Bölüm 32

16.2K 1K 84
                                    

Uzun konuşanı kısa dinlemek lazım.

-Farabî

Kitaba başlarken bile yazmayı istediğim, hayal ettiğim sahnelerin bazılarını sığdırmaya çalıştığım bir bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz ♥️

Keyifli okumalar ^^

Adımlarım büyümüş ve hızlanmıştım. 4 yılımın acısını, intikamını almıştım. Artık yürüyordum, emeklemeyi bırakmış yürüyordum. Yanmış olan hayatımı, acımı dindirmiş kızıma adamıştım kendimi. O mutlu olsun diye her şeyi yapmayı hazırdım. Küçük mavi gözleri gülsün diye her şeyi yapabilirdim.

"Anne?" dediğinde televizyondan gözlerimi ayırıp karnıma başını koymuş kızıma baktım.

"Efendim annecim." dedim ve saçlarını okşadım.

"Baba kötü omazmış." dedi kendini toparlayıp gülümsedi. "Eslem hala dedi."

"Babalar kötü olmaz bebeğim."

"Nasıl olur?" dedi merakla doğrulup bana dayandı.

"Baba sever kızım, gülümser, sarar, korur." dedim ve onu çekip kucağıma aldım. "Baba seni çok sevendir."

"Hım." gibi bir ses çıkarıp kafa salladı. Sonra bir anda uzanıp boynuma sarıldı. Bende onu iyice kendime çektim. Onun tombul yanaklarına buseler bırakırken salonun kapısı açıldı. İkimizde o tarafa döndüğümüzde Kenan'ı görmemle daha mutlu olmuştum. Her şey şuan istediğim gibiydi.

"Geldin demek." diyerek doğrduldum. Gülümsedi ve Hayat'ı uzanıp kucağına aldı.

"Hadi hazırlanın, sizi yemeğe götürücem." dediğinde heyecanla doğruldum.

"Yemek!" diyerek el çırptı kızım. Onun o haline gülümseyerek kalktım.

"Sen o zaman Hayat'ın ilaçlarını al bizde hazırlanalım." dedim ve Kenan'dan gelme taraftarı olmasa da kızımı kendime çektim. "Hadi annecim biz hazırlanalım." dedim ve Kenan'ın yanından geçip merdivenlere yöneldim.

"Yemek mi yiyeceğiz?" dedi mavi gözlerini kısarak.

"Evet annecim."

"Pasta yiyebilir miyim?" dediğinde yüzümü buruşturup şakacı bir tavırla kaşalrımı çattım.

"Eğer tüm tabağını bitirirsen sana pasta alırım." dediğim sırada odamıza gelmiştik. Sevinçle tekrar el çırptı. Onu yatağın üzerine bırakıp dolaba ilerledim.

Kızımın üzerine kot tulumunu giydirip üzerine peluş montunu giydirdim. Saçlarını tekrar tarayıp hiç kullanmadığı köşedeki yeni ayakkabılarını giydirdim. Onun o minnoş haline gülümsedim Kapıya yönelttim.

"Kenan abinin yanına gidebilirsin." dediğimde kafa sallayarak odandan çıktı. O çıkınca ben kendi eşyalarıma yöneldim. Üzerime mavi kazağımı ve siyah kotumu giydim karışmış saçlarımı arkadan toplayarak düzelttim. Köşedeki çantaya Hayat için bit kaç eşya koyduktan sonra odadan çıktım. Aşağıya indiğimde kapının oradan Kenan'ın sesini duydum.

"Neresi bebeğim?" dediğinde kaşlarımı çattım. "Ne yedin bugün?"

"Byokoli." kızımın sesini işittim. çatık kaşlarla o tarafa döndüm. "Geçti." diye devam etti kızım.

"Kenen? Ne oluyor?" dedim kızımın önünde diz çökmüş Kenan'a doğru ilerlerken.

"Midesi ağrıyormuş sanırım. Ama annesi ben öpünce geçmiş." Kenan'a naz yapıyor olması beni gülümsetmişti. Onun naz yapacak bir babası olmasa da bir Kenan abisi vardı.

Bu Benim YangınımWhere stories live. Discover now