Bölüm 20

21.9K 1K 62
                                    

Cahilliğin tek düşmanı kadındır çünkü kadın öğrenirse çocuklarına da öğretir.

Keyifli okumalar ^^

Gözlerim kafasını geriye yaslamış düşünen Kenan'da gezdiriyordum. Onu bu kadar bitik gördüğümü hatırlamıyordum. Annesi arkasındaki duvarda yatıyordu ve öğrendiğimiz kadar iyi değildi durumu. Ne olduğunu bilmiyordum? Kenan biliyor gibiydi ki sıkıntıdaydı.

"Kahve!" Diyerek geldi Irmak. Elindeki tepsideki kahveyi önce Kenan'a sonra bana uzattı. İkimizde alıp tekrar aynı pozisyona geçerken biri seslendi.

"Kenan!" Gözlerim girişe giderken geçen sefer gördüğüm çocuklardan Ceyhun ve Okan geliyordu. Ceyhun bordo klasik bir takım giymişken Okan kot pantolon ve siyah düz tişört giymişti.

İkiside yanımıza geldiğinde Kenan'la selamlaştılar. Ben onları yanlız bırakmak için Burçin'lerin yanına gittim.

"Gelebilir miyim?" Dediğimde yorgun gözleri bana geldi Burçin'in.

"Tabii." Dedikten sonra kenara kayıp oturmam için yer açtı. Oturduktan sonra tekrar Kenan'a çevirdim gözlerimi. Bitkin halde dayandığı duvarda arkadaşlarıyle konuşuyordu. Elimden bir şey gelmesini diledim. Keşke elimden bir şey gelseydi.

Hasta odasına doktor girdi o sırada. Kenan kenara çekilip odaya doğru yürüdüğü sırada bir hasta bakıcı ve hemşire koşarak geldi.

"Ne oluyor?" Dediğim sırada Kenan kapıyı açmak istedi ama izin vermediler. Yerimden kalkıp onun yanına gitmek istedim. İçeriden çıkan doktoru görene kadar. Herkes ayaklanmış doktora bakarken ağzında o kelimeler döküldü Kenan'a doğru.

"Başınız sağ olsun." diyerek elini Kenan'ın omzuna vurdu. Herkes şaşkınca doktora bakıyordu. Kenan bir anda hızlıca merdivene giderken herkes peşinden giderken önlerine geçtim.

"İzin v-verin." dedim onlar durunca ben peşinden gitmeye başladım. O merdiven uçar hızla giderken olabildiğince hızlı olmaya başladım. Koridora geldiğimizde son hızla dışarı ilerledi.

"Kenan." dediğimde duymadı bile. Dışarı çıkmak için kapıyı beklediğinde ona yetiştim. "Kenan." dedim tekrar ama duymadan ilerlerken canım acımış gibi bağırdım. O an durup bana baktı. Ona doğru ilerledim ve kolunu tuttum. "Nereye?" dediğimde gözlerini kapattı. yüzünü avuçlarım içine aldım. "Sakin ol!" dediğimde yanağına düştü kapanmış gözleri arasından bir damla yaş. Baş parmağımla sildim.

"Öldüreceğim." diye fısıldadı. "O adamı öldüreceğim." Kaşlarımı çatıp fısıldadım.

"Kimi?"

"Kemal, babam olacak o şerefsiz." dediğinde acıyı duyuyordum sesinde. Bunu yapanın babası olduğu gerçek bir acıydı. Şaşkınca ona bakarken devam etti. "7 yıl, sadece 7 yıl koruyabildim annemi." Kollarımı onun boynuna sardım. Beni kendine çekip sıkıca sardı. Yarasına derman olmak istedim.

Bir süre öyle bekleyip geri çekildiğinde Beni bırakıp arkasını döndü.

"Lütfen." dedim kolundan tutup. "O annen bunu yapmanı istemezdi." Bana döndü kızarmış gözleriyle.

"Meryem tek dayanağım oydu." Dediğin içimden bir şeyler koptu. O şöhretli iş hayatından göründüğü gibi değildi o.

"Biliyorum." Dedim ona uzandım. Ellerini tutup ona destek olmaya çalıştım. "Sakin ol!" 

"Onu bulacağım." Ellerini sıktım. "Meryem lütfen."

"Hayır! Burada sana herkesin ihtiyacı var." dedim ve onu çektim. "Değmez biliyorum."

Bu Benim YangınımWhere stories live. Discover now