11. BÖLÜM 🌷BENİMSİN🌷

9.9K 444 117
                                    

Hep birlikte otururken zil çaldı ve sınıfa gitmek için ayaklandık. Sohbet sırasında sürekli gülerken Poyraz'ın da bana baktığını farkediyordum. Gözü sürekli benim gülüşüme takılıyordu.

Ama sona yaklaştık artık.

Az kaldı.

Benim kim olduğumu öğrenmenize çok az kaldı.

Kime aşık olduğunu öğrenmene ramak kaldı Poyraz.

Bakalım aşık olduğun kızın geçen sene ezikleyip, eziyet ettiğin kız olduğunu öğrendiğinde ne yapacaksın. İşte o zaman yüzünün aldığı şekli çok merak ediyorum.

Sınıfa girdiğimizde herkes kendi yerine oturdu. Ben de tam yerime, yani Alas'ın yanına oturacakken birden kolumdan çekilip başka bir sıraya oturtulmam bir oldu. Ve bu kişi tabiki de Poyraz. Beni kendi sırasına oturttu, ve kendisi de yanıma oturdu. Ben ona anlamaz gözlerle bakmaya başlayınca sonunda bir açıklama yapabildi.

"Yanımda oturmanı istiyorum güzelim."

Vaayy, güzelim haa. Geçen sene ki eziğe şimdi 'güzelim' diyor. Gerçi benim geçen sene ki ezik olduğumu bilmeden söylüyor bunu ama çok yakında öğrenecek artık. Çünkü planım neredeyse tamamlandı sayılır. Onlar Irmak'ın ölümüne sebep olduklarından, ona yaptıklarından dolayı pişman olmaya başladılar bile. Yani sonunda vicdanlarını konuşturdular. Zaten benim de amacım buydu. Ama son bir şey daha kaldı tabi. Onu da uygulamaya geçirince işim bitiyor.

Hem ayrıca Poyraz yanına kimseyi oturtmazdı kii. Ama beni kendi isteğiyle oturttu. Ne güzel...

Ders esnasında izleniyor hissine kapılıp kafamı sağ tarafa çevirdiğimde Poyraz'ın beni izlediğini anladım. O sırada da zil çalınca biz de kantine gittik. Poyrazgil de bizimle geldi. Her zamanki masamıza oturduğumuzdan en fazla 5 dakika sonra bir çığlık sesi duyuldu.

Bir kızın çığlığı...

Kantinde ki herkes bakışlarını bir yere sabit tutarak bakmaya başladılar. Biz de onların bakışlarını takip ettiğimizde 2 kız bir kıza eziyet ediyordu. Yani kız, benim geçen sene ki halim gibiydi. Ve geçen yıl bana yapıldığı gibi onu da ezikliyorlardı anlaşılan. Ama tuhaf olan bu kızlar Alev ve grubu değildi. Okulun başka sürtükleriydi. Tabi o kızlar beni de geçen yıl ezikliyorlardı. Şimdi de o kıza sıra gelmiş anlaşılan. Ama ben buna tabiki de izin vermeyeceğim.

Kızlardan biri tam o kıza tokat atacakken hemen oraya gidip onun tokat atmak için kalkan elini tutup sert bir şekilde arkasında birleştirdim. Ve işte şimdi de çığlık atma sırası o'ndaydı. Sonra kulağına yaklaşıp herkesin duyabileceği bir tonda;

"Sen insanları eziklemeyi hobi edinmişsin anlaşılan."

"Sanane be. Bırak beni!" diye cırladı resmen.

Ben de istediğini yapıp ani bir hareketle çok sert bir şekilde ittim onu.

Ve bir kez daha o sürtük kızın acı çığlığı.

"Bana bakın, bu kızdan uzak duracaksınız. Anladınız mı beni!! Sırf dış görünüşü kötü diye onu ezikleyemezsiniz. En azından o sizin gibi sürtük değil!!"

Kantinde ki herkes bana şaşkınca bakmaya başladılar. Ben onları umursamayıp devam ettim.

"Sakın haa! Eğer bu kıza tek bir kişinin bile eziyet ettiğini görür ya da duyarsam korkun benden!!"

Ve bizim sınıfta ki Fatih konuştu. Hani şu kendi içeceğine Irmak'ın ilaç kattığını iddia ettiği çocuk.

"Ne yapabilirsin ki?" bunu daha çok alaycı bir tavırla söylemişti. Hadi bir bomba daha patlatayım bari.

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Where stories live. Discover now