18. BÖLÜM

9.1K 382 69
                                    

NEHİR'DEN DEVAM

Alarmın çalmasıyla yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra gardırobumun karşısına geçip ne giyeceğime karar vermeye başladım.

Dün ilk dersten sonra grubumla birlikte okuldan çıkmıştık. Herkes evlerine gitmişti. Tabi ben gece yarısına kadar aramızda ki hainin kim olabileceğini düşünmüştüm. Ama herkeste olabilir. Yani ben bile olabilirim, o derece. Aklıma öyle tek bir kişi gelmiyordu. Arada bizimkilerin hareketlerini falan kontrol ettiğimde hepsi de kendi halindeydi. Ama eminim aramızda bir hain var.

Çünkü biz nerede olursak olalım orayı anında basıyorlar. Amaçları Cem'i öldürmek çünkü. Şu zamana kadar yaptıkları işe yaramadı. Ama eninde sonunda yarayacak diye korkuyorum. Cem'e bir şey olmadan şu haini bulmam gerekiyor. Tabi bir de şu sahte Ömer var. Hâlâ biz de kalıyor ve ben bundan hiç mi hiç memnun değilim. Tek ben de değil, Cem'de öyle.

Abim ve babam da zaten gerçek Ömer'miş gibi davranıyorlar ona karşı. Neden böyle yaptıklarını da bir türlü anlamış değilim. Ben bunları düşünürken giyindim. Çantamı ve telefonumu da alıp aşağı indiğimde herkes buradaydı. Kahvaltı yapmadan çıktım evden, bizimkiler de arkamdan geliyorlardı. Hepimiz motora binme kararı aldık. Motorlarımıza bindikten sonra okula doğru sürmeye başladık. Ben önden diğerleri de arkamdan geliyorlardı.

Okulun önünde drift çekerek durdum. Alas'lar da arkamdan geldiler. Herkes buraya bakıyordu. Kaskımı çıkarıp saçlarımı havalandırdım. Bütün erkekler hayran olmuşcasına bakarken, kızlar kıskançlıkla bakıyordu. Motordan inip grubumla beraber okula doğru yürümeye başladık. Bir bankta Can Tuna ve çetesi oturuyorlardı ve onlarda bize bakıyordu. Fakat farkettiğim bir diğer şeyse Can Tuna sadece bana odaklanmış bir şekilde bakıyordu.

Okuldakiler ona Can diyor. Ama benim içimden diğer adını, yani Tuna ismini söylemek geliyor. Biz de onların karşısında ki banka oturduk. Bir süre sonra da Poyraz'gil geldi yanımıza. Yine Cem, Ömer'e öldürecekmiş gibi bakmaya başlarken ben de yine onu bakışlarımla uyardım.

Biz oturduğumuzdan beri Tuna ve çetesi bakmaktan bıkmadılar bize. Ve Tuna, Poyraz geldiğinden beri kaşlarını çatarak bakmaya başladı. Biz hepimiz konuşurken o grubunda bizi duyduğuna eminim. Çünkü banklar çok yakın ve onların konuşmalarını biz duyuyorsak, onlar da bizim konuşmalarımızı duyabilir. Her neyse.

Poyraz kulağıma yaklaşıp, "konuşabilir miyiz?" diye sordu. Tuna ise dikkatli bir şekilde bize bakıyordu. Ben Poyraz'ın cevabını veremeden yanımıza iki erkek geldi. Bizim sınıfta değil bunlar. Ama bizimle aynı yaşta oldukları belli.

"Kızlar almışsınız yanınıza bu kadar erkeği. Dün de bunlar yanınızdaydı. Bugün ve tabiki bu gece bizimle takılın." dedi biri Öykü'yle beni kastederek. Resmen bize sürtük muamelesi yaptılar yani. Bizim sinirlendiğimiz ise uzaktan çok net belli oluyordur. Ve şu an bahçede ki herkeste bize dikkat kesilmişlerdi. Benim kim olduğumu bilenler, karşımda ki çocuklara acıyormuş gibi bakıyordu. Ve bilmeyenler ise, karşımda ki çocuklar gibi sırıtarak bakıyordu bize. Sanırım bu okuldakilere kim olduğumu göstermem gerekiyor.

Bizim grupta ki erkekler de çok sinirlenmişlerdi. Ve tam harekete geçeceklerken onları sert bir dille, "durun!" diye uyarınca onlar da durdular ve bana anlamaz gözlerle bakmaya başladılar. Yan banka Tuna ve çetesine baktığımda ise meraklı bir şekilde benim ne yapacağıma bakıyorlardı. Ardından Öykü'yle birbirimize sırıtmaya başladık. Ve ikimiz de aynı anda ayağa kalkıp ben birinin, Öykü'de diğerinin karşısında durdu.

Onlar hâlâ karşımızda sırıtıyorlardı.

"Siz benim kim olduğumu bilmiyorsunuz galiba." diyince karşımda ki çocukta sırıtmasını daha da büyüterek, "tanışırız güzelim. İstediğin şey bu olsun." dedi ve tam elini belime atacaktı ki, ben hemen onun elini yakalayıp arkasında birleştirdim. Ve onun acı çığlığı...

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Where stories live. Discover now