31. BÖLÜM

6.8K 310 23
                                    

Sınav sırasında kendi önümdeki kağıdı yaptım önce. Gerçekten de kazık sorular sormuş ama ben hepsini yapabildim tabiki de. Ve kağıdım bittikten sonra adımı yazmadan Tuna'nın önüne koyup, onun önünde ki kendi kağıdını da ben aldım. O önce önüne koyduğum kağıda, ardından da bana şaşkınca bakarken göz kırpıp önümde ki kağıda döndüm. O kağıdı da doldurduktan sonra İdil'e, Leyla'ya ve Savaş'a da aynı taktiği uyguladım. Hepsi de bana şaşkınlıkla bakmaya başladılar aynı Tuna gibi.

Hoca sürekli geziyordu bizim etrafımızda ama farketmiyordu. Gizliden, farkettirmeden yapmayı başarıyordum. Ben bizim çeteden sonra diğerlerine de tek tek aynı taktiği uygulamaya başladım. Sürtük grubu hariç. Tuna'gil de benim ne yaptığımı sonradan anlayınca onlarda bana yardım etmeye başladılar. Zaten ben önlerine soruları yapılmış kağıtları koymuştum. O kağıttan doğru diğerlerinin kağıtlarına geçirdiler aynı cevapları.

Ve böylelikle de sınav esnasında bir kaç kişi hariç herkesin kağıdını yapmıştık. Saate baktığımda daha zilin çalmasına 10 dakika vardı. Hoca hepimizin kağıtlarını aldıktan sonra ben söze girdim.

"Okuyun sınavları şimdi!" diyince kafasıyla onayladı hemen. Fakat yüzünde ki sinsi gülümseme de gözümden kaçmadı. Tek benim de değil, sınıftakilerinde gözünden kaçmamıştı. Ve bir anda hepsi de bana dönüp minnettar bakışlarla bir gülümseme gönderdiler.

Önce benimkini okuyacağını söyleyip başladı okumaya. Benim 100 aldığımı görünce yüzünün ifadesi gülünçtü doğrusu. Sonra kendini artık ne kadar toplayabildiyse toplarladı ama hâlâ şaşkınlığını üzerinden atamamıştı.

"Benim sınavımdan 100 alan ilk öğrencisin."

Eğer sınavı habersiz yapmasan onlarda alırlardı yüksek bir not.

"Belki bu sefer benden başka da 100 alan olur hocam."

"Sanmıyorum. Şimdiye kadar hiç olmadı. Ben şu anda da olacağını sanmıyorum." derken başını sağa sola doğru salladı umutsuz vaka dermiş gibi.

Hoca bütün sınavları okudu fakat oldukça şaşırmıştı. Sonra birden ayağa kalkıp, "kopya çekilmiş. Yoksa mümkünatı yok bu notları alamazdınız, üstelik herkeste 100 almış. Bu imkansız. Daha önce hiçbiriniz alamamıştı, ama şimdi nasıl oldu da aldınız. Tekrar sınav yapacağım. Hem de şimdi."

Gittikçe sinirlenmeye başlıyordum ama artık. Elimi masaya vurup ayağa kalkmam bir oldu. Hoca da şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.

"Eğer sen habersiz sınav, hatta her hafta sınav yapmaya kalmasaydın sınıftakiler de sürekli düşük almak zorunda kalmazdı. Ama neyse ki bugün benim yardımım sayesinde 100 alabildiler."

Daha da şaşırmıştı.

"Senin yardımın mı?"

"Ne sandın, benim o kazık soruları yapamayacağımı mı? Hem, ben 100 alırken sınıfımdakilerinde düşük alması içime sinmezdi. Tabi bunu yaparken senin ruhun bile duymadı. Kendini çok mu akıllı sanıyorsun sen."

Sınıftakiler de bir anda beni alkışlamaya başladılar. Onları takmayıp tekrar hocaya döndüm;

"Eğer bir daha habersiz sınav falan yapmaya kalkarsan, ve de inadına işlenmeyen konulardan kazık soru falan sorarsan bu okula bir daha adımını atamazsın ona göre!"

Hiç bir şey söyleyemedi. Sadece yüzüme bön bön bakıyordu. Sınıftakiler de onun bu haline gülmeye başladılar. Fakat bu gülenlerin arasında Tuna'da vardı. Zaten o yüzden herkes gülmeyi kesmiş Tuna'ya şaşkınca bakıyorlardı ya. Çünkü Tuna ilk defa sınıfta gülüyordu. Tabi kızlar hayranlıkla bakmaya başladılar. Onlara öldürücü bakışlarımdan atıp sevgilime döndüm. O da bana bakıyormuş zaten, kızların kendisine olan hayran bakışlarını hiç umursuyor gibi de durmuyordu. Biz birbirimize odaklanmış, birbirimizin gözlerinin tam içine doğru bakarken sınıftakiler kendi aralarında konuşuyorlardı.

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Where stories live. Discover now