Bölüm 33 | Yüzleşme

2.9K 236 94
                                    



Bölüm Müziği : Birdy+Rhodes -Let It All Go




Bakmak ve görmek arasındaki farkı anlamıştım o kısacık zaman diliminde. Yüzüme tüm dikkatiyle baktığı, gözlerindeki o yabancı ifadeyi gördüğümde onda ki ben'i gerçekten görebilmiştim. Garip, tuhaf ve tarifsiz bir duygunun teslimi olmuştum.
Boğazımı temizleyip kendime gelmeye çalıştım ve sesimin kendinden emin çıkmasına özen göstererek, "Ne demek istiyorsun?" Diye sordum. Vereceği cevaptan bir yandan korkarken, diğer yandan duyacaklarımı sabırsızlıkla bekliyordum.

Hafifçe gülümsedi. "Tanıştığımız günü hatırlıyor musun?" Diye sordu.
Kaşlarımı çatarak, "Bununla ne alakası var" dedim.
Cevap vermek yerine arabayı durdurdu. "Anlatacağım" dedi ve arabadan indi.
Bende arkasından tereddüt etmeden indikten sonra sahile doğru yürüdük. Gecenin bir yarısında korkunç görünen denizi karşısına alan Demir ben ısrar etmeden önce konuşmaya başladı. Birşeyleri kafasında netleştirmeye çalışır gibi bir hali vardı. Kelimelerine ise anlamsız bir şüphe yerleşmişti.
"Tanıştığımız günden birkaç hafta öncesine kadar sende hep bir şeyler beni rahatsız edip durdu. Mükemmel bir kadın ama bir şekilde beni rahatsız eden şeyleri üzerinde topluyor diye düşünüyordum" dedi. Yüzünü bana doğru döndü ve gözlerimin içine gerçekleri arıyormuş gibi baktı.
"Değişmeye başladığın o gün, ilk kez... İlk kez kalbim seni kabullendi. Hazan'ı bütün saflığıyla gördüm. Şımarık, yaramaz, asi bir kız. Sana yakıştırdığım bir karakter olduğunu düşündüm. İstediğim, görmek istediğim Hazan bu olduğu için böyle hissediyorum dedim ama olmadı. Bir türlü gerçekliğine inanmadığım karımın, o gün tüm saflığıyla ruhuma dokunmasına izin verdim. Hayır...Aslında izin vermedim. Bu birden oldu"
Alayla güldüm. Bu nasıl bir saçmalıktı böyle...
Kollarımı göğsümde birleştirip, "Peki ilk kez Asi olarak ne zaman karşılaştığımızı söylersen, o zaman bu saçmalıklara belki inanabilirim" dedim.
Tereddüt dahi etmedi. Gözlerini gözlerimden bir an için ayırmadan, "Bugün her zamanki gibi çok sevimli görünüyorsun kocacım dediğin gün. Hare'de o gün evdeydi" dedi.
Kollarım şaşkınlıkla aşağıya düştüğünde, "Nasıl..." diye sordum kendi kendime. Bilmeyen bir insanın anlaması imkansızdı. Tamam çok iyi bir oyuncu sayılmazdım ama mümkün olan en iyi şekilde idare etmiştim.
"Sevgi hissedilir. Geldiğinde de, gittiğinde de...Ve o gün senin gözlerinde neredeyse hiç sevgi yoktu" dedi.
Kaşlarımı kaldırdım. Alayla, "Neredeyse..." diye tekrarladım. Ondan nefret ediyor olduğumu görememişti sanırım.
"Fazla iyimsersin..."

Ellerini omuzlarıma koydu. Yüzünü yüzümün hizasına indirerek keyifli bir şekilde gülümsedi. "Belkide fazla iyimserim ama bu seni yakaladığım gerçeğini değiştirmez" dedi. Masmavi gözlerinin içi karanlıkta sahildeki cılız ışıkların beraberinde parlarken, dalgaların sesiyle beraber kalbimin seside kulaklarımdaydı. Omuzlarımı kavrayan parmakları bir ton ağırlığındaki kelimeleri taşıyordu sanki. Beynimde aynı şeyler dönüp duruyordu.
Seni yakaladım.

Ellerini bedenimden itip, "Ne diyorsun be sen?" Diye bağırıp kendimce bir savunmaya geçtim.
Tepkim karşısında geriye doğru çekildi ve omuzlarını dikleştirip sanki haklı olduğunu kendince kanıtlamış gibi sesli bir kahkaha attı.
Hiç lafı dolandırmadan, "Ne dediğim gayet açık, gerçek Hazan sensin" dedi bu kez.
Bir süreliğine, kısacık bir anlığına yüzüne bakıp kafasında neler döndüğünü anlamaya çalıştım. Binlere kurtlu düşüncenin beynini kemirdiğini gözlerinde görmek istedim ama hayır, o kadar net bir o kadar da emindi gözleri.

Başımı iki yana sallayıp, "Delisin sen" dedim.

"Kafayı yemişsin"

"İster kafayı yediğimi söyle ister söyleme, Hazan bir kere bile ağzına çikolata sürmemişti. Hatırlarsan annen ise senin 6 yaşına kadar deli gibi çikolata yediğini, sonrasında aniden yemeyi bıraktığını söylemişti. Ne değişmişti sahi? Ve yıllar sonra Hazan'a çikolatayı sevdiren neydi?"

 Hüznümde Saklı Mavi Où les histoires vivent. Découvrez maintenant