7.BÖLÜM

4.8K 201 17
                                    

Hasan ağa Kendal ağaya:
"Yeter artık Kendal!Artık bana burada neler olup bittiğini anlatacaksın.!Oğlunun bu korkaklığını açıklayacaksın!",dedi.
Kendal ağa hiçbir şey diyemedi.Yüzü kızardı.Gözleri kan çanağına döndü.Hasan ağa:
"Fırat bu kızı sevi de mi?",diye sordu.
Kendal ağa bu sefer korkarak cevap verdi:
"He!",dedi.
Hasan ağa:
"Belli da!Senin yüzünden belli.Yüzün kıpkırmızı oldu,oğlun korktu kaçtı gitti.Eğer kızıma bir şey olursa...",dedi ve sözü yarıda bıraktı.Çünkü bir şey farketti:
"Bir dakika bir dakika...Yoksa Elzem,bu kız yüz...!Kendal benim kızım bu kız için mi yoksa kendini intihar etti?",diye sordu.
Kendal ağa:
"Evet.",dedi.Hasan ağa:
"Bir de utanmadan 'Evet',diyisin...Yazıklar olsun sana.
Lan aramızda kaç yıldır kan bağı var,aramızda kaç yıllık ticari ilişki var...Yok...Kızım gözlerini açar açmaz Fırat gelsin yanına ona üç kere 'boş ol boş ol boş ol',desin.Ben kızımın bir daha bu hallere gelmesine izin veremem Kendal!",dedi.

Kendal ağa:
"Yapma Allah aşkına Hasan!Elzem benim öz kızım gibi.Ona bir zarar gelmesini tabi ki ben de istemem.Fırat'ın da bunu yapmasına izin vermem.!",dedi.
Rona Hanım ayağa kalktı ve Kendal ağanın yakasına yapıştı.Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu ve bitap düşmüştü.Kendal ağayı silkeleyerek:
"Kendi kızın gibi sevisin...Ha!Sevisen niye koruyup kollamadın Kendal ağa!",dedi.
Ameliyathane odasını gösterip:
"Bak şuraya!Bak da gör!Burada benim kızım içeride can çekişiyor.Kızımın yaşayıp yaşayamayacağı ne malum?Ona bir şey olursa ben ölürüm...Beraberinde Fırat'ı da yanımda götürürüm!",dedi.
Kendal ağa her zaman kendini savunurdu.Ama bu konuda haksız olduğu için susmayı tercih ediyordu.

Hasan ağa Rona Hanım'ı Kendal ağanın yakasından koparıp sandalyeye oturttu.Hasan ağa:
"Rona haklı Kendal...Kızıma bir şey olursa ona kalmaz ben alırım Fırat'ın canını!",dedi ve onların yanından uzaklaştı.

Dicle kan verme odasından çıktı.Fırat onu bekliyordu.Dicle bir eliyle kan alınan yeri pamukla tutuyordu.Fırat:
"Nasılsın aşkım...Bir sorun yok değil mi?",dedi.
Dicle:
"Yok...İki tüp kan aldılar sadece o kadar.Neyse ben konağa gideyim.Başım dolanmaya başladı.",dedi.
Fırat:
"Hamza'ya söyleyeyim o seni bıraksın konağa.",dedi.
Dicle:
"Tamam olur!",dedi.
Fırat Hamza'ya mesaj attı.
Hamza bu mesajı gördü,istemeyerek olsa da gitti.Ama ilk önce babasından izin aldı.Kendal ağa Dicle ne kadar çabuk konağa gitse ortalık daha az karışır düşüncesiyle Hamza'ya izin verdi.

Arabaya bindiler.O sırada Hasan ağa elinde çay ile birlikte hastanenin girişine doğru ilerliyordu.Hamza ve Dicle'yi gördü.Ama pek alıcı gözle Dicle'ye bakmadı.
Sinirlenmeye başlamıştı.Boğa gibi burnundan soluyordu.Ama daha sesini çıkarmadı.Çünkü büyük kıyamet oğlu cezaevinden çıktıktan sonra kopacaktı.

Dicle yolda ilerlerken kafasını cama dayamış,gül bahçelerini seyrediyordu.Hamza:
"Siz abimle fakültede mi tanıştınız?",diye sordu.
Dicle kafasını camdan ayırdı.Hamza'ya bakarak:
"Evet!",dedi.Hamza:
"Ne zamandan beri peki?",diye sordu.Dicle:
"İki yıldan beri.",dedi.
Hamza hiç sesini çıkarmadı.Dicle:
"Sen eşine neden ilgi göstermiyorsun Hamza?",diye sordu.
Hamza işkillenmeye başlamıştı:
"Ne eşi?Sen neden bahsedisin?",diye sordu.
Dicle:
"Elzem senin karın değil mi?'Ona ilgi göstermiyormuşsun diye kendini intihar etmiş'dedi abin.!",dedi.
Hamza:
"Ben bekârım bir kere Dicle.Elzem benim karım değil.",dedi.Dicle:
"Ne demek benim karım değil.Ama Fırat bana onun senin kar...",dedi ama Hamza lafını kesti:
"O benim karım değil!Anladın mı?",dedi.
Dicle:
"Peki niye böyle bir şey yaptı?Sence de bu işte bir gariplik yok mu?",dedi.
Hamza sesini çıkarmadı.Boncuk boncuk terlemeye başlamıştı.Dicle'ye:
"Artik bu konuyu kapatalım.Yeri geldiği zaman öğrenirsin neyin ne olduğunu!",dedi.
Dicle:
"Ama ben şimdi öğrenmek istiyorum!",dedi.
Hamza'nın sinir kat sayıları yükselmeye başlamıştı:
"Bana bak Dicle!Bilmedigin işlere burnunu sokma.Her şeyin bir zamanı var.Bunu yeri geldiği zaman öğrenirsin!",dedi.
"Artık bu konuyu kapat.Zaten konağa yaklaştık",dedi.

Fırat sakallarını sıvazlayarak ameliyat'ın bitmesini bekliyordu.Saat akşam on sularıydı.Şilan çok yorgundu.Gözleri yavaş yavaş gidiyordu.Uyudu uyuyacaktı.Kendal ağa:
"Fırat.Şilan'ı al götür konağa.Kız üzüntüden bitap düştü.Haydi!",dedi.Fırat:
"Halil götürsün baba.Ben burada bekleyecem.",dedi.
Kendal ağa Fırat'a ters ters baktı:
"Dediğimi yap sen!Göz önünde çok bulunma.Herkes pimi çekilmiş bomba gibi...Her an senin üstüne patlayabilirler.Bir an evvel gidin haydi!",dedi.
Fırat 'tamam' dercesine kafasını salladı ve Şilan'ı kolundan tutarak koridorda ilerlemeye başladılar.

Dicle bütün kıyafetlerini değiştirdi.Geceliğini giydi.Konağın avkusuna bakan balkonuna çıktı.Balkondan sarkan sarmaşık ve çiçeklere baktı.
Içinde bir kuşku vardı.Sanki Fırat ondan bir şeyler gizliyormuş gibi hissediyordu.
Hamza avlunun ortasında telefonuyla oynuyordu.Dicle'yi farketti.Ona biraz baktı.Yüzündeki masumiyete,güzelliğe...Sonra tekrar kafasını telefona çevirdi.Birden aklına yengesi geldi.Bütün bu olanlar Dicle'nin yüzündendi.Sonra ona nefretle yeniden baktı.Içinden:
'Ben şimdi bunun intikamını alırım senden!',dedi.
Bir yandan yengesini kurtarmak,bir yandan da babasının gözünde değerinin artması için bunu yapacaktı.
Dicle odaya girdi.Gece lambasını yaktı.Battaniyeyi üzerine çekti.Yüzünü tavana doğru çevirdi,aradan bir kaç dakika geçtikten sonra hemen uykuya daldı.

Hamza ağır adımlarla ses çıkarmadan merdivenlerden çıkıyordu.Bir yandan da konağın kapısına bakıyordu.
Odanın kapısına doğru ilerledi.Kapıyı yavaşça açtı.Kapı hafiften gıcırdadı.Sonra kapıyı hafif araladı.Dicle'nin yanında duran yastığı yavaşça aldı.
Yavaş yavaş Dicle'nin yüzüne doğru yaklaştırmaya başladı,ve birden Dicle'nin yüzüne bastırdı.Dicle birden sıçradı ve nefes alabilmek için Hamza ile büyük bir mücadeleye girdiler.

Firat ve Şilan konağa girdiler.Fırat Şilan'ı yatağına yatırdıktan sonra Dicle'ye bakmaya tam giderken odadan boğulma sesi geldi.Fırat koşarak odaya girdi.
Tam o sırada Dicle baygın bir halde yatağında yatıyordu.Hamza'nın elinde yastığı görünce şaşkına döndü.Fırat:
"Sen bana bunu da mı yapacaktın?",dedi.
Hamza utancından bir şey diyemedi.

DİCLE VE FIRAT #WATTY2020 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin