Bölüm 5

35.3K 1.6K 167
                                    

Kadına vuran bir erkek bir solucan kadar çaresizdir.

Keyifli okumalar...

-

Kaskatıydım, karşımda duran bilmiş gülüşüyle bana bakan ona sessizce bakıyordum. Beynim çalışmıyordu ne yapmalıydım? Bulucaktı beni bir gün ama daha zamanım var sanıyordum. Titriyor muydum? Gerginliğim tüm bedenimi sarmıştı. Gözlerim sadece onun aşağılık suratına bakıyor başka hiçbir şeyi görmüyordu.

"Son olanlardan sonra kaçacağını sanmıyordum." Dedi bileğimi daha da sıkarken. "Ama sen kaçtın." Yüzündeki bilmişlik koca bir sinire kendini bırakırken bileğimi çekmeye çabalıyordum. "Kızımı benden uzaklaştırmaman için kaç kemiğini daha kırmalıyım." Dedi bu sefer fısıltıyla. "Her şey bitti Meryem Uluoğlu." Dediğinde kasılan çenemi dikleştirip gözlerimdeki korkuyu kaybetmeye çalıştım.

"Her şey bitti Musa Uluoğlu." Dediğimde kekelemediğime şükrediyordum. Sessiz bir kahkaha atıp beni kendine çekti.

"Kenan Bey sana iyi davranıyor herhalde..." dedi muzip bir gülüşle. "Ama unutma ki Meryem sen benim karımsın."

"Senden nefret ediyorum." Dediğimde sıktığı bileğimi büktü acıyla gözlerim ayrılırken kimsenin duymaması için kesik kesik inliyordum.

O sırada kızımın sesini duydum. Gözlerim girişe doğru giderken Kenan'ın kucağında girişte beni aradıklarını fark ettim. Elinde mavi çizgifilm karakterli balon ve diğer elinde kese kağıdında bir tür jelibonla gülen gözlerle Kenan'la konuşup bakınıyordu.

"Kızımı o herife vermenin cezasını çekeceksin." Dedi ve beni tüm gücüyle itip yere düşmemi sağladı. Yere düşerken o ise hiç bir şey olmamış gibi yanımda geçip hızlıca rafların arasından uzaklaştı. Olanlardan dolayı korkuyla titrerken zorlukla doğruldum. Derin derin nefes alıyor ve kendime gelmeye çalışıyordum. Kendimi salmamın verdiği etkiyle yaşlar yanaklarımla buluşurken kendimi toparlamam gerektiğinin farkındayım. Ellerimle yanaklarımı silip derin nefesler alarak kendimi toparlıyordum.

"Meryem?" Gelen sesle başımı kaldırdığımda Kenan başımda duruyordu. Kucağında kızım yoktu. Yanıma eğildi. "İyi misin?" Dediğinde korkuyla doğruldum.

"Kızım nerde?" Diye bağırdım. Yerde kalkmaya çabalarken beni tuttu.

"Şşt! Sakin ol bak orada bebeklere bakmak istedi" dediğinde aradaki rafı gösterdi. Kızım korkuyla bana dönmüştü. Kenan'ın elinden kurtulup onun yanına doğru gittim. Kollarımı ona sararken Musa'nın onu aldığı düşüncesiyle sarsıldığımı fark ettim. Onu benden alamazdı. Almamalıydı. Tek güçüm, yaşam kaynağım oydu. Her şeyi onun için dayanmıştım. Dayanacaktımda.

"İyi misin?" Dedi tekrar arkadan Kenan. Kızımdan ayrılıp ona döndüm.

"S-sonra konuşalım." Dediğimde gergince etrafa baktı. Kafa salladı ve ne zaman yanımızda olduğunu bilmediğim alışveriş arabasını tuttu.

"Hayat hadi gel." Dediğinde kızımın gözleri beni buldu. Ona gülümsedim. Rahatladığını belli eden bir gülümseme yerleştirip Kenan'a doğru ilerledi. Kızımı arabanın içine bindirip ilerlemem için işaret verdi. "Ne lazımda al."

Gözlerimi raflarda gezidirdim koşede gördüğüm biberonlara baktım. İçlerinden pembe cam biberonu alıp arabanın içine bıraktım. Köşedeki çocuklar için tırnak makası tarak gibi şeyleri de içine koyarken bu reyondaki gezimizi sessizce tamamlamıştık. Büyük eşyaların olduğu reyonda geldiğimizde buradan bir şey almayacağım için bakınmak yerine kızıma döndüm. Bileğine bağlı balonun hareketi hoşuna gidiyordu. Diğer elinde tuttuğu paketten jelibonları keyifle o elinden yiyordu. Gerginliğim içimde kor gibi büyürken onun keyifli yüzü her şeyi geçiriyordu.

Bu Benim YangınımWhere stories live. Discover now