Bölüm 24 | Harlanan Öfke

3.6K 240 56
                                    

Multide bölüm müziği var. Çok sevdiğim bir şarkıdır. 

Ruelle -  The Other Side ☺️



Genç adam kızın yanı başında, yatağın bir köşesinde sessizliğini sürdürüp uyanmasını beklerken yüzündeki her detayı yeniden incelemişti. Kıvrık ve sık kirpiklerini, dudağının hemen üstündeki varla yok arasında olan ufacık benini, tenindeki o pürüzsüz beyazlığı, gece siyahı saçlarında dans eden o kumral ışıltıların hepsini aklının bir köşesine kazımıştı. Onunla ilgili hiçbir detayı unutmamak için tekrar tekrar bakmış ve en ufak detayını dahi ezberlemeye çalışmıştı. Onunla ilgili keşfettiği herşey onu mutlulukla sarhoş etmeye yetiyordu.

Hafifçe gülümseyip kızın kulağına doğru yaklaştı. "Ömrüm boyunca hiçbir şey yapmadan seni izleyebilirim" diye fısıldadı. Saçlarından teninden yükselen o eşi benzeri olmayan kokuyla ciğerlerini doldurdu ve gözlerini huzurla, zamanı tam bu noktada durdurmak istermiş gibi kapattı.

Kız keyifli çıkan sesiyle, "Günaydın. Ne yapıyorsun?" diye sordu.

Ateş, yüzündeki hafif tebessümü kocaman bir gülümsemeye çevirerek gözlerini açtı. Masal'ın masmavi gözlerinin içindeki huzurlu denize birkaç saniye daldıktan sonra, "Dünya üzerindeki en güzel kadını izliyorum ve onun sadece benim olmasının keyfini çıkarıyorum" diye itiraf etti.

Masal yerinde hafifçe doğrulup kollarını sevdiği adamın boynuna doladıktan sonra tekrar onuda beraberinde çekip yastığa gömüldü. "Sadece izleyecek misin?" diye sordu yaramaz bir çocuk edasında. Cevap alamayınca dudaklarını hoşnutsuzlukla büzdü. Ateş onun bu haline gülümsedi. Bir türlü doyamadığı baldan tatlı dudaklarının tadına bir kez daha bakmak için sabırsızlanırken, çalan kapıyla beraber kendisini Masal'dan uzaklaşmış halde buldu. Çoktan yataktan fırlamış ve üzerine geceliğini geçiren telaşlı kadını kollarını arkaya atarak ruhundan yüzüne yansıyan bir keyifle izledi.

Üstünü başını düzelttikten sonra, "Gelebilirsin tatlım" diye bağırdı. Hemen sonrasında gülümsemekten başka hiçbir şey yapmayan Ateş'e ters bir bakış attıktan sonra içeriye giren ve ağlamak üzere olan ufaklığı kucakladı.

Su, minicik ellerini annesinin yüzüne koyarak, "Anne sizinle uyuyabilir miyim?" diye sordu ağlamaklı çıkan sesiyle.

Ateş itirazların havada uçuşacağını bilmesine rağmen, "Bu konuda anlaşmıştık tatlım. Her kabus gördüğünde bizimle uyuyamazsın" dedi. Dili her ne kadar bunu söylese de, kızını tek başına odaya göndermeyecekti elbette. Masal'ın ters bakışlarına maruz kalmadan elini yatağın boş kısmına vurdu. "Atla bakalım" dedi, dünyalar tatlısı kızına.

Su sanki kavanozda biri dünyaları ona sunmuş gibi sevinçle atlayarak annesinin yanından uzaklaştı ve yatağın ortasına geçti. Küçücük kollarıyla babasının gövdesini sarmaya çalışıp, yanaklarına öpücükler kondurdu. Ateş bir sonraki seferi düşünerek, "Bu son ama" diye uyardı, son olmayacağını bilerek.

Örtüyle kızını iyice sarmalayıp sarıldıktan sonra hala ayakta durup onları izleyen Masal'a baktı. "Sen de şuraya kıvrılabilirsin. Bugün tüm sevgimi kızıma vereceğim" dedi gülerek.

Su gözlerini korkunç bir şey işitmişcesine dehşete kapılarak açıp, "Annemi de sev baba" dedi azarlar bir tonda.

Ateş yatağın diğer tarafına yerleşen Masal'a aşkla baktıktan sonra yeniden kızına döndü. "Anneni ömrümün her saniyesinde seveceğim, bu yüzden rahat ol ufaklık"

"Hiç unutmayacak mısın? Gerçekten mi? Ölsek bile, unutmayacak mısın bizi ?"

Masal konuşmanın sonlanmasını istermiş gibi sesine hafif bir kızgınlık ekleyerek, "Su, uyu artık" dedi.

 Hüznümde Saklı Mavi Where stories live. Discover now