım bu sefer.

Masaya kurulup hologram butonuna tıkladım. Etrafımda sanal bir arama motoru çıktı ve hızlıca Metan'ı arattım.

Onlarca sonuç vardı.
Metan Kulubesi gizemli bir şekilde yok oldu. Peki şimdi ne olacak?

Şok haber! Metan yaşıyor mu?  Bir anda kalbimin hızlandığını hissettim. Biz buna bu kadar bel bağlamış olabilirdik, ama ya yaşamıyorsa? O zaman ne olacaktı? Karamsar düşünceler beynimin içine kök salarken haberi okumaya devam ettim.

Günlüğü gördüğünü idda eden biri var! Ona sorduk, ve bize " Gece gökkuşağı, açar kapıyı. Ne kapısı dersen, nehrin sırrı." dedi. Bu bir anlam taşıyor mu, sadece fiyasko mu kimse bilmiyor!

Haber dikkatimi çekmişti. Bir fiyasko olamayacak kadar... Felsefikti? Şifreliydi? Ama kesinlikle bu bir cümleden fazlasıydı. Bu sözü hemen not ettim. Ne günlüğü olduğunu bilmiyordum ama diyarın resmi haber platformunda var olduğuna göre önemli olmalıydı. Haberlerde gezinmeye devam ettim.

Metan'ın evi Mevsim Çınarı'nın içinde olabilir mi?

Mevsim Çınarı'nı araştırdım bu sefer de. Metan geldiği andan beri var olup büyüyen ve buradaki ağaçların aksine 4 mevsimi de yapraklarında sergileyen tek ağaçmış. Bu çok olası bir ihtimal... Ayrıca evi olmasa bile eğer ağaç duruyorsa Metan da yaşıyor demektir!
Notlarıma burayı da ekleyerek devam ettim.

Meydanda dokunulmayan parça!

İşte aradığım haber buydu.

Meydanın arkasındaki Metan Anıtı'nda kimsenin yerinden oynatamadığı bir parça var! Kimi görüşlere göre iki kraliçe bir araya gelip açabilecekmiş! Bizce güçlü bir idda. Diyar'da gündem olan bu taşı kim oynatabilecek?

İki kraliçenin birleşmesi... İki yüzüğü birden takıp bunu yapsam, sayılır mıydı? Kesinlikle denemeye değer. Notlarımı ve eşyalarımı toparladım ve hologramı kopyalayıp kütüphaneden ayrıldım. Kapıdan çıkmamla birine sertçe çarpıp düşmem bir oldu.

"Bu ne acele kraliçem. İyi misin?" dedi Burak kolunu ovuştururken.
"Metan'ı buldum, yani muhtemelen. " Bir anda gözleri kocaman açıldı. "Ve iyiyim." dedim gülüp yanağına minik bir buse kondururken. "Hadi hemen Murat'ı bulmalıyız." Elini tutup hızla çekiştirdim. Görmesem de o olmasa olmaz mı dercesine göz devirdiğini biliyordum.

"Üzerimize daha resmi bir şeyler mi giysek?"
"Kraliçemiz Metan'a güzel görünmek istiyor sanırım." Belli belirsiz gülümseyip başımo salladım, doğruydu.
Önümüzdeki kapıdan içeri dalıp mutfağa girdim. Büyüyle olunca üstünüzden kıyafet çıkarmamıza gerek olmamasına rağmen yalnız olmak daha iyiydi. Bir çırpıda hazırlanıp çıktım.
Üerimizde sanki sözleşmişiz gibi kırmızı bir kombin vardı. Ben kırmızı tulum ve siyah kemerin -bir hayli göz alıcıydı bu detayı vermeden geçemezdim- altına siyah kalın topuk giymiş, Burak ise siyak kotun üstüne tulumumun 3-4 ton koyus kırmızı tişörtünü giymişti.

YüzükWhere stories live. Discover now