43.BÖLÜM - FİNAL

5.2K 68 69
                                    

Rona Hanım çığlıklarla 'Elzem!', diye bağırıyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Rona Hanım çığlıklarla 'Elzem!', diye bağırıyordu. Cahit Rona Hanım'ın kollarından tutmuş bir vaziyetteydi. Rona Hanım kendini yere bıraktı ve boğazı yırtılana kadar bağırdı. Kıyafetlerini yırtarcasına, çekiştiririyordu.
Cahit de kafasını annesinin kafasına dayamış ağlıyordu. İkisi de bir çare Elzem'in yokluğuna alışacaklardı. Ama bu bayağı bir süre alacağı kesindi.
Dicle ve Fırat el ele tutuşmuş Cahit ve Rona Hanım'a bakıyorlardı. Fırat yine o gaddar tarafını göstermiş, hiç bir şey olmamış vaziyette onlara bakıyordu. Dicle ise ağlıyordu. Bunca kötülüğe rağmen...
Fırat Dicle'nin ağladığını görünce sinirlenmişti. Ama bunu belli etmek istemiyordu.

Fırat'ın telefonu çaldı. Arayan Hacer idi. Telefonu açtı:
"Alo."
"Alo oğlum. Neredesiniz? Hadi eve gelin."
"Tamam gelicez biz, merak etme sen.", dedi.
Hacer telefonu kapattı. Arkasına döndü. Arkasında Şila n vardı. Şilan:
"Hacer abla bakim de sen Fırat abiye iyice alıştın a! Peki o sana alıştı mı?", diye sordu.
"Evet alıştı ama ana demi bana şimdi. İnşallah o da en kısa zamanda olur. Yıllardır gözümün önünde fakat elimden hiç bir şey gelemidi.", dedi.
Şilan:
"Sen de haklısın abla. Senin için de zor. Aslında hayat hepimize zor. Bak. Halimiz ortada.", dedi.
"Takma sen kafana bunları. Hayatta karşına ne çıkar belli olmaz kuzum.", dedi.

Fırat ve Dicle arkalarına dönüp tam arabaya doğru gidecekken Cahit onların arabaya doğru gittiklerini gördü. Cahit arkadan onlara seslendi:
"Nereye gidisiniz siz? Hem de hiç bir şey olmamış gibi... Film izler gibi bizi izlisiz. Sizin Allah'ınız yok mu? Hiç mi içiniz acımadı sizin? Bu kadar mı nefret edidiniz siz benim bacımdan!", dedi.
Fırat biraz Cahit'e doğru ilerledi. Fırat:
"He nefret edidik! Sevmediğim halde peşime giden o! Kendi canına kıyan o! Bi de ona acımamı, ağlamamı mı söylisin sen?", dedi.
Cahit bir şey söylemedi. Eski konuları, açmaya karar verdi:
"Öyle mi... Benim adım da Cahit ise ben sizi asla mutlu etmeyecem.", dedi.
Fırat:
"Elinden geleni ardına koyma! Bizi anca ölüm ayırır!", dedi.
Cahit:
"İyi o vakit! Gerçekler ortaya çıksın o zaman!", dedi.
Rona Hanım gözyaşını silerek:
"Ne gerçeklerinden bahsedisin oğlum sen?", diye sordu.
Cahit annesinin yüzüne bakmayarak:
"Şimdi öğrenirsin ana!", dedi.
"Fırat! Ben sana acim ya! Senin gerçeklerini senden önce öğrenen bir karın var maalesef...", dedi.
Fırat Dicle'ye baktı. Ardından Cahit'e bakarak:
"Ne diyisin sen?", dedi.
"Dicle senden önce senin bir Harzemşah olmadığını bilidi diyim.", dedi.
Fırat beyninden vurulmuşa döndü. Dicle'ye:
"Ne diyi bu Dicle! Gerçek mi bu?", dedi. Dicle kafasını eğerek:
"Evet gerçek. Ama ben sana bunu nasıl söyleyebilirdim? Sen bana söyle. Sen benle ilgili böyle bir gerçeği duysan bana söyler miydin?", diye sordu.
Fırat yutkundu. Susmayı istiyordu fakat içine de dökmek istiyordu. Cahit:
"Ya... İşte sizin aşkınız yalanlarla, hilelerle, düzenbazlıklarla kurulmuş temeli sağlam olmayan bir bina gibi. İçi boş. Yıkılmaya meyilli.", dedi.
Fırat:
"Bu işe sen karışma!", dedi. "Karım haklı. İnsan sevdiği kişinin mutsuz olmasını istemez. Ben de olsam ben de böyle bir gerçeği ona asla söylemezdim. Herkes senin gibi alçak değil Cahit! Böyle söyleyerek bizi ayıramazsın!", dedi.

DİCLE VE FIRAT #WATTY2020 (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now