34. Bölüm

15 4 3
                                    

İyi Okumalar! Vote (yıldız) atmayı ve yorum yapmayı unutmayın!💙
Bu bölüm bayağı uzun oldu. Kendimi tutamadım. İyi Okumalar!😁

Önceki Bölümden

Kollarını dizlerine yaslayıp öne doğru eğildi. "Biliyorum bana çok kızgınsın. Pişmanım Güzin, yanlış yaptım. Çocuklarımın küçüklüğüne şahit olamamak en çok bana koyuyor! Her gün spora gidiyorum artık. Gece 3 ile 6 arası yapıyorum. Hıncımı oradan çıkarıyorum. Zaten geceleri uyku yok. Günde 2 saatlik uyku ile duruyorum. Ama kendimi biraz telafi ediyorum. Geceleri korumalar kapıyı açıyordu eve girip çocuklarla az da olsa zaman geçiriyordum. Belki de çocukların beni görmeden uyuyamamasının nedeni her gün gelmem. Bilmiyorum."
Derin bir nefes alıp verdi. Elleri yumruk halini almıştı yine. "Bir tek, bir tek o odaya girmeye cesaretim yoktu. Giremedim odana, okşayamadım saçlarını, öpemedim dudaklarını..."
İçimde ne kadar o kıvılcımlar küçük ateşler oluşturmaya çalışsa da üzerlerine su döktüm. "İyi ki de girmemişsin."
"Güzin?"
"Ne var?!" dedim sert bir dille. Başımı kaldırıp yüzüne baktım.
Bana bakarken "Başka biri mi var? O kafedeki şerefsiz mi?" dedi.
Kaşlarımı çattım ve hatırlamaya çalıştım. Kafede... En son kafede Barış ile bulu... Bir dakika? Kafe mi dedi o?
"Sen nereden biliyorsun?" dedim tek kaşımı kaldırıp.
"Eğer o ise yaşamaz haberin olsun!"
"Ya sen manyak mısın?" diye bağırarak ayağa kalktım. "Hem öldüm diyorsun, hem bir anda çıkıyorsun, hem de bana karışıyorsun! Sana bu hakkı kim veriyor Safa Vural?"
O da ayağa kalktı. Karşıma geçtikten sonra "Elimden bir kaza çıkartma Güzin. Sinirleniyorum. O adam mı var hayatında?" dedi.
Burun burunaydık ve bu mesafede ne kadar sağlıklı bir karar verebilirdim?

Kapı tıklandığında girmesini söyledim. Yaren abla bir misafirim olduğunu söylemişti. İçeriye davet etmesini söyleyip Safa'yı odada bıraktım ve kapıya doğru ilerledim. Açıldıktan sonra Barış'ı görmekle kısa bir şok geçirsem de yine de kendimi hızlı toparlayıp "Aaa Barış!" dedim ve sıkıca sarıldım. Ayrıldıktan sonra arkamda duran Safa'yı yeni fark etmiştim.

Bileğimden tutup gerisine çektikten sonra Barış'a bakıp "Demek Barış sensin! Önceden tanışmıştık değil mi?" dedi.

Barış da ona gülerek bakıp "Evet, tanıştık. Sende muhtemelen şu değer verdiğim kadını üzen adam, Safa'sın!"

Safa bana şaşkınlıkla bakarken bende şokla ikisine baktım. Eyvah! Kesin kavga çıkacak. Ulan Barış! Değer verdiğim kadın ne? Safa seni yaşatır mı şimdi?

"Değer verdiğin kadın?" diye doğrular gibi sorup ceketinin kollarını sıvadı.

Evet! Şimdi başlıyorduk!

Elini kaldırdığı an çığlığı basmıştım. "Eğer vurursan sana çocuklarımı da göstermem Safa!"
Eli hala havadayken Barış konuştu. "Bırak vursun. Vursun da göstereyim seni üzmek neymiş Güzin!"
"Oğlum sende ortalığı karıştırma!" derken dışardan gelen korna sesleriyle Safa ile birbirimize baktık.
Safa elini indirip "Sen içeri gir!" dedi.
"Hayır!" dedim ve kapıya yöneldim. Bileğimden tutup durdurdu. "Sana ne diyorsam onu yap! Kim geldi çok iyi biliyorum ben!" dedi dişlerini sıkarak.
Yüzüne baktıktan sonra "Kim?" dedim.
"Annen!" dedi kapıya doğru bakıp.
"Tamam işte. Hesap soracağım!" diyerek Safa'nın elinden kurtuldum ve koşarak kapıyı açtım.

Karşımda duruyordu. Yanında birkaç koruması vardı. Gözlüklerini çıkarıp ikimize baktı. Şaşırmıştı. "Senin ne işin var burada?" dedi Safa'ya doğru.
"Oyunlarını Güzin'e anlatınca hiçbir sıkıntı kalmadı Berfin Hanım. Artık yıkamazsın bizi." dedi.
Annem gülerek Safa'ya kafa salladı. "Kızım kolay kolay yalanı affetmez. Senin anlattıklarının hepsi bir yalan. Aramız bozuk diye suçu bana atıyorsun. Ama kızım zeki biri, sana inanacak değil!" dedi ve bana döndü. "Değil mi?" dedi. Aklımı karıştırıyordu bu kadın ama inanacak değildim. O benimle ne zaman vakit geçirmişti de biliyordu benim kişiliğimi. Sadece şuan Safa'ya inanmamam için bir şeyler zırvalıyordu.

GİZLENMİŞ DUYGULAR [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now