17. Bölüm

29 7 5
                                    

Yıldıza dokunmayı unutmayın!
İyi Okumalar!

Önceki Bölümden

Odaları gezmeyi bitirdikten sonra aşağı tekrar indim. Safa bir kaç kişi ile birlikte bavulları arabadan indiriyordu.
Bir bavulu daha indirdikten sonra beni fark etti ve bana doğru gelmeye başladı. Ben de gülümseyerek ona yöneldim. Karnımı koruyarak sıkıca Safa'ya sarıldım. "Seni Seviyorum!" dedim gülerek.
"Bende seni!" dedi boynumdan öptükten sonra.
"Ya sevgilim, bu ev gerçekten bizim mi? Çünkü gerçekten iki kişi için çok büyük." dediğim an dudağıma elini bastırıp gülümseyerek "İki değil üç." dedi.

Devamında da ekleyerek "Hem oturacağımız oda sayısı en fazla üç, diğerlerinde daha nadir oturacağız." dedi.
"Neyse."
"Hem sen Vur..."
"Evet Vural geliniyim ve yakışan bu." dediğim an şaşırdı ardından gülerek "Öğreniyorsun evet." dedi.
"İyiyim bu konuda." dedim.
"Hadi sen içeriye gir. Bizde şunları yukarı kata taşıyalım."
"Tamam siz bavulları yukarı getirdikçe ben yerleştireyim."
"Hayır. Sen kendini yorma. Birazdan yardımcın gelecek, o sana yardım eder."
"Yardımcım?"
"Evet, sen hamilesin. Koskoca evi sen idare edecek değilsin ya. Sana her konuda yardımcı olacak birini getirtiyorum."
"Yaşlı, genç?" dedim kaşlarımı çatıp.
İşaret parmağını iki kaşımın ortasına koydu ve düzelttikten sonra "Orta yaşlı diyebiliriz." dedi.
"Hım, tamam o zaman olur." dedim gülerek. Ardından kendi oturma odama geçip ayaklarımı köstüm.

❄️❄️❄️❄️❄️

Yardımcı geldiğinde saat 20.04 geçiyordu. 35-40 yaşlarında tatlı bir kadındı. Şimdiden içim ısınmıştı kadına.
Aslında Ceyda arayıp gelmek istemişti ama Safa yarın gelmesini söylediği için daha fazla uzatmamıştı.

Yardımcı ile yukarı çıktık. İlk önce hangi giyinme odası ile başlayacağıma karar vermem lazımdı. Bence daha az bavul ile başlamak daha mantıklı olduğu için Safa'nın giyinme odasına girdik.
Sağ tarafa kemer, saat, tesbih, yüzük, kol düğmesi gibi eşyalarını ben yerleştirirken, sol tarafa da takım elbiselerini, pantolonlarını, t-shirtlerini Yaren abla yerleştiriyordu.

Bu odadaki iş biter bitmez benim giyinme odama geçtik. Kendi kıyafetlerimi kendim yerleştirmek istediğim için spor, gündelik, şık diyerek ayrı dolaplara ben yerleştirirken o da ayakkabılarımı topuklu, topuksuz, spor, sandalet, bot olarak gruplandırdı.

Saat bire gelirken odadaki iş bitmiş Yaren abla odasına gitmişti. Sadece makyaj bavulum kaldığı için valizi sürükleyerek içeri götürdüm. Giyinme odasında makyaj koltuğum ve masam yoktu. Çünkü bir aksilik olduğu için yapılamamıştı. Aslında Safa sinirlenip ne olursa olsun adama kusursuz istiyorum diyerek çıkışacaktı. Ancak ben olabilir diyerek alttan aldım.
Yatak odasındaki bir kapının yanına dışarıdan gardrop kapağı gibi gözüken fakat kendine çekince hem boydan aynası hem de içinde makyaj malzemelerini koymak için gözler olan yerler yaptırmıştık. Kendime bir sandalye alarak gardrobun önüne oturdum ve valizden zaten ayrı ayrı çantaladığım şeyleri alarak yerleştirmeye başladım.
Yerleştirmeye daha başlayalı beş dakika olmuşken Safa geldi. Beni görünce ellerini beline koyarak 'Kızım sen deli misin?' bakışları attı ve "Allah aşkına Güzin saatten haberin var mı?"
"Evet bir falan." dedim ona hiç bakmayarak.
"Ee? Sen hamilesin ve çocuğumuzun uyku saati geldi onu da biliyorsun değil mi?"
"Ya Safa tamam. Yatacaksan yat. Benimde onbeş yirmi dakika kadar bir işim kaldı."
"Kızım ben değil sen yat. Uykuya ihtiyacın var. Çok yoruldun."
"Tamam. Onbeş dakika sonra yatacağım Safa."
"Peki Güzin onbeş dakika."

❄️❄️❄️❄️❄️

Bavulu boşaltmış ve onu da orta boylu olan bavulun içine koymuştum. Daha doğrusu Safa koymuştu. Ona kalsa hepsini atacaktı ama...
"Hatun, vallahi daraldım. Hadi yatalım artık."
"Tamam bitanem. Her işimiz bitti. Yatabiliriz." dedim ve elinden tutarak odaya tekrar döndük.
Ben tam yatağın içine girerken kolumdan tutarak "İlk önce bir konuşma yapmam lazım." dedi.
"Ne konuşması bu?" dedim gülerek.
İlk önce sesini düzeltti ardından "Hatunum, bitanem bu ev, bu arsa, şirket bizim. Şirket önceden benim için bu kadar önemli değildi. Sen dünyama girdikten sonra her şeyi daha önemli kıldım. Ölümden korkmayı öğrendim ben. Arkamda kalacaklardan korkmayı öğrendim ben.
Şimdi sana burada süslü sözler söyleyerek kalbini fethedemem. Çoktan fethettim zaten de." dedi gülerek. Bende güldüm.
Uzun bir süre geçtikten sonra "İnsan eşine güzel sözler söylemeli elbette ama ben senin gibi güzel ve söylediği her söz de güzel olan birine ne kadar güzel bir şey söyleyebilirim ki?" dediği an zaten bana şu an dünyanın en güzel sözünü söylediği için boynuna sıkıca sarıldım. "Hatunum, karım, tüm varlığım, bu ev, bu arsa ve şirket seninle değer bildi, seninle de büyüyecek. Dünyama, evime ve bana hoşgeldiniz." dedi.
Dudağına işaret parmağımı koyup "Şhh, evimizde dünyamızda bir, hepsi bizim." dedim.
"Her neyse. Şimdi bir şey daha söylemem lazım."
"Bu oda bizim. Evin her köşesi bizim olduğu gibi. Ancak bu odanın farkı var."
"Safa?" dedim sonunu uzatarak.
"Ya sonunu öyle bir yere getirmeyeceğim bir dur."
"Tamam, sustum."
"Küs olabiliriz, arada illaki küseceğiz birbirimize. Fakat bu odadan başka bir yere gitmeyeceğiz o küslüklerde. Küsüz diye gidip başka bir odada yatmayacağız. Küsüz diye başka bir kişinin evine gitmeyeceğiz. Artık kendi evimize geldik. E aramızda düzeldi. Bundan sonra böyle."
"Benim için tamam. Seni düşünmek lazım."
"Sen kabul ettikten sonra bana çoktan tamam."
"İyi anlaştıysak yatalım artık." dedim.
"Tamam." dedi.
Yatarken aklıma takılan soru ile tekrar doğruldum. "Safa? Sen bana iki sürprizden bahsediyordun. Diğeri ne?" dedim.
Kolunu başıma dolayıp göğsüne çekti. Ben yattıktan sonra devam ederek "Onu yarın aşağıda göreceksin. Şimdi geç oldu." dedi.
"Ama ya neden bugün değil?!"
"İşlerimiz yoğundu. Unuttum gitti. Yarın gösteririm."
Gözlerimi sıkıca kapatıp "Tamam o zaman, yatalım." dedim.
O da aynı şekilde kapatmış ve bana gülmüştü.

GİZLENMİŞ DUYGULAR [Askıya Alındı]Where stories live. Discover now