12. Bölüm

32 8 5
                                    

💜 Yıldıza dokunmayı unutmayın! 💜

Önceki Bölümden

Zili çaldıktan kısa bir süre sonra kapı açıldı. Gamze başı önünde kapıyı açtıktan sonra beni gördü ve boynuma atladı.
"Yavaş Gamze! Ne yapıyorsun sen?" dedim bağırarak. Çünkü birinden çıkacaktı bu sinirim o da Gamze'ye denk gelmişti. İçeri onu beklemeden girdim ve koltuklardan birine oturdum. "Anlat çabuk! Bu bebek ne alaka?" dedim.
"Bebek işte. O gece hamile kalmışım."
"Gamze! Saçmalama. Benim olduğuna dair kanıtın var mı?"
Yanıma kadar gelip "Ben senden başkası ile olmadım. Yetmez mi?" dedi.
"Yetmez!" dedim geri çekilip. "Kaç aylık bu bebek?"
"Dört olacak." dedi başını eğip.
"Allah kahretsin!" diye bağırıp koltuğa sert bir tekme attım.
"Ben de anlamadım nasıl oldu. Öyle iç bulantısı falan testte çıktı."
"Nasıl yapabilirim böyle bir şeyi nasıl?" dedim kendi kafama vururken. Ben Güzin'le iki gün önce bir şeyler yaşamışken nasıl böyle bir şey yapardım?

On iki saat sonra

Gözlerim artık kapanmaya başlamıştı. Allah'a şükür nöbetimi de tamamlamıştım. Üzerimi değiştirip aşağı indiğimde Rengin'e haber verdiğim için o bekliyordu. Koşarak ona sıkıca sarıldım ve arabaya bindik. Onun evine gitmek istemiştim. Çünkü şu an eve gidemezdim. Rengin, Selim'e söylemişti. Selim de büyük ihtimalle Safa'ya söylerdi. "Ee kuşum, yorgunsundur şimdi sen. Önce bir uyursun. Uyandığında anlatırsın neler olduğunu." dedi.
"Anlatırım!" dedim başımı cama yaslayıp.

Eve geldiğimizde bir duş aldım ve Rengin'in kıyafet dolabına gittim. Bugünlük oradan giyinecektim. Rengin'in bana hazırladığı kıyafetleri elime aldığımda bunları giyme ihtimalimin olmadığını bilsem de evde kimse olmadığı için giymeye başladım. Üzerime transparan beyaz, siyah lekeli bir gömlek, altına siyah mini bir şort, onun altına da ayarladığı siyah topuklu ayakkabıları giymej yerine uyuyacağım için elime aldım ve benim için hazırladığı odaya geçip zaten kapanmaya meyilli olan gözlerimi zorlamadım ve kapattım.

 Üzerime transparan beyaz, siyah lekeli bir gömlek, altına siyah mini bir şort, onun altına da ayarladığı siyah topuklu ayakkabıları giymej yerine uyuyacağım için elime aldım ve benim için hazırladığı odaya geçip zaten kapanmaya meyilli olan gözle...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Beş saat sonra

Gözlerimi açtığımda saat sabah 10.12'ydi. Yerimden kalkıp odadan çıktım ve karşıdaki banyoya girdim. İşimi hallettikten sonra odaya tekrar dönüp yatağa oturdum ve ayakkabıları ayağıma geçirdim. Başucumda duran telefonu da elime alıp odadan tekrar çıktım. Yavaş adımlarla sesler ve kokular mutfaktan geldiği için oraya doğru ilerledim. Rengin masaya yaptığı krepi ve kahvaltılıkları yerleştiriyordu. Ben içeri girdiğimde ona yaptığı şeylerden dolayı ve en kötü zamanlarımda yanımda olduğu için bir gülümseme gönderdim. "Günaydın Çikolata'm!" dedi.
"Sanada günaydın Papatya'm!" dedim. Bunlar bizim birbirimize taktığımız lakaplardı. Daha çok küçükken koymuştuk ve hala birbirimize söylüyorduk. Sandalyeme oturup "Neler yapmış benim Rengin'im. Niye bu kadar uğraştın kız?"
"Aman, canım sıkılıyordu zaten. Bana da eğlence çıktı."
"İyi bakalım."
"Ee, hadi kahvaltını et. Daha sonra bir sürü işimiz var."
"Ne işi Rengin?"
"Düğün işi canım. Ne işi olacak?"
"Ya Rengin. Ben hiç havamda değilim. Başka bir zaman çıkalım."
"Hiç itiraz istemiyorum. Kafan dağılır hem..."
"Hem?"
"Hem işte. Görürsün!" dedi ve yemeğini yemeye başladı.
Ben de zaten hiç bir şeyi merak edecek durumda olmadığım için ısrar etmemiştim.

GİZLENMİŞ DUYGULAR [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now