13. BÖLÜM

10K 422 139
                                    

Abimin söylediklerinden sonra hemen etrafa gözlerimi gezdirdim. Bu sırada Poyraz dikkatli bir şekilde bana bakıyordu. Fakat ben onu umursamadan etrafa bakmaya devam ettim. Çünkü abim bana telefonda okulun izlendiğini, ve Cem'i öldürmeye çalıştıklarını söylemişti. Doğru mu diye bana sordu abim fakat, görünürde kimse- bir dakika o kim yaa.

Lafımın kesilmesinin sebebi etrafıma göz gezdirdiğimde ileride bir köşede bir adamı görmem oldu. Ve silahını bir noktaya doğru tutuyordu. Silahın ucunu takip ettiğimde, Cem'e doğrultulmuş olduğunu gördüm.

Bizimkiler bana ne olduğunu, abimin ne söylediğini falan sorsalar da, ben sadece Cem'e odaklanmıştım. Haberi yok gibi görünüyor. Poyraz'da bana hâlâ dikkatli bir şekilde bakıyordu. Birde ne olduğunu anlamak istermiş gibi bakıyordu. Ben ise bakışlarımı tekrar Cem'e çevirdiğimde telefonla konuşuyordu. Aynı zamanda da etrafına bakıyordu. Sanırım şimdi onun da haberi oldu fakat hâlâ o adamı göremedi. Kim bu? Cem'den ne isteyebilir? Adam şu an resmen silahını ateş etmek için hazırlıyor. Ben de bu sorularımın cevaplarını sonra düşüneceğimi aklıma not ettim ve Cem'e doğru koşmaya başladım. Bizimkiler ve Poyraz'ın şaşkın bakışlarını hissedebiliyordum. Ama umursamadım. Onlar da olayı idrak etmeye çalışıyorlardı.

Cem'in yanına yaklaştığımda hemen önüne geçtim ve işte o sırada da silah sesi geldi. Ve benim kolumda bir acı...

Hemen elimi acıyan koluma doğru koydum. Sanırım kurşun benim koluma gelmişti. Silah sesini duyan kızlar da birden çığlık atmaya başladılar. Öykü, Alas ve Pamir'de koşarak benim yanıma geldiler. Poyraz'da dahil. Ve Poyraz bunlar olduktan sonra bana şaşkınca bakmaya başlamıştı. Okulda olayı anlayan herkes şaşırmıştı zaten.

Bunlar bir anda olduğu için Cem şoktaydı hâlâ.

Poyraz benim tuttuğum kolumu görünce birden bağırarak;

"Nehir kolun!!" diyince hepsi de koluma bakmaya başladılar. Alas ve Pamir'de onun verdiği tepkinin aynısından verdiler. Öykü'de revire gidip pansuman malzemeleri alacağını söyleyip koşarak gitti. Cem'de ancak şaşkınlığını üzerinden atıp birden yanıma geldi ve;

"Kuzi sen ne yaptın yaa!! Benim için kendi canını neden ortaya attın!!."

Ben ilk kelimeden sonra ne dediğini falan duymadım. Sadece 'kuzi' kelimesine takılı kalmış, şaşkınca Cem'e bakıyordum. O da ne dediğini sonradan farketmiş gibi;

"Eee şey, kusura bakma Nehir. Ben kuzenime hep öyle seslenirim de, alışkanlık olmuş. Tek sana değil, herkese öyle söyleyiveriyorum. Alışkanlıktan yani." dedi. Ama bana nedense pek inandırıcı gelmedi bu.

Öykü'nün ölen abisi de sürekli bana 'kuzi' derdi. Onu çok özledim yaa. Canım kuzenim benim. Keşke şu an yanımda olsaydı...

Aman ben de ne haldeyim, ne düşünüyorum. Bu halde bile. O sırada Öykü elinde pansuman malzemeleriyle geldi. Alas hemen alıp koluma pansuman yapmaya başladı. Poyraz'da hâlâ yanımızdaydı, ama Alas'a çok sinirli bakıyordu. Çünkü pansuman malzemelerini Poyraz almaya yeltenmişti ki Alas ondan önce davranıp almıştı ve hemen koluma pansuman yapmaya başlamıştı. O da sinirlendi tabi. Cem'in sesini duyunca ona döndüm.

"Yaa, bu böyle olmaz, hadi hastaneye gidiyoruz."

"Gerek yok Cem. Kurşun sıyırmış zaten."

"Ya sen neden yaptın ki böyle bir şeyi."

"Ee sen bana çok yardımcı olmuştun. Hem önemli bir şey yok."

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin