3. BÖLÜM 🥀 OKUL 🥀

12.9K 536 66
                                    

Medya: POYRAZ

🥀🥀🥀

1 HAFTA SONRA

Mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız hayatınızı bir amaca bağlayın, kişilere veya eşyalara değil... Ben de öyle yapıyorum. Benim amacımda onlardan, bana o çirkin iftirayı atanlardan intikam almak. Ve alacağım da. O okuldakilerin hepsinden özellikle de bana o iğrenç iftirayı atan sürtük Alev ve o Poyraz'dan alacağım intikamımı.

Bugün de okullar açılıyor. Ve ben gardırobumda kıyafet seçmeye çalışıyorum hazırlanmak için. Bu 1 hafta da Öykü'yle bol bol alışveriş yaptık. Arada Alas ve Pamir'de bize katıldılar. Sonra onlara İzmir'i gezdirdim. 4'ümüz bol bol vakit geçirdik ve bol bol fotoğraf çektik. Çok eğlendik. Sonunda gerçek ve yanında mutlu olduğum arkadaşlarım oldu. Onlar biz de kalmaya devam ediyorlar. Ailem ve ben hiç bir yere bırakmadık onları.

Dolaptan dar paçalı kot bir pantolon, onun üstüne de pantolonun renginde bir gömlek seçip giydim. Gömleğimin eteklerini pantolonumun içine soktum, kollarını da yukarı doğru kıvırdım, kısa kol olacak şekilde. Aynanın karşısına da geçip hafif bir makyaj yaptım ve favori parfümümü de sıktım. Çantamla telefonumu da alıp aşağı indim. Herkes salondaydı. Beni farkettiklerinde ise hepsi de beni baştan aşağı süzmeye başladı. Ve ilk konuşan Alas oldu.

"Ooo Nehir, bu ne güzellik böyle. Bugün yanımdan ayrılmak falan yok, ona göre."

Evet, Alas beni çok kıskanır. Biz onunla daha farklıyız. Evet arkadaşız ama onunla daha iyi anlaşıyoruz. Alas öyle söyleyince abim de ona kaşlarını çatarak bakmaya başladı. Abim de çok kıskanıyor beni, Alas'ta buna dahil. Paylaşılamıyorum yaa. Diğerleri de, yani annem, babam, abim, Pamir ve Öykü'de benzer şeyler söyledikten sonra hepimiz kahvaltı hazır olduğu için masaya geçtik. Ve kahvaltımızı yapmaya başladık.

Ayy, acaba bugün neler olacak yaa. Ben birazcık heyecanlı olabilirim...

Kahvaltımızı yaptıktan sonra arabalarımıza doğru ilerlemeye başladık. Herkes kendi arabasına bindi. Alas ve Pamir'in de kendi arabaları vardı zaten. Öykü'nün de. Babam da bana bir kaç gün önce yeni araba aldı. Abim de yeni bir motor. Onlar arabalarına bindiler ama ben son anda vazgeçip motoruma bindim. Ben motora binince Alas'ta motoruna binmek istedi. Öykü ve Pamir'de kendi arabalarına bindiler. Ben kaskımı takıp okula doğru sürmeye başladım. Arkamdan Alas ve diğerleri de geliyorlardı.

🥀🥀🥀🥀🥀

Okulun önünde drift çekerek durduk hepimiz de. Bahçeye göz gezdirdiğimde herkesin gözü bizdeydi. Önce Öykü ve Pamir arabalarından indiler. Ardından Alas motorundan indikten sonra, ben de kaskımı yavaşça kafamdan çıkarıp saçlarımı havalı bir şekilde sallandırdım, ve yine havalı bir şekilde motorun üstünden indim. Bu sefer de erkekler hayran olmuşcasına, kızlar da kıskanç bir şekilde bana bakmaya başladılar. Bahçeye göz attığımda Poyraz'ın da bana baktığını farkettim. Ona umursamaz bir bakış atıp önüme döndüm ve yürümeye başladım. Alas'ta sahiplenircesine kolunu omzuma attı. Pamir'de Öykü'ye öyle yaptı.

Biz böyle havalı bir şekilde yürürken yanımıza okulun sürtüğü Alev geldi. Bana o iğrenç iftirayı atanın bir tanesi de zaten Alevdi. Diğeri de Poyrazdı. Ben ona anlamaz bir şekilde bakarken o konuşmaya başladı.

"Sen bana baksana kızım. Okulun ilk günü ne bu havalar. Sanki okul senin."

Onun bu söylediklerini herkes duyuyordu ve pür dikkat bizi izlemeye başladılar. Daha doğrusu benim ne yapacağıma. Çünkü şu ana kadar Alev'e karşı gelen kimse olmadı. Ama bir ilk olarak ben olacağım. Sonra Alev'e bakıp;

"Peki okul senin mi?"

"Bu seni ilgilendirmez. Ama bu okulun popüler kızı benim. Hiç kimse de bana karşı gelmeye cesaret edemedi. Onun için ayağını denk al."

Ben de onun bu söylediğine hafif sırıtıp, "cık, yanlış oldu. Bu okulun sürtüğü benim diyecektin herhalde."

Diyince bütün okul birden oooooo nidaları atmaya başladı. E Alev'de renkten renge girdi, hiç bir şey söyleyemedi. Yavaş yavaşta sinirlenmeye başladı. Sonra tam dibime kadar gelip sağ elini bana tokat atmak için kaldırdı. Ama ben hemen kalkan elini yanağıma inmeden yakalayıp hızlı bir şekilde sırtında birleştirdim. Alev çığlık atmaya başlarken bütün okul da bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Çünkü daha önce kimse böyle bir şeye cesaret edemedi. Onun acı çığlıkları eşliğinde yere çok sert bir şekilde ittim.

O anlık sinirle de üstüne çıkıp yumruklamaya başladım. Bana attığı o iftirayı düşündüm ve daha da hızlandım. Belimden biri yakalayınca durmak zorunda kaldım. Arkamı döndüğümde bu kişinin Alas olduğunu gördüm. Bakışlarıyla bana 'sakin ol' diyordu. Alas ve diğerleri her şeyi biliyorlar çünkü. Etrafıma baktığımda herkesin bana olan hayret, şaşkın ve hayran bakışları vardı. Poyraz'da öyle bakıyordu. Ama sonra kendine gelmesi için kafasını hızlıca sağ sola sallayıp bana doğru gelmeye başladı. Bir dakika ne, bana doğru mu? Bu niye bana doğru geliyor ki şimdi. Sakin ol Nehir, sakin ol. Sakın duygularına yenik düşme. Senin alacağın bir intikam var, bunu unutma. Ben içimden böyle kendimi rahatlatmaya çalışırken o tam karşımda durup;

"Okulun ilk günü kavga ettin. Üstelik dövdüğün kız da benim sevgilim. Nereden geliyor bu cesaret."

Ve ben birden kahkaha atmaya başladım. Bana anlamaz gözlerle bakıyorlardı.

"Senin sevgilin mi? Ahhh hadi ama Poyraz, senin tek gecelik ilişkiler dışında normal bir ilişkin olmadığını ve olmayacağını ikimiz de biliyoruz. Sen kimseye aşık olmazsın ve değer vermezsin Poyraz Çetinoğlu."

O ve okuldakiler bana şaşkın, hatta oldukça şaşkın bir şekilde bakmaya başladılar. Çünkü onlar beni tanımadı. Daha da tanımayacaklar. Ama ben bu okuldakilere onları tanıdıklarımı göstereceğim. Onlar da 'bu kız beni nereden tanıyor?' diye düşünüp kendilerini yiyecekler. Ama bir türlü cevabını bulamayacaklar. Ta ki ben kendi kimliğimi açıklayana kadar. Ama daha değil. Ben ve arkadaşlarım tekrar yürümeye başladık ama birden kolumdan tutulmamla olduğum yerde durup tutana, yani Poyraz'a bakmaya başladım. Alas, Poyraz benim kolumu tuttu diye sinirlenmiş olacak ki tam harekete geçecekken ben elimle durmasını sağlayıp tekrar bakışlarımı Poyraz'a çevirdim. O da kaşlarını çatmış bir şekilde;

"Sen benim adımı, hatta soyadımı nereden biliyorsun? Ben sana söylediğimi hatırlamıyorum."

Tek kaşımı kaldırarak, "söylemedin zaten." dedim.

"E o zaman nereden biliyorsun."

"Tek seni değil, ben bu okulda ki herkesi tanıyorum. Ama siz beni tanımıyorsunuz."

Sonra Poyraz'ın kulağına doğru yaklaşıp, "beni bu kadar hafife almamanı öneririm." diyip nefesimi hafifçe kulağına doğru üfledim.

Benim bunu yapmamla bedeni kasıldı gibi oldu. Sonra ona göz kırparak bizimkilerle yürümeye başladık. Poyraz hâlâ bana bakıyordu. Bu sefer de ismimin, yani Nehir ismimin seslenilmesiyle durup arkamı döndüm. Alas'lar da benimle birlikte arkaya doğru bakmaya başladılar. Ama bunların burada ne işi var yaaa. Offf.

Bahçedekiler de sesin geldiği yöne doğru bakıyorlardı. 4 tane adam tam karşımda durup arsızca beni baştan aşağı süzmeye başladı. Alas ve Pamir'de bu duruma sinirlendiler tabi. Poyraz ve Alev'de dahil herkes bize bakıyordu. Onlara dönüp sinirli bir şekilde;

"Ne var! Ne istiyor sunuz!!" dedim.

Aralarından biri, "seninle, daha doğrusu sizinle daha bitmemiş bir hesabımız vardı, unuttunuz mu?" dedi, son cümlesini yanındakileri de göstererek söylemişti. Çünkü 'sizin' derken Alas, Pamir ve Öykü'yü de kastettiğini anladım. Ama şimdi biz bunlardan nasıl kurtulacağız yaaa. Kurtulması kolay olur da, okul da olacak iş mi şimdi bu.

Poyraz'a baktığımda bana anlamaz gözlerle bakıyordu. Alev'e baktığımda ise, bana sırıtıyordu. Hah, sanki ben bunlardan kurtulamayacağım. Gayette çok rahat bir şekilde kurtuluruz. Ama Alev sürtüğü kurtulamayacağımı sanıyor.

Bakalım birazdan olacaklardan sonra aynen böyle sırıtabilecek misin, sürtük Alev? 🤔🤔🤔

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Where stories live. Discover now