5. BÖLÜM 🌺 POYRAZ'DAN 🌺

11.5K 519 21
                                    

POYRAZ'IN AĞZINDAN

Biz arkadaşlarla her zamanki bankımızda oturuyorduk. Bugün okula yeni öğrenciler gelecekmiş. Bir kaç dakika sonra okulun içine giren 2 araba ve 2 motor sesi duyuldu. Hepsi de profesyonelce drift çekerek girdi okula. Kim bunlar lan. Arabadakiler indikten sonra motorla gelenin 1 tanesi de indi. En son da diğer motorda ki kaskını çıkardı. Ama bu kız. Motoru da çok iyi sürüyor. Bahçede ki erkekler gibi ben de ona hayran kaldım doğrusu. Kaskını çıkardıktan sonra havalı bir şekilde saçlarını sallandırdı. Yalnız kız çok güzel bee. Hem de aşırı güzel. O da bu okuldakiler gibi sürtüktür kesin. Zaten sürtük olmayan bir kız yok ki. Hepsi de benim gibi yakışıklı bir erkeğin altına girmek isteyen sürtükler. Bu kız da kesin onlardandır işte. Erkeklerden biri diğer kızın omzuna kolunu attı. Ve diğeri de diğer kızın elini tuttu. Ne yani sevgililer mi. Aman banane yaa. Neyi oluyorsa oluyor. Ama kız bana hiç yabancı gelmiyor. Sarı saçlar falan. Bir an kızla göz göze geldik. Ama sonra bana nefretle ve iğrenerek bakıp önüne döndü. Noldu şimdi yaa. Bana neden öyle baktı ki.

Sonra sürtük Alev onların yanına gidip laf attı. Fakat o güzel kızın da ona soktuğu laftan sonra hiç bir şey söyleyemedi Alev. Yalnız iyi laf soktu bee. Alev'de sinirlendi ve ona sürtük dedi. Hah, kendisi neyse. Sanki kendisi sürtük değil. Kız da çok sinirlendi ve Alev'i çok iyi, profesyonelce dövdü. Kim bu kız yaa. Şimdi anlarız.

Hemen ayağa kalkıp ben de onların yanına yürümeye başladım. Alev'i döven kızın tam karşısında durup;

"Sen ne hakla benim sevgilimi döversin." dedim. Tabiki de öyle bir şey yok. Sadece ağzından laf almak için öyle söyledim. Ama onun verdiği cevap benim oldukça şaşırmama sebep oldu. O bana benim kimseye aşık olamayacağımı söyledi, ardından da adımı ve soyadımı. Lan bu kız bunları nereden biliyor. Ben daha önce bu kızı hiç görmedim ki. Görsem, zaten unutmazdım bu güzelliği. Ama o beni nereden tanıyor. Bunu ona da sorduğumda 'yakında öğrenirsin' dedi ve yürümeye devam etti.

Fakat bir kaç adım attıktan sonra okul kapısının oradan bir kaç adam birine seslendi. Ardından o yeni öğrenciler arkalarını dönüp adamlara bakmaya başladılar. Ve Alev'i döven kız da, arkadaşlarının hepsinde tek tek gözlerini gezdirip bana baktı. Sonra da Alev'e. Ve ondan sonra da buraya doğru gelen o adamlara. Karşı karşıya geldiklerinde biraz konuştular. Konuşmalardan aralarında bir hesaplaşmanın yarım kaldığını anladım. Kızın yanında ki erkeklerden biri o adamlara alaycı tavırla bir laf söyledi. Adam da sinirlendi ve ona tam vuracakken, o laf sokan çocuk çevik bir hareketle engel oldu. Ve nolduysa o zaman oldu. Hepsi de birden kavgaya girişti.

Gözüm o güzel dediğim kıza takıldı fakat o gerçekten de çok iyi dövüşüyor. Acaba bu kız kim. Çok merak ettim. 4'ü de adamları yere serdikten sonra o kız bahçedekilere bakarak konuşmaya başladı. Arada da Alev'e bakıyordu. Ve konuşurken Alev'in de adını söyledi. Ama ne Alev, ne biz ona Alev'in adını söylemedik ki. Herkeste şaşkınlıkla bir kere daha o kıza bakmaya başladı. Bu kız daha bugün yeni okula geldi. Peki ya o zaman bizi nereden tanıyor, hâlâ anlamış değilim.

Alev'de 'benim adımı nereden biliyorsun?' diye sorduğunda, yine bana verdiği cevabın aynısını Alev'e de verdi. Yani 'yakında öğrenirsin' dedi ve arkadaşlarıyla birlikte okula doğru yürümeye başladı.

Ama ben hâlâ onun da diğer kızlar gibi sürtük olduğunu düşünüyorum. Ve bizim sınıftan Fatih bir anda o kızın omzuna kolunu atıp bir şeyler söyledi. Kız ise hiç bir şey yapmadı, sadece gülümsedi. Ben demiştim, bu kız da sürtüktür diye, diye düşünürken kimse ne olduğunu bile anlamadan, o kız çevik bir hareketle Fatih'in kolunun altından çıktı ve kolunu onun arkasında birleştirdi. Fatih ise acı içinde kıvranırken birden onu yere doğru itti. Noluyor lan. Yok artık. Bu sürtük falan değil. Bu nasıl bir kız böyle yaa. Ben gibi herkes ona ağzı açık bir şekilde bakmaya başladı. Bu hiç diğer kızlar gibi değildi, bunu anladım.

Bahçedekiler de arkasından hayranlıkla bakakalmışlardı. Ve arkasından konuşmaya başladılar. Bazıları, "çok güzel kız bee." , derken, bazıları da, "acaba kim?" , "Bizi nereden tanıyor?." , "Ben ilk defa görüyorum onu." gibi şeyler söylüyorlardı.

Bir süre sonra zil çaldı ve arkadaşlarla sınıfa girdik. Ama ben sürekli istemeden de olsa o kızı düşünüp duruyordum. Kim o ve bizi nerden tanıyor, gerçekten çok merak ediyorum.

🌺🌺🌺🌺🌺🌺

Dersin ortasında birden sınıfın kapısı açılınca bütün gözler o tarafa döndü. Gelenler o kız ve arkadaşlarıydı. Acaba şu çocuk onun sevgilisi mi. Ben ne düşünüyorum böyle yaaa. Banane. Kimse kim. Onlar kapıyı çalmadan girdikleri için öğretmen de çok sinirlendi ve bağırmaya başladı. Zaten en sinirli öğretmen bu.

En son yine bağırarak ve sinirli bir şekilde 'tanıtın kendinizi' dedi. Ama o kız da aynı öğretmen gibi, "Nehir SOYDAN" diye bağırdı. Ne, Nehir Soydan'mı. Yani Soydan. Yok artık. O ünlü mafyalar Ahmet Soydan'ın kızı ve Mert Soydan'ın kardeşi değil mi yaa. Söylediği soyadla sınıfta ki herkeste benim gibi şaşırdılar tabi. Hatta bazıları da ona korku dolu gözlerle bakmaya başladılar bile. Ve duyduğu isimden sonra öğretmenin yüzü de görülmeye değerdi doğrusu. Zaten sınıfta birden öğretmenin aldığı yüzünün şekline gülmeye başladılar. Ben de sadece gülümsedim hafif bir şekilde. Zaten ben öyle hiç kahkahalarla falan gülmemişimdir. O kız da ise tek bir mimik bile oynamadı.

Ama benim aklıma bir tane bir şey takıldı. O neden kendi okuluna gitmedi de bu okula geldi.

Sınıfın sürtüklerinden Ece'de benim aklımda ki soruyu sordu ona. Ama o kızın verdiği cevapta güzeldi. Bu kız çok güzel cevaplar veriyor. Ece'de hiç bir şey söyleyemedi. Ama Nehir, Ece'nin de adını söyledi onun sorusunu cevaplarken. Ece'de ona 'beni nereden tanıyor sun?" diye sorunca, Nehir yine aynı cevabı verdi. 'yakında öğrenirsin' dedi yine. Kim sorsa aynı cevabı veriyor. Başka bir cevap veremez mi ya bu kız.

Acaba bizi nereden tanıyor... 

Amaan ünlü ve zengin bir mafyanın kızı ve yine ünlü bir mafyanın kardeşi. Bu okula gelmeden önce güvenli mi diye araştırmışlardır babası ve abisi. Bir de benim babamla Nehir'in babası ve benim annemle de Nehir'in annesi çok yakın bir arkadaşlar diye biliyorum. Neyse...

Öğretmen onlara yanları boş olan yerlere oturmalarını söyleyince Nehir hariç diğerleri oturdu buldukları yerlere. Bir tek Nehir oturmadı. Ama sınıftaki erkekler de 'benim yanıma oturabilirsin' diyip duruyorlardı. Nehir ise onları takmıyordu bile. Ve sınıfta göz gezdirdi. Sanırım yavşamayan birinin yanına oturmak istiyor ve öyle biri var mı diye bakıyor. Benim de yanım boş ve ben ona sesimi bile çıkarmıyordum 'benim yanıma otur' diye.

Nehir'in gözleri bana takıldı. Daha doğrusu benim yanım boş olduğu için yanıma. Ve buraya doğru gelmeye başladı. Sanırım benim yanıma oturacak. E tabi, o da dayanamadı diğer kızlar gibi bu yakışıklılığa. Ben böyle düşünürken Nehir bir an da yönünü değiştirip yanı boş olan ve benim gibi sesini çıkartmayan Cem'in yanına oturdu.

Cem benim grubumda. Yani arkadaşız biz. Ama ben, Nehir benim değil de, Cem'in yanına oturdu diye sinirlendim istemsizce. Neden sinirlendim ki şimdi ben. İlk defa bir kız beni görmezden geliyor diye olmalı. Çünkü ilk defa oldu bu. Daha önce bütün kızlar benim yanıma oturmak için can atıyorlardı. Ben onları yanımda oturtmuyordum. Ama şu an ilk defa bir kız benim yanıma kendi isteğiyle oturmadı. Zaten ne zaman benimle göz göze gelse, bana hem nefret hem de iğrenirmiş gibi bir bakış atıp önüne dönüyor. Neden bana öyle bakıyor ki. Hayır daha önce de hiç görmedim ben onu. Yani ona bir kötülüğüm falan da dokunmuş olamaz.

Ama neden bana öyle baktığını bir türlü anlamış değilim...

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin