10.BÖLÜM

3.7K 152 13
                                    

Rona Hanım ayağa kalktı ve içeri girmeye çalıştı.Hasan ağa onu tuttu ve içeri girmesine izin vermedi.Rona Hanım bağırarak:
"Bırak beni!Ben kızımın yanına gidecem!Elzem!Annem bırakma beni!Dayan yavrum!Her şey geçecek!Bu insanların ellerine vermeyecez seni!",dedi.Sesi koridoru inletiyordu,
Hasan ağanın da gözünden bir kaç göz yaşı damlası düştü.Rona Hanım'ı sıkı sıkı tutarak:
"Yapma Rona yapma!",diyerek onu sakinleştirmeye çalıştı.
Hepsi ağlayarak Rona Hanım ve Hasan ağaya bakıyordu.
Rona Hanım Hasan ağanın elinden kurtuldu ve Hasan ağayı camın kenarına getirdi.Elzem'i göstererek:
"Benim kızım ölüyor Hasan!Bizim elimiz kolumuz bağlı.Ona bir şey olursa ben ölürüm.Ben yaşayamam!O benim canım,ciğerim,herşeyim.Onun sayesinde ben hayata tutundum.Onun sayesinde içimde hep umut var oldu.Sen daha iyi bilirsin bunu!",dedi.

O sırada Elzem rüya görüyordu.Rüya da pek rüyaya benzemiyordu.Kabus veya daha da ötesi...
'Harzemşah konağı yangın yeri idi.Konağın dört bir yanı alev alev yanıyordu.Kendisi de yangının içindeydi.Çıkışı bulmaya çalışıyordu ama tavandan düşen parçalar ona engel oluyordu.Fırat da tam karşısındaydı.Alevlerin tam ortasındaydı fakat o yanmıyordu.Sadece bir silüet idi.Elzem 'Bana yardım et Fırat!',diye bağırdı.Fırat ona doğru adım adım ilerliyordu.Elzem'i kucaklayarak:
'Senin ölmene izin veremem!Ama şunu bil ki bu seni sevdiğimin anlamına geliyor.Ben Dicle'den başkasını sevmem!',dedi.'

Karmakarışık bir kabustu.

Doktorun çabaları sonuç vermişti.Elzem hayata tekrar dönmüştü.Rona Hanım gülümseyerek:
"Allah'ım sana şükürler olsun!",dedi ve elini yüzünde gezdirdi.
Oradaki herkes çok mutlu olmuştu.Özellikle de Fırat.Elzem'in yaşaması onun da yaşama sebebi olmuştu.Cahit'in hapisten çıkacağını duyduğundan beri diken üzerindeydi.Her an çıktığını haber verecekmiş gibi geliyordu ona.Ama şu an mutluluğunu bozamazdı.Sadece Elzem'e odaklanmıştı.Ona karşı hisleri derinleşmişti.Onu öyle yatakta görünce yaptığından pişman olduğunu anladı.

Doktor odadan çıktı.Stresten alnında boncuk boncuk terler vardı.Terini elinin içiyle sildi.Hasan ağa doktor'a:
"Kızım iyi mi Doktor Bey?Durumu nasıl?",diye sordu.Doktor:
"Hasta yaşamsal fonksiyonlarını geri kazandı,fakat bu onun bundan sonra iyi olacağı anlamına gelmez!",dedi.Hasan ağa:
"Nasıl yani?Ölebilir mi yani?!",diye sordu.
Doktor:
"Onu bilemeyiz.Hastanın akciğerleri iflas etme durumunda.Yani eğer bir daha kötü bir darbeye mahrur kalırsa,akciğerlerinin iflas etme oranı o kadar yükselir.",dedi.

Rona Hanım kalbini tuttu.Biraz sendeledi.Hasan ağa onu tuttu.Doktor:
"Hemen öyle endişelenmeyin!Hastanın durumu şu an iyi.Hatta böyle devam ederse üç güne kadar taburcu edilebilir.Tekrardan geçmiş olsun!",dedi.
Fırat kafasını öne eğdi,elini ensesine atarak ovmaya başladı.Elini duvara vurdu.Hasan ağa onu farkederek:
"Ne oldu?Pişmansın değil mi?O karıyı konağa getirmekle nasıl bir hata yaptığının farkındasın değil mi?Ses çıkarmadığına göre pişmansın!Ama son pişmanlık fayda etmez Fırat!Dua et şimdilik kızım iyi...Yoksa neler olacağını sen benden daha iyi bilisin de mi?!",diyerek bağırdı Fırat'ın üstüne.

Fırat sesini çıkarmıyordu.Ama en sonunda patladı.Pişman olmadığını söyleyecekti,ama pişmandı:
"Pişman değilim!Ben yaptıklarımdan asla da pişman olmam!Elzem'i yıllar evvel önce de sevmediğimi söylemiştim size.Ama beni ne duyan,ne de dinleyen oldu!İmam nikahı kıyıldığı sırada 'Hayır' dediğim anda nasıl da bana tokat attın!Ben dedim sana.Bu nikah kıyılmayaydı,bizi böyle zorlamasaydınız bunların hiçbiri başımıza gelmezdi.",dedi.
Içindekilerini döktüğü için rahatlamıştı ama ona pahalıya mal olacaktı.
Hasan ağa ona okkalı bir tokat attı.Fırat neye uğradığını şaşırdı.Hasan ağa onu duvara yasladı ama bir şey yapmadı.Sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu.Onu duvara tekrar vurarak:
"Sen dur!Seni öldürmeyecem.Şimdi sana zarar vermeyecem...Cahit iki güne çıki.Erken tahliye etme durumu da var.Git sen şimdi kendini bir mezarlık seç!Az kaldı!",dedi.

Fırat'ın tüyleri diken diken olmuştu.Hasan ağaya yan gözlerle bakıyordu.Nazgül Hanım da Fırat'a hüzünle baktı.Hasan ağanın telefonu çaldı.Arayan 'Cahit' idi.Fırat o yazıyı görünce solukları daha da hızlandı.Hasan ağa telefonu açtı:
"Efendim oğlum!",dedi.Cahit:
"Napisin baba?",diye sordu.Hasan ağa:
"Hiç!Şu an hastanedeyiz!Bacın kendini intihar etti.Yoğun bakımda şu an.Konağa gitme direk hastaneye gel!",dedi.
"Ne demek kendini intihar etti!?Açıklama yapmayacak mısın baba?!",diye sordu.Hasan ağa:
"Sen hele bi hastaneye gel bi...Ben sana her şeyi anlatacam.",dedi.

Cahit 'tamam' diyerek telefonu kapattı.Hasan ağa elinde telefonu döndürerek Fırat'a baktı.Ona bakarak telefonunu ceketinin cebine koydu.Hamza onlara pür dikkat onları seyrediyordu.Hasan ağanın her hangi bir ters hamlesinde abisini korumak amacıyla elini silahının kabzasından tutarak bekliyordu.
Hasan ağa:
"Ee Fırat!Ecelin geli!Kendine ölümden ölüm beğen!Ya da kaçacak bir delik ara!Daha gençsin!Sana bir şey olmasını aslında ben de istemem ama Cahit bu...Hiç sağı solu belli olmaz!Bir bakmışsın seni alnının çatından vurmuş!",dedi.
Kendal ağa Hasan ağanın karşısına geçerek:
"Yeter be!Siz kimsiniz benim oğlumu mezara sokisiz!Hele bi öyle bir şey yapın sizi de arkasından gönderirim o zaman!Görürsünüz dünyanın kaç bucak olduğunu!",dedi.
Kendal ağanın böyle konuşması Fırat'a güven verdi.Kadınlar erkeklere birbirlerine bir şey yapmasınlar diye yalvarırcasına bakıyorlardı.

Cahit adımlarını hastaneye attı.Sekreterden Elzem'in oda numarasını sordu.Daha sonra merdivenlerden çıkarak Hasan ağanın karşısına dikildi.Cahit ağır adımlarla onlara karşı geliyordu.
Fırat'ın elleri uyuştu.Ağzının içi buz gibi oldu.
Cahit'in saçı sakalı birbirine girmişti.Önce Hasan ağanın elini öptü ve daha sonra ona sımsıkı sarıldı.Dağınık saçlarını düzelterek Rona Hanım'ın yanına gelerek onun da elini öperek birbirlerine sımsıkı sarıldılar.Rona Hanım sevinç göz yaşlarını silerek Cahit'e baktı.Birbirlerinin hâl hatırlarını sordular.Daha sonra Cahit camın önüne gelerek Elzem'e baktı.

"Benim bacımın bu hali ne?Kim yaptı bunu?",dedi.Herkes gözlerini Fırat'ın üstüne dikti.Fırat şaşkın bakışlarla:
"Ben hiçbir şey yapmadım!",dedi.
Hasan ağa:
"He!Yapmadın!O kızı konağa getirdin diye kızım bu hallerde!",diye bağırdı.Cahit:
"Ne kızı?Fırat sen konağa kimi getirdin?",diye sordu.Fırat hiç çekinmeden:
"Sevdiğim kadını!",dedi.Cahit:
"Sevdiğin kadını!Bak şuraya!Senin sevdiğin kadın burada!Bu kadından başka seveceğin kimse olamaz!",dedi.

Fırat:
"Benim kimi sevip kimi sevmeyeceğim kimseyi ilgilendirmi!Ben senin bacına hiçbir zaman aşık olmamışım!Olmam da!",dedi.
Cahit belinden silahını çıkartarak Fırat'ın alnına dayadı:
"Seveceksin!O senin karın!Senin getirdiğin o kapatma senin hiçbir şeyin olamaz!Anladın mı beni!?",dedi.
O 'kapatma' lafı Fırat'ın beynine ok gibi saplandı.Hamza da bu laflara dayanamadı.Fırat'ın desteği ile de silahı Fırat'ın alnından çekerek tavana doğru yönelttiler.Cahit ateş etmemek için kendini zor tutuyordu.Cahit'in kuvveti daha baskın geldi ve silah yere doğru indi ve ateş etti.

Hepsi şaşkın bakışlarla etrafına 'kim vuruldu' bakışlarıyla bakarken Şilan yere yığıldı.

DİCLE VE FIRAT #WATTY2020 (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora