2.BÖLÜM

7.8K 315 221
                                    

"Ne demek olmaz baba?",dedi Dicle.Gözleri dolmuştu.
Fazıl Bey:
"Bak kızım...Ben senin saçının teline bile zarar gelmesini istemiyorum.Bak beni dinle.Eğer oraya gidersen mahvolursun.Baba sözü dinle sen.Oranın adetlerine ayak uyduramazsın.Bak kendin dedin aşiretler diye.Onların sağı solu belli olmaz.Üstüne kuma getirirlerse üzülen sen olacaksın.",dedi.Fazıl Bey öyle sakin konuşmuştu ki,Dicle evlenmekten vazgeçmişti sanki.Dicle:
"Baba bana küçük çocukmuşum gibi davranmayı bırak artık.Ben sevdiğim adam için her şeye katlanırım.O kolay kolay öyle bir şey yapmaz.O beni çok seviyor.Gerekirse de kaçarım onunla",dedi.

Dicle ağlayarak odasına gitti.İçi o kadar dolmuştu ki bir an önce içindekilerini boşaltmak istiyordu.Yatağına
uzandı.Gözlerini tavana dikti.Bir yandan ağlıyor bir yandan da babasının dediklerini düşünüyordu.Ama Dicle Fırat'a güveniyordu.Onun böyle bir şey yapacağına inanmıyordu.
Telefonu çaldı.Arayan Fırat idi.Şu an hiç konuşmak istemiyordu.Telefonu sessize aldı.Saat beş'e geliyordu.
Akşam yemeği hazırdı.Ama Dicle yemek istemiyordu.İştahı kaçmıştı.Biraz kestirmek ona iyi gelecekti.Gözlerini kapadı ve uyudu.

Hacer akşam yemeği olarak karnıyarık yapıyordu.Elzem de tabakları masaya yavaş yavaş getiriyordu.Kendal ağa ve Hamza konağa giriş yaptılar.Belli ki yorulmuşlardı.Gün boyunca tarlaları teftiş etmişlerdi.Şu ana kadar bir sorun yoktu.
Hamza hemen masaya oturdu.Hacer de yemeği masaya koydu.Hep birlikte güzel bir akşam yemeği yediler.

Fırat evine vardı.Dicle ile kendi evinin arasında bayağı mesafe vardı.Arabadan indi.Kendal ağayı aradı.
Kendal ağa da yeni yemekten kalkmış divanda oturuyordu.Telefonu çaldı ve açtı:
"Alo!",dedi.Fırat:
"Alo!Napisin baba?",dedi.Kendal ağa:
"İyiyim oğlum,sen?",dedi.Fırat:
"Ben de iyiyim...",dedi.
"Bir şey mi oldu?,dedi Kendal ağa.Fırat:
"Yok!Öylesine aradım.Annemler ne yapi?",diye sordu.Kendal ağa:
"Hiç.Yeni yemekten kalktık.Hacer ile Şilan yemekleri topliler Hamza da yorgundu yatmaya gitti,annen de yanımda uzanmış.Öyle...",dedi.Fırat:
"Ooo iyi!Neyse sonra görüşürüz baba",dedi ve telefonu kapattı.
Elzem de Kendal ağanın arkasında duruyordu.Kendal ağa Elzem'in gölgesini gördü ve arkasına döndü.Elzem gözleri dolu bir şekilde:
"Beni yine sormadı de mi?",dedi.Kendini öyle zor turuyordu ki kendini sıkmaktan başı ağrımaya başlamıştı.Kendal ağa sesini çıkarmadı.Nazgül Hanım da gözlerini yere dikti.Elzem bir şey demeden odasına gitti.

Nazgül Hanım divandan kalktı ve Elzem'in yanına gitti.Kapıyı tıklattı.Elzem:
"Gelme ana!Beni yalnız bırak...",dedi.Nazgül Hanım Elzem'i dinlemedi ve içeriye girdi.Elzem karanlıkta,yatağının üstünde ağlıyordu.Nazgül Hanım gece lambasını yaktı.Loş bir ortam oluştu.Elzem göz yaşlarını sildi.Nazgül Hanım yatağa oturdu ve Elzem'e sarıldı.Elzem:
"Niye ana?Fırat beni niye sevmi?Ben ona ne ettim ki o benden boyle nefret edi?",diye isyan edercesine sordu.
Nazgül Hanım onu teselli etmek için:
"Bir şey etmedin kızım sen.Biraz zaman tanı...",dedi.
Elzem hırçın bir şekilde ayağa kalktı:
"Ne zaman tanıması ana?Ne zamanı?...Ben bu konağa beş yıldan fazladır gelmişim,daha neyin zamanını tanıyayım ana?",dedi.Nazgül Hanım sesini çıkaramadı.
Elzem:
"Bak ana ben sana diyim.Fırat buraya geldiği zaman var ya kıyamet kopacak.Bu kaç haftadır aramidi.Şimdi niye aradı?",diye sordu.Nazgül Hanım da ayağa kalktı:
"Ne demeye calişisin sen?Kuma falan mı diyisin sen?",dedi.Elzem:
"He!Eğer böyle bir şey yapsın and olsun ki intihar ederim.Günahım da onun boynuna...",dedi.Nazgül Hanım:
"Tövbe de kızım!Öyle bir şey olmayacak.Buna asla izin vermem.",dedi.Sesi çok kararlı bir tondaydı.Elzem yatağına uzandı.Nazgül Hanım'ın odadan çıkmasını istedi ve yattı.

Ertesi sabah Dicle huzursuz bir şekilde uyandı.Başını feci bir baş ağrısı sarmıştı.Yataktan kalkar kalkmaz lavaboya gitti.Elini yüzünü yıkadı.İçeriye geçti.O sırada Fazıl Bey kalkmıştı.Fazıl Bey:
"Kararını verdin mi?",diye sordu.Dicle:
"Evet.",dedi.Fazıl Bey:
"Söyle o vakit!",dedi.Dicle:
"Kahvaltıda söyleyecem!",dedi.Fazıl Bey daha sesini çıkarmadı.
Dicle odasına geçip kıyafetlerini bavulunu toparladı.

Kahvaltı hazırdı.Fazıl Bey Dicle'nin kararını merak ediyordu.Bu yüzden direk konuya girdi:
"Kararını açıkla hadi kızım.Gitmiyorsun değil mi?",dedi.Dicle:
"Gidiyorum baba.Hatta bavulumu hazırladım.Kahvaltıdan hemen sonra gidiyorum.",dedi.
Bütün lokmalar Fazıl Bey'in boğazına dizildi sanki.O kadar kötü oldu ki yüzü sapsarı oldu.Seslerini çıkarmadılar.Kahvaltı bitene kadar sessiz ama huzursuz bir biçimde geçti.
Dicle kahvaltıdan kalktı ve odasına gidip bavulunu eline aldı.Fazıl Bey zorluk çıkarmamak için sessiz kaldı.Onun pişman olup evine tekrar geleceğini bildiği için sesini çıkarmadı.
Dicle Fazıl Bey'in elini öpmek istedi ama Fazıl Bey buna müsaade etmedi.Dicle kapıyı açtı.Fazıl Bey:
"Çok pişman olacaksın Dicle.Ama pişman olduğun zaman bil ki bu kapının eşiğinden geçemezsin!Tamam mı?",dedi.
Dicle sesini çıkarmadan kapıyı onların yüzüne kapattı,ve evden çıktı...

DİCLE VE FIRAT #WATTY2020 (TAMAMLANDI)Onde histórias criam vida. Descubra agora