38. BÖLÜM

6.2K 304 18
                                    

IRMAK NEHİR'DEN DEVAM

Ona bakmaya kıyamamak mı, yoksa bakıpta doyamamak mı aşk?

    💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕💕

Müdür odasında eniştemle konuşurken Tuna girdi hemen. Ve yine bana bakmaya başladı. Ben ise onu umursamadan eniştemle konuşmaya devam ediyordum. Sonra Tuna'yla da tanıştılar ve o da sohbete dahil oldu. Ama artık holdinge gitme vaktim geldiği için tam eniştemden ödünç arabasını isteyecektim ki, Tuna'da hemen bunu anladı ve artık gitmemiz gerektiğini söyleyiverdi enişteme. Ona kötü bakışlarımdan gönderirken o ise karşımda sırıtıyordu.

Zorla Tuna'nın arabasına bindim. Holdinge doğru sürerken;

"Biz onunla nişanlı falan değili-"

Hemen lafını kestim.

"İnan bu beni ilgilendirmiyor Tuna. Artık aynı şeyi söyleyip durma." dedim hiç ona bakmayıp camdan dışarıyı izlerken. Sinirlendiğini hissedebiliyordum. Fakat umursamamaya çalıştım.

Arabayı otoparka park ettikten sonra inip holdinge doğru yürümeye başladım onu beklemeden. Arkamdan geliyordu. Direct kendi odama geçtikten sonra hemen işlerimin başına koyuldum daha fazla birikmeden. Atmam gereken yerlere imzaları atarken elim istemsizce boynuma gitti. Fakat, fakat bir şey farkettim...

Kolyem, kolyem boynumda değil.  Aman Allah'ım! Kara Melek kolyem boynumda değil. Onu bulmalıyım. Hem de hemen...

Eğer onu bulamazsam çok kötü şeyler olabilir ve ben bunları düşünmek bile istemiyorum. O kolyenin düşman birinin eline geçmemesi gerekiyor. Geçmemeli...

Odamda bir sağa bir sola doğru gidip gelirken düşünmeye başladım. Nerede olabilir? Neredeee? Ama böyle düşününce de bir şey elde etmiş olamam kiii. Şu an korkudan ellerim titremeye bile başlamış durumda. Eğer o kolye düşmanlarımdan birinin eline geçerse... Düşünmek bile istemiyorum.

Hemen odamdan çıkıp aramaya başladım. Önce abimin, sonra babamın odasına baktım fakat yoktu. Onlarda, odalarını aramaya başladım diye bana anlamsızca bakıp ne olduğunu soruyorlardı ama benim onlara açıklama yapacak kadar bile vaktim yok. Diğer odalara da baktım ama yok, hiç bir yerde yok. Nerede olabilir yaaa, nerede?

Bir tek bakmadığım toplantı odası kaldı. Adımlarımı oraya yönlendirdim hemen. Kapıyı açtığımda gördüklerimle kısa bir şok geçirdim. Tuna ve holdingte çalıştığını bildiğim bir kız öpüşüyorlardı. Kapı açılır açılmaz ikisinin de bakışları hemen bana döndü. Eğer büyük bir sorunum olmasa onlara hesap sorabilirdim ama sorunum çok büyük şu an.

Kinayeli bir sesle, "kusura bakmayın bölüyorum ama önemli bir işim var. Siz devam edin, ben yokmuşum gibi." dedikten sonra Tuna'ya da nefret bakışlarımı gönderip odayı aramaya başladım. Ben ararken Tuna'da kıza bağırıyordu.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun! Ne hakla beni öpersin!"

"Ben, özür dilerim Tuna bey!"

İşte buna çok sinirlenmiştim. Ona sadece ben 'Tuna' diyebilirim çünkü.

"Bir daha sakın bana ikinci adımla hitap etmeye kalkma. Sakın! Şimdi defol git, gözüm görmesin seniii!!!"

Tuna'da çok sinirlenmişe benziyordu. Onun öyle söylemesiyle gülümseyesim geldi ama tuttum kendimi. Kız da gözleri dolmuş bir şekilde çıktı odadan. Ben ise hâlâ odayı turluyordum. Nerede bu kolye yaaa??

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Where stories live. Discover now