17. BÖLÜM

9.5K 417 64
                                    

Medya: Can Tuna

Onlarda bizim bu bakışlarımızdan dolayı küçük çaplı bir şok geçirdiler, ama kendilerini toparlamaları kolay oldu. Ve yine aynı kişi sinirli bir şekilde konuşmaya başladı...

"Ne sırıtıyorsunuz lan öyle! Size kalkmanızı söyledik!!"

Biz hâlâ onlara sırıtarak bakıyorduk. Cem sırıtmasını hiç bozmadan, "kalkmazsak ne olur?" diye sordu. Ve bu sefer hiç konuşmayan diğer erkek;

"Siz sanırım bizi tanımıyorsunuz. Tanısaydınız eğer buna cesaret edemezdiniz!" diye konuştu tıslar bir şekilde. Bizim ise sırıtmalarımız arttı. Asıl bunlar beni tanımıyorlar. Bu arada kantindekiler bizi şaşkınlıkla izliyorlardı. Sanırım hepsi de bunlardan korkuyor. Acaba neden?

"Tapulu malın mı?" diye sorunca hepsinin de bakışları bana döndü. Ve öfkeyle bakmaya başladılar. Ama başkanları olan ve az önce resmen kükreyen çocuğun bakışları bana dönünce değişti birden. Sanki transa girmiş gibi bana bakmaya başladı. Etkilenmiş gibi. Aslında yakışıklıymışta. Hem de baya yakışıklı. Aman ne diyorum ben yaa.

Grubun kızlarından biri konuşunca o da kendine geldi.

"Evet tapulu malımız, ne yapacaksın? Kalkın şimdi."

Şunlara bakın yaa, kimin okulunda kime ayar çekiyorlar.

"Ya karşınızdaki okulun sahibiyse. O zaman siz ne yapacaksınız peki?" dedi Poyraz beni kastederek ve tek kaşını kaldırdı. Onlar ise Poyraz'ın bu söylediğine şaşırmışlardı. Kantindekiler de öyle. Ama biz tam tersi, gülümsüyorduk. Grubun lideri sinirli bir sesle;

"Ne saçmalıyorsun sen! Buranın sahibi başka bir okulda okuyor. Çetinoğlu Koleji'nde."

Hâlâ sırıtırken yavaş bir şekilde ayağa kalktım ve grubun liderine elimi uzatıp;

"Biz tanışmadık. Kendimi tanıtayım. Ben Irmak Nehir Soydan." dedim gülümseyerek. Ve hepsi de şaşırdılar. Kantindekiler de öyle. Yüz ifadeleri görülmeye değerdi doğrusu. Ama grubun lideri beni baştan aşağı süzmeye başladı. Umursamamaya çalışıp onların bir şey söylemelerine fırsat vermeden tekrar konuştum. Elimle Poyraz'ı göstererek, "işte bu da Çetinoğlu Koleji'nin sahibi Poyraz Çetinoğlu." diyerek onların daha da şaşırmalarına sebep oldum. Ama biz gülümsüyorduk hâlâ.

O sırada zil çaldı. Herkes şaşkın bir şekilde kalkıp çıktı kantinden. Ve o grupta çıkıp gitti. Biz ise onların o yüz ifadelerine gülüyorduk. Bir süre daha oturduk. Ve bizim sınıfa doğru yürümeye başladık.

Önden ben kapıyı çalmadan daldım sınıfta. Anında bütün gözler de bana döndü. Ve hoca da sinirli bir şekilde bana bakmaya başladı.

"Noluyor çocuklar, kapısız evden mi çıktınız! Çabuk çıkın sınıftan ve kapıyı çalıpta girin!!" diye bağırdı. Biz ona hâlâ bakarken o daha da konuşuyordu. Sınıftan benim kim olduğumu bilenler hocaya şaşkın şaşkınca bakıyorlardı. Hâlâ konuşuyor yaa. Bu kadın susmaz mı hiç. Artık geliyorlar bana.

"Hocam!" diye bağırınca sustu ve şaşkınlıkla bana bakmaya başladı.

"Az nefes al!" diye de devam ettim. Benim grup da dahil olmak üzere sınıfta ki herkes kahkahalarla gülmeye başladı. Ben hariç. Şu kantinde ki grupta bu sınıftaymış. Ve ilk defa onlarında güldüklerini gördüm. Tamam daha en fazla 10 dakika oldu tanışalı ama etrafa hep soğuk bakıyorlardı kantinde. Zaten onlar gülünce sınıftaki herkes şaşkınlıkla o gruba bakmaya başladı. Şu kantinde bana bakıp göz kırpan çocuğa takıldı bakışlarım. Bana bakıyordu yine. Ben de ona bakınca göz kırptı tekrar. Sinirlendiğim 5 metreden anlaşılırdı.

İNTİKAM ÇİÇEĞİ (İNTİKAM SERİSİ 2) Where stories live. Discover now