Bölüm 18

20.1K 1K 43
                                    

Şiddet yetersiz kimsenin son durağıdır.

-Isaac Asimov

Keyifli Okumalar^^

Düşüncelerimi kendime bile kabul ettiremezken bunu Musa'ya söylemiştim. Kızım Kenan'ı kendine baba idölü seçmişti. Bunu ona hayran bakışlarından anlıyordum. Musa'nında bilmesi ve kızımdan vazgeçmesi için söylemiştim.

"Kenan mı? Benim yerime koyduğu adam o adam mı?" Dedi sinirle solurken.

"Senin yerin hiç olmadı ki!" Dedim ve yanından geçmek için bir hamle yaptım ama durdurdu beni.

"Sende  ona aşık mı oldun?" Dediğinde gözlerimi şaşkınca açtım. Böyle düşünmesi için ona hiçbir şey dememiştim.

"Keşke Musa..." dedim ve işaret parmağımı onun omzuna vurdum. "Keşke senden önce onu tanısaydım. İnsan bilemiyor işte bir acıda omuz açan insanı adam sanıyor."

"O sana kaç defa omuz açtı?"

"O bana umut oldu! Hayatın bitmediğini gösterdi. Erkek ile adamı ayırtedebilmeyi gösterdi." Sözlerim üzerine kaşlarını iyice çatıp üzerime doğru eğildi.

"Umudunu bitireceğim." Dedi ve beni öylece bırakıp arkasını dönüp ilerlemeye başladı. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım fakat sözleri beynimde yankılanıyordu. Yaptıkları canlanıyordu beni hayatına ilk aldığı an bile önemsememiş bir adamla yaşamıştım, güvenmiştim. Benden ailesini bile gizlemişti.

"Bakar mısınız?" Gelen sesle o tarafa döndüm. Az önceki siyah saçlı Musa'yla konuşan kızı gördüm.

"Efendim?"

"Abimle konuşuyordunuz da nereye gitti?" Dediğinde kaşlarım daha da çatıldı.

"Cehenneme! Umarım cehenneme gitmiştir." Dedim ve kızın yanından hızlıca geçip tahta köprüde ilerledim.

27 Ağustos  15:40

Özgürdüm, evet tam olarak tabirin buydu artık Musa'nın karısı değildim.  Artık kendi başımaydım. Benden aldığı velayetimi almıştım. Artık mahvolma sırası bende değil Musa Uluoğlu'ndaydı. O rahatça yayıldığı babamın koltuğu artık onun değildi. Hepsini almıştım. En ufak şeye imza yetkisi yoktu artık. Kazanan benim Musa Uluoğlu... Seni yendim!

"Velayet davasının tarihi belli olması iyi oldu." Dedi yanımızda yürüyen avukatımız Alihan.

"17 günümüz var. Bu yüzden acele etmeliyiz." Dedi Kenan, onlara katılmak istesemde sadece bekledim. Zamanımı, kızımı asla alamayacaktı benden. Bunu biliyordum.

"Meryem, kızım." Karşıdan gelen Serda Abacı'yı görmemle mutluğumu bir kenara bıraktım.

"Ben arabadayım." Diyerek Kenan yürümeye devam etti avukatla beraber. Halama kızgındı bunun farkındayım.

"Dava bitti." Dedim nefes vererek.

"Seninle konuşmak istiyorum kızım."

"Benim sizinle konuşma gibi bir niyetim yok!" Dedim ve ilerlemek için bir adım atınca önüme geçti.

"Çok önemli." Dediğinde durup yüzüne baktım.  "Şurada konuşalım." Diyerek arka tarafı gösterdiğinde sessizce onaylayıp önden gösterdiği yere ilerledim. Sadece merak ediyordum daha ne diyecek diye? Bana değil Musa'ya inan bir kadın daha bana ne diyebilir diye merek ediyordum. Deli saydığı bir kıza ne diyebilirdi ki?

Bahçede durduğumda ona döndüm. Konuşması için beklemeye başladım.

"Meryem..." Dedi ve duraksadı. O an anda telefonu çalınca çantasını kurcalayıp bana döndü. "Uzun sürmez bekle beni." Arkasını dönüp beni öylece bırakıp uzaklaştı. O an boynuma saplanan bir şeyle acıyla inleyip kendimi korumak için çırpınmaya başladım. Bir el ağızımı kapatıp beni geri çekerken ne yapacağımı bilmez şekilde halamın dönmesini diledim. Kurtarmasını istedim.

Bu Benim YangınımWhere stories live. Discover now