38. Bölüm

24 1 0
                                    

Vote atmayı ve yorum yapmayı unutmayın!💙

Önceki Bölümden

"Ben sana ilk gün ne demiştim? Hatırlıyor musun Güzin Hanım?"

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken kafamı aşağı yukarı salladım ama yine de tekrar söylemişti.
"Kızım Safa asabidir dedim. Onu alttan al dedim. Sözüm yarıda kalmıştı ama o seni seviyor diyecektim. Çünkü onu terk ettiğin zamandan sonra her gün daha da katılaştı. Her gün daha da asabileşti. Ama ben sevdiği kızın dürüst olduğunu düşünüyordum. Oğlumu sevdiğini düşünüyordum. En başta nefretle evlendiğini nereden bilecektim ki?" diye sinirle bağırdı.

Çocuklar ağlamaya başlarken ben de yanlarına eğildim. "Lütfen susun! Ben onu seviyorum. Çocuklar korkuyor."

Kolumdan sıkıp yerden kaldırdı. Kolum acırken inledim. "Yalan söyleme! Sevseydin bir kere mezarına giderdin. Bulduğun doktorlar ile orada burada fingirdeşmezdin!" dedi tekrar bağırıp.

Safa'yı aldatmak?! Düşüncesi bile sinirlerimi bozmaya yetiyordu. Ben onu o kadar severken bunların ihtimali bile canımı yakıyordu. "Ben Safa'yı sevdiğim kadar kimseyi sevmedim Aysel Hanım! Benim annem de babam da abim de eşim de o oldu. Benim kimsem yok. Bu tartışma fazla uzamadı mı sizce de? İkinci antlaşmayı bu evlilikte yaptık. Ben hazırladım. İçinde bir tane para ile ilgili şey yazıyor muydu?"

"Ne ikinci antlaşması?"
Yüzüme anlamayarak bakarken "Ha sadece kavga çıkması için birinciyi mi gönderdi şerefsiz?" dedim.
"Şu ikinci antlaşmayı göster!" dedi sinirle.
Telefonumu çıkarıp o gün çektiğimiz fotoğrafları açtım. Antlaşmayı da çekmiştim. Fotoğrafı uzatıp gösterdim. Maddeleri okuduktan sonra gözleri dolmuştu. Bu sefer o ağlamaya başlamıştı. Beni bir anda kendine çekip sarıldı. "İnsan sevgiye aç büyür mü?"
"Büyür." dedim gözyaşlarımı silerken.

Birbirimize sarılır vaziyette dururken kapının kırılmasıyla geri çekildim. Safa kapıyı kırmış ve yüzündeki ifadeye bakılırsa korkmuştu. Aysel anneye ve bana şaşkınlıkla baktıktan sonra yanıma yaklaşıp göğsüne çekti. Saçlarımı okşarken ben de beline sarılmıştım. Bir süre öyle kaldıktan sonra Aysel annenin sesi duyuldu:
"Safa konuşacağız!"
Safa benden yavaşça geri çekilirken bir şey sormadı. Sadece odadan çıkan annesini takip etti. İkisi birlikte başka bir odaya girerken Ceyda ellerini göğsünde bağlayıp bir süre bana baktı. Pişmanım ama anlatamazdım ki! "Neden yenge?"

"Neden?" dedi tekrar.
"Söyleyemezdim Ceyda'm. Özür dilerim!"
Ellerini saçlarına götürürken "Ya ben cidden anlamıyorum! Abim seni seviyor, sen onu seviyorsun. Ancak sizi bu evliliğe bağlayan bir antlaşma! Ve biz sizin aşkınıza inandık yenge! İnandık aşkınıza!" Sinirle söylerken gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

Ben de pişmandım ama elimde yapacağım başka bir şey yoktu ki. "Yapma be Ceyda!" dedim sesim kısılırken. Yanına bir adım atıp sarıldım. "Ben sizi hayal kırıklığına uğratmadım. Abinizi cidden çok seviyorum!" 

Ağlamaya başladığım sırada o da ağlıyordu. Sıkı sıkı sarıldığına göre de affetmişti. "Ama bir daha yalan yok!"
"Tamam!" dedim gülerken.

Konuşmamız kesilirken kapı tarafına baktım. Safa kafasıyla dışarıyı işaret etmişti. Ceyda'dan ayrılırken peşinden ilerledim. Birlikte kapının önüne çıktığımızda havanın soğukluğuna karşı pişmanlık duymuştum bile. "Güzin bir süre burada kalacağız!"
Gözlerim yerlerinden çıkacakmışcasına açılırken gözlerimi Safa'ya diktim.
Burda kalmak demek bilerek birini öldürmekti. Burada kalmak demek cinayete ortak olmak gibiydi. Bilmek ama devam etmek. Burada kalmak demek Vural ailesinin yok olmasını kolaylaştırmaktı.

GİZLENMİŞ DUYGULAR [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now