NOT: ÖNCELİKLE SÖYLEMELİYİM Kİ BÖLÜMÜ OKURKEN SIKILABİLİRSİNİZ. ÇÜNKÜ TAM BİR GEÇİŞ BÖLÜMÜ, DURAĞAN VE ADINDA DA GÖZÜKTÜĞÜ GİBİ HAZIRLIKLA DOLU BİR BÖLÜM. ELİMDEN GELDİĞİ KADAR HIZLI GEÇMEYE ÇALIŞTIM, İÇİME DE SİNMEDİ AMA OLMASI GEREKİYORDU BU BÖLÜMÜN. HERKESE İYİ OKUMALAR, OY VEREREK VE DÜŞÜNCELERİNİZİ BENİMLE PAYLAŞARAK DESTEK OLURSANIZ SEVİNİRİM :)
Karşımda oturan çocuk yüzünden; sağır kalmıştım, sevdiğim adam tarafından terk edilmiştim, tanımadığım biriyle evliydim ve ailem beni başından atıyordu. Tüm bunların sebebi olan çocuk bir şey olmamış gibi hayatına devam mı edecekti? Benim hayatım da her şey değişmişken ve eski Rana yok olurken o bir şey olmamış gibi çıkıp gidecek miydi? Gözlerimden yaşlar hızla akarken büyük bir ikilemdeydim.
Bugün benim düğünüm olacaktı ve ben beni sessizliğe iten çocuğun kaderi için seçim yapmaya çalışıyordum. Yanımda ki kız yavaşça koluma vurdu.
"Hakim artık kararını açıklamanı istiyor."
Hakim kararımı açıklamamı istiyordu ama heyecandan konuşabilecek gibi hissetmiyordum. Verdiğim karar ile dudaklarımın kenarı yukarı kıvrıldı. Hissettiğim mutluluğun gözlerimden okunduğuna emindim. Hem şikayetten vazgeçince Murat ile de boşanırdık. Tam ağzımı açtığım an beynimde Murat'ın söylediği sözler yankılandı.
'baban seni evlendirmeyi, düğününü görmeyi kafaya koymuş. Benimle evlenmezsen bile seni evlendirecek. Ve evlenmeyi kabul eden kişi kör mü olur, topal mı olur, yaşlı adamın teki mi olur bilmiyorum'
Dudaklarımın kenarı aynı şekilde yavaşça aşağı kaydı. Sertçe yutkundum. Boğazım öyle düğümlenmişti ki yutkunurken canım yanmıştı. Arkaya dönüp Murat'ın gözlerine baktım. Hafif umut kırıntıları mı vardı? Şuan şikayetçi olmayacağım için hissettiğim hayal kırıklığı, mutsuzluk o kadar yoğundu ki onun gözlerinde ki umut canımı yakmıştı.
"Şikayetçi değilim." Dedim yaşlar boşalırken. Duygularımı kontrol edemiyordum artık. Yaşları durduramıyordum. Yerime oturdum ve sessizce bekledim. Yanımda ki kızda sessizce oturuyordu. Sonunda herkes ayağa kalktığında bende kalktım.
****
Mahkeme bittiğinde Rana hariç herkes rahatlamıştı. Üstlerinden yük kalkmıştı. Lale hanım ve Kemal bey mutluydu. Ahmet bey ve Ayla hanım pek bir şey hissetmiyordu. Murat... Aslında Muratta hayal kırıklığı vardı. Mahkeme sırasında Rana'nın yüzündeki gülümsemeyi görmüştü ve şikayetçi olacağından emindi. Olmasını istiyordu. Eğer Rana şikayetçi olsaydı ondan boşanmazdı. Ailesi boşanmasını istese de boşanmazdı. Arkasında dururdu. Yaşadığı vicdan azabını belki böyle hafifletirdi. Ama Rana şikayetçi olmamıştı.
Salondan çıktıklarında Rana en önden gitmeye başladı. Gözyaşlarını durduramıyordu ve durdurmaya çalıştıkça nefesi daralıyordu. Kimseyle konuşmadan, kimsenin yüzüne bakmadan gördüğü ilk taksiye binmişti. Anne ve babası da hızla arkasından koşturup taksiye binmişlerdi.
Lale hanım ve Kemal bey ise Mete'nin bindirildiği aracı takip ederek tutulduğu cezaevine gitmişlerdi. Sonuçta sadece para cezası ile kurtulmuştu ve bugün çıkış yapacaktı. Akıllanmış mıydı? Orası tartışılır.
****
Telefonuma onlarca mesaj gelmişti. Gamze ne olduğunu sorup duruyordu. Sonunda eve geldiğimizde kendimi sakinleştirebilmiştim ve ona cevap yazdım.
'para cezası ve sanırım ehliyet alamayacak.'
Diğer gün Lale hanım ve Kemal bey bizi yemeğe davet etmişlerdi. EVLERİNE! Düğün hakkında konuşacaklarmış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZLİK (TAMAMLANDI)
Romance"Eksiklerimiz kusurlarımız değildir." Ailem beni hep bunu söyleyerek büyütmüştü. Eksikleri olan insanları dışlamamayı, onları sevmeyi öğretmişlerdi. Ama neden bahsettikleri şey kendi başlarına gelince bana sahip çıkmamışlardı, yük olarak görmüşlerd...