2. Bölüm

86 12 2
                                    

Arabadan indiğimde büyük bir yalıya gelmiştik. Bu ev bizim miydi? Yok yok olamazdı demi. Sonuçta her ihtimale karşı ev değiştirip durduğumuz için bence bu eve birine bakmak için gelmiştik. Safa da arabadan indikten sonra yanıma gelip yüzüme doğru eğilip ilk önce nereye baktığıma baktı. Daha sonra da "Hadi Güzin yürü!" dedi. Ben ona şaşkınlıkla bakmaya devam ediyordum. Bu ev gerçekten muhteşemdi. Ya da ben her eve muhteşem diyordum. "Sen ciddi misin?" dedim. Anlamayarak indiği merdivenlerden bana doğru dönüp ne demek istediğimi sorar gibi tek kaşını kaldırdı. "Demek istiyorum ki; Bu ev bizim mi?" dedim. İndiği merdivenleri tekrar çıkıp yanıma geldi. Elimden tutup aşağı doğru beraber inmeye başladık. Kapının önüne geldiğimizde bir anda kapı açıldı. "Hoşgeldiniz Safa Bey" diyerek bir kadın bize selam verdi. Ben hala şoku üstümden atamamıştım. Safa hala elini elimden çekmeyince ben çekmek için asıldım ama bana bakan sert bakışla tekrar çaba harcamadım. Onun yönlendirmesi ile yürüyordum sadece.

Karşıdaki odaya tıkladığında bir onay bekledi. Karşı taraftan aşina olduğum annesinin sesini duyunca ne olduğunu hala anlamamıştım. Kapıyı açıp içeri girdik. Annesi koltuğa oturmuş yine serum takılıydı. Karşısında da üçlü bir koltuk vardı. Karşısına oturup annesi ile klasik nasıl olduğu hakkında bir konuşma yaptık. Aysel anne bağırarak yardımcı kadını çağırmıştı." Oğlum ve gelinim için oda hazırlandı mı?" diye sorduğunda onların evinde kalacağımızı anlamıştım.
"Hazır efendim."
"Safa oğlum hadi siz odanıza gidin. Yorgunsunuz sabah konuşuruz."
"Tamam annem. İyi Geceler!" dedi ve ardından dışarı çıktık. İsmini öğrendiğim yardımcı Fatma teyze bize odaya kadar eşlik etmişti. Odaya girince Safa hemen lavaboya gitti. Bende o sırada korumanın getirdiği valizleri içeri taşıdım. Safa lavabodan çıkınca yatağa sırtüstü yatıp yorgunluğunu atmak için nefes alıp verdi. Bende sorularımı sormak için onu bekliyordum zaten. Yatağın kenarına oturup "Sorularıma hazır mısın artık!" dedim. Tekrar derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. "Sor" dedi. "Burada ne kadar kalacağız?"
"Bilmiyorum." Sıkıntı ile nefesimi bırakıp
"Burasının bizim için güvenli olacağına emin misin?" dedim ve "Hadi evdekiler de tehlikeye girerse, hiç mi aklın almıyor senin!"
İki dakika düşünüp ağzımı açacağım sırada "Güzin tamam bir sus da kafamı dinleyim!" dedi. "Kafa dinleme sırasımı ya peşimizde adamlar var, biz burada mutlu aile tablosu çizmek için el ele liseliler gibi ortalıkta geziyoruz!" dedim. "Şu sesini kes biri duyarsa öldürürüm seni!" diye bağırdı ama öncekiler kadar sesli değil yani aşağı inmez sesi. Yerimde sinirle kıpırdanıp ayağa kalktım. Bağırması hiç hoşuma gitmiyordu. Bu yüzden de her seferinde gözlerim doluyordu bağırdığında. Hızla valizlerin yanına gidip fermuarı açtım. Gerçekten bazen şaşırıyordum. O eve tekrar nasıl gitti de aldı bu valizi. Bir dakika benim yanımdan hiç ayrılmadı ki. Adamlarından birini göndermişler anlaşılan. Neden aklım hızlı çalışmıyordu ki. Valizden yeşil bir ceket ile kot pantolon çıkartıp banyayo girdim. Üstümdekileri bir çırpıda çıkarıp giydiğimde ayağımdaki morluğu yeni fark etmiştim. Yürürken artık uyuştuğu için hissetmiyordum ama dokununca acıyordu. Banyodan çıkıp Safa'ya sinirle baktım gözleri kapalıydı hala bir an gözüm elindeki yaraya kaydı ama hemen çektim. Yoksa ona acıyıp affederdim. Kapıdan çıktıktan sonra merdivenlerden Fatma teyzeye seslendim. Fatma teyze hızla yukarı gelip ne olduğunu sorunca ağrı kesici bir krem ve şişi indirecek bir krem var mı?" diye sordum. Fatma teyze kafa sallayıp "Hemen getiriyorum Güzin Hanım" dedi. Ben de oturduğum merdiven basamağında ayağa doğrulmuştum. O sırada Fatma teyze kremleri getirip bana uzattı. Ben hemen teşekkür edip bizim odamızın sol tarafında kalan bekleme odasına gidip koltuklardan birine oturdum. Tabiki evi tanımıyorum sadece Safa önünden geçerken tanıtmıştı.
Koltuğa oturup biraz dışarıyı izledim. Daha sonra da kremleri elime alıp sürmeye başlamıştım.

Safa ben kremleri sürerken odadan çıkmış hızla merdivenlerden inerken çıkardığı sesten telaş yaptığını anladım. Ama hiç ses çıkarmadan bekleme odasında oturmaya devam ettim. Buradan Fatma teyzeye bağırdığı duyuluyordu. O kadına bağıracağına bana bağırsın pislik işte dedim içimden. Kadıncağıza bağırmasına dayanamayıp odadan çıktım yavaş yavaş merdivenlere doğru yürüdüm. Aşağıda telaşla bir o odaya bir bu odaya bakarken "Buradayım!" dedim. Benim sesimi duyunca arkasını dönüp bana baktı. Onun yüzünden herkes evin içinde ve dışında olmak üzere beni arıyordu. Safa koşarak yukarı gelirken aşağıda herkes bize bakıyordu. Safa yanıma gelip bana sarıldı ama ben şok olduğum için iki elim vücudumun iki yanında sallanıyordu. Kulağıma eğilip "Aşağıdakiler bize bakıyor. Sarıl!" dedi. Ben onu duymazdan gelerek sarılmadım. O da sinirlenip "Öyle mi?" dedi ve elimden tutup merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Artık gerçekten bir o yana bir bu yana gitmekten sıkılmıştım. Bahçeye çıkıp arka taraftaki küçük bir kulübeye girdik. Müştemilattı galiba. İçeriye hızla savuşturup duvara çarpmama sebep olmuştu. Canımın acısıyla gözümden yaşlar süzülürken bana bağırmak ile meşguldü. "Bir!" diye bağırdı. "Bir daha bana sormadan o odadan çıkmayacaksın!" Ben yüzüne bakmayarak kafam yerde sessizce canımın sızısı ile ağlıyordum. Bu sefer"İki!" diye bağırdı öncekinden daha yüksek bir ses ile. "Benim dediklerimden bir daha dışarı çıkarsan..." diyerek durakladı ve devam etti. "Seni hastaneye göndermem." dedi. Ben şoklar içinde yüzüne bakarken gözlerime baktı. Nefret ile bakıyordum hala ona. Bana yaptığı her şey aklıma geldikçe deli oluyordum.

GİZLENMİŞ DUYGULAR [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now