Bölüm 27

17K 855 24
                                    

Kadın derinliği mimiklerle anlatan bir yüzeydir.

-Friedrich Nietzsche

Diğer kitabım 'Beyaz, Griye giderken'e göz atar mısınız? Şimdiden teşekkürler!

Keyifli Okumalar ^^

Ufak adımlarım artık bataklığa batmıştı. Büyütmeyi bırak ilerleyemiyordum bile. Engeller beni mahvetmişti. Her çözümüm elimde patlamıştı. Elim ayağıma dolaşmış sadece çığlık atan kızımı izliyordum. Alınan kan örnekleri, vücuduna batan iğne, gözünden akan yaş, çırpınışı... Bunları görüyor ama durduramıyordum. Arkamda durmuş dik durmam için omuzlarımdan tutan Kenan'a yaslandım, gücüm kalmamıştı artık. Hemşire tüplerle odadan ayrılırken diğer hemşire kızıma rüzgar gülünü kızıma uzattı. Kızıp ağlamasını yavaşlatarak içli şekilde hıçkırarak eline aldı kartından renkli rüzgar gülünü.

Gözümdeki yaşları silip kızıma ilerledim. Eliyle gülü çevirirken yatakta yanına oturdum.

"Çok güzelmiş annecim." dediğimde gözlerini bana çevirip hafifçe bana uzattı rüzgar gülünü.

"Üfüy." dedi bebeksi sesiyle. Yüzüme olabildiğince bir gülümseme yerleştirip üfürdümm yavaşça dönüp durdu. "Tekyay." dedi bitkin ama mutlu sesiyle.

"Ben üfürsem olur mu bebeğim?" diye araya girdi Kenan. Kızımın kızarmış gözlerim hevesle ona döndü ve kafa salladı. Kenan yanaklarını şişirip rüzgar gülüne tüm gücüyle üfürdü. Benim üfürdüğümden daha uzun dönünce kızım kahkahayla güldü.

"Çok güzey." dedi eliyle döndürmeye başladı. O sırada kapı iki defa tıklanıp açıldı. Gözlerim oraya döndüğünde Burçin'i gördüm.

"Kenan?" diyerek önce kollarını ona sardı. Sonra bana döndü. "Meryem iyi misin?" dediğinde dolu gözlerime inat kafa salladım.

"İyiyim." kolları benim boynumu bulduğunda bunu bekliyor gibi yüzümü onun omzuna gömdüm. Kendimi toparlamam gerekirken daha da bitkinleşmem, yıkılmam doğru olmuyordu ama elimden bir şey de gelmiyordu.

"Sakin ol! Kızın iyi, daha iyi olacak." diye fısıldadı. Kendimi geri çekip kafa salladım ve akan göz yaşlarımı sildim.

"Öyle olucak." diye fısıldadım.

"Bunu size getirdim." diyerek elindeki poşeti kaldırdı. Yemek poşetini olduğunu anladım.

"Gerel yoktu, kafeteryadan hallederdik." dedim mahçupça. "Hayat yemesi yasak zaten dışardan."

"Kenanla berbar yiyin ben Hayat'ın yanında dururum." dediğinde kafa salladım ve kızıma döndüm.

"Annecim sen Burçin Ablanla kalır mısın?" dediğimde gözleri hafifçe Burçin'e kaydı.

"Neyeye gidiyoysun?" dediğinde Burçin'in ona bağırdığı zamanları hatırladığını düşündüm.

"Annen yemek yemeli tatlım." diye araya girdi Burçin. "Sana oyuncak aldım." diyerek omzuna asılı çantasını kurcaladı o sırada. Hayat ona hemen kanmış ve sırıtarak ona dönmüştü.

"Hadi gel." diyerek Burçin'in elinden poşeti alıp beni dürtükledi Kenan. Onun peşinden odadan çıkarken uzanıp onun boşta duran elini tuttum.

"Çok çaresizim Kenan!"

"Düzelecek donör bulucağız." dediğinde umutsuzca nefes verdim.

"Canı çok acıyor mudur?" dediğim sırada kafeteryanın balkon bölümüne çıkmıştık ve yüzüme vuran havanın etkisiyle rahatladığımı hissettim. Hafifçe üşüten rüzgar beni rahatlatmıştı.

Bu Benim YangınımWhere stories live. Discover now